Gazeteci ve sendikacı Şükran Soner kadınlara "yeni dünya düzeni" içinde biçilen rolleri, "Küreselleşme ve Kadın"seminerinde, 31 Mart (Pazar) günü anlattı.
Amargi Kadın Akademisi'ndeki semineri izleyen ev kadınları, öğrenciler, işsizler ve çalışan kadınlar, aslında kendi yaşamlarını dinlediler.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)Genel Başkanlığını yapan Soner,gazeteci kadınlar da dahil, dünyadaki kadın emeği sömürüsünü, tanık olduğu örneklerle ve sendikaların bu konudaki yaklaşımlarına değinerek açıkladı.
Ev eksenli ekonomi
İş gücünden tasarruf yerine fabrikalardan tasarruf yapıp daha ucuza çok işçi çalıştırmaya dayanan "ev eksenli ekonomi"yi tanımlayan Soner, bu yolla hem kadınların hem de çocukların sömürüldüğünü, tekellerin sendika dahil tüm sosyal haklardan "kurtulduklarını" vurguladı. Soner, küreselleşme ve kadını anlattığı konuşmasında şu konulara değindi:
* Küreselleşme gibi cilalanmış bir adın yakıştırıldığı, kuralsızlaşan, tekellerin politikalarına dayanan sömürü düzeni, ev eksenli ekonomi gibi yeni yollarla en çok kadınları etkiliyor.
* Düğme dikmek gibi, fabrikaların eve verdiği işlerde, kadın işverenin verdiği en ucuz fiyatı kabul etmek zorunda. Bu işin yoğun olarak yapıldığı İngiltere'de kadınlar taban belirlemek için birleştiklerinde,işveren bu işkolunu hemen Romanya'daki evlere kaydırıyor.
2600 kadının 2.5 yıllık ücretini Jordan 1 günde aldı
* Bu o kadar ucuz bir emek ki; Michael Jordan adlı basketbolcunun tanıtımını yaptığı Nike marka ayakkabıların üretimi Endonezyalı kadınlarca yapılıyordu. 2600 kadın işçinin 2.5 yılda yaptığı 3 milyon çift ayakkabı için aldıkları toplam ücret, Jordan'ın reklamda oynadığı için aldığı ücrete eşit.
* Ev eksenli ekonomide işveren yol, yemek, iş yeri ücretlerini de evini kullanan kadına yüklüyor. Çocuğun da çekildiği bu sömürü düzeninde bir örgütlenmeye ihtiyaç var.
En güçlü direniş kadınlardan
* Arayışımız okuma-yazma bilmeyen, en kötü şartlarda çalışan kadınların da içinde olduğu bir sendika hareketini güçlendirmek olmalı.
* İngiltere'deki madenlerde, Zonguldak'taki, Beykoz Deri Fabrikası'ndaki direnişlerde gördüğümüz gibi, kadınlar haksızlığa karşı daha güçlü bir tepki geliştiriyor.
* 12 Eylül sonrasında yükselen feminist hareket, örgütlerin susturulduğu ve dağıtıldığı bir dönemde çok ses getirdi ve dayanışma duygularını güçlendirdi.
* Dünyada sendikanın kreşi olmadığı için toplantılarını protesto eden, üniversitelerde kreş açılması için mücadele eden kadınlar var. Bizim sendika anlayışımız da kadınlardan yana olmalı.
Kadın gazeteciler vitrin olarak görülüyor
* Medyada da kadın gazeteciler kuralsız ve ucuz emeğin aracı oluyorlar. Ne yazık ki yönetici erkekler, vitrin olarak kadın muhabirleri tercih ediyor, meslekte başarı geri plana atılıyor.
Kadınlar aktif mücadeleye
* Kadınların siyasete aktif katılımı mücadelemizi güçlendirecektir. Ancak Margaret Teacher, Benazir Butto ve Çiller'e bakıp aldanmayalım. Hepsi erkek egemen bir anlayışla kadınlıklarını politika aracı olarak kullanıyorlar.
Ekonomideki kuralsızlaşmanın siyasete de bulaşmaması için Soner, kadınlara aktif bir mücadele için çağrı yaptı.
Nisan ayı programı:
"Yaşamak en önemli akademik faaliyettir" diyen Amargi Kadın Akademisi'nin Nisan ayı şöyle:
14 Nisan: Pınar Selek "Sevgi Üzerine"
21 Nisan : Pınar Akkuş "Feminist Tiyatro"
28 Nisan: Gay Gin "İki öncü Ermeni Kadını: Hayganuş Mark ve Zabel Asadur
Amargi Beyoğlu Balık Pazarı'ndaki Mercan Midyecisinin yanındaki apartmanın 3. katında. Tel: 243 23 93(BB)