Gülser Özkan, Tomurcuk Kültür Dayanışma ve İşletme Kooperatifi’nin kurucularından. Kendi zihinsel engelli çocuğu için “Ne yapabilirim de okuldan kopmasına engel olurum?” diye düşünürken, kooperatifi kurmaya karar verdi. Ona, başka zihinsel engelli çocukların anneleri de destek verdi. Kooperatif, 14 Haziran 2006’da kooperatif kurulmuş oldu.
Kooperatif, İstanbul Kadıköy’e bağlı Bostancı'da bulunuyor.
Atölyelerde, resim, koro, drama, yüzme, flamenko dansı gibi çok sayıda konuda eğitimler veriliyor. Kooperatiften bugün, onlarca zihinsel engelli çocuk ve annesi yararlanıyor.
Özkan, kooperatifle ilgili neler yaptıklarını anlatırken çocukların annelerinin güçlendirilmesi için çalışmalar yapıldığını da söylüyor:
“Kooperatife gelen zihinsel engelli çocukların ailelerine destek amacıyla Karma Atölye (Gençler-Anneler) kuruldu. Atölyede anneler, dikiş makinalarını getirdiler ve çantaları diktiler. Zihinsel engelli çocuklar da yapılan dikişin ipliklerini temizleme, kesme işlerini yaptılar. İhtiyacı olan anneler diktiği çantanın ücretini aldı. Atölye sayesinde hem kooperatife destek hem de ekonomik sıkıntı çeken ihtiyacı olan annelere istihdam sağlandı. Bu sayede Kadıköy Belediyesi'ne ve Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) çantalar dikildi.”
282 konser verdi
Zihinsel engelli çocuklara yönelik farkındalık çalışmaları yaptıklarını söyleyen Özkan, çocukların Bremen Mızıkacıları Perküsyon Grubu’nu kurduğunu ve grubun şimdiye kadar 282 konser verdiğini söylüyor.
Kooperatiften 51 zihinsel engelli çocuğun yararlandığı bilgisini veren Özkan, sadece iki saat eğitim alan çocuklara yeteri kadar devlet desteği verilmediğine dikkat çekiyor.
Burası onların gözünde ‘Tomurcuk Üniversitesi’
Kadıköy’de biri engelli iki çocuğuyla yaşayan Arife Özyer, çocuklarını Tomurcuk Üniversitesi’ne götüren kadınlardan.
“Çocuklarımdan biri zihinsel engelli ve bir süre sonra onun için okul hayatı bitiyor. Oysa onlar da diğer çocuklar gibi üniversiteye gitmek istiyor ve üniversite sınavlarına hazırlık yapıyor. Zihinsel engelli çocuklarımız olduğu için okullarını bitirdikten sonra ne yapacaklar diye düşünmeye başladık ve kooperatifin içinde olmaya karar verdik.
Burası çocuklarımızın gözünde bir üniversite ‘Tomurcuk Üniversitesi’, çünkü zihinsel engelli çocuklar liseye kadar bile okumuyor okul hayatı onlar için bir süre sonra bitebiliyor.
Kooperatife geldiğimizde zihinsel engelli çocuğumun hayattan ve toplumdan uzak kalmamasını ve hayatın içinde olma bizim için çok önemliydi ve bunu fazlasıyla başardık.”
Gönüllülük esas alınıyor
Kooperatifte gönüllü öğretmen olarak çalışan Ebru Yılmaz, zihinsel engelli çocuklarla olmanın çok farklı bir duygu olduğunu ve her insanın gelip tanışması gerektiğini söylüyor.
“Kooperatifte altı yıldır gönüllüyüm, müzik alanında üç yıldır devam ediyorum, çocuklarla beraber bir koromuz var ve ud çalıyorum. Çocuklarla hem öğrenirken hem de eğleniyoruz.
Buradaki zihinsel engelli çocuklar, 20- 40 yaş arasında çeşitli yaş aralıklarına sahip. Zihinsel engelli çocukların karşılıksız saf sevgileri var, seni her halinle sevebiliyor, her sağlıklı bireyin gelip bu çocuklarla tanışıp konuşması gerekiyor.”
Yılmaz son olarak, kooperatiflerin kar amacı gütmeyen bir kurum olduklarını ve destek almadıklarını söylüyor ve ekliyor: “Burası aslında annelerin kurduğu bir kooperatif. Yapılan her iş gönüllülük esasında yapılıyor kadınlar, mutfağa girip temizlik de yapıyor yemekte yapıyor.”
TIKLAYIN Bir Halı Üzerinde Aldıkları Eğitimle Hayatları Değişti
(GD/EMK)