Sendika'nın Antalya Şubesi Kadın Sekreterliği'nin 8 Mart Haftası kapsamında Mali Müşavirler Odası'nda düzenlediği "Kadınlar Konuşuyor" paneline katılan Nilgün Eroğlu Üstün, "Toplumsal Cinsiyet ve Sendikalarda Kadın" başlıklı bir sunum yaptı.
Eğitim Sen'in eğitim sektöründe çalışan kadınlar arasında yaptırdığı bir ankette kadınlardan yüzde 76'sının "yönetici olmak istemiyoruz" yanıtı verdiğini hatırlatarak nedenini şöyle açıkladı:
"Yönetici olmak istemeyen bu kadınlardan yüzde 25'i, buna gerekçe olarak yöneticiliğin fazla vakit gerektirdiğini söylüyor. Kadınların bu cevabı vermesi anlaşılır bir şey. Çünkü Türkiye'de kadının bir işte çok başarılı olması yetmiyor. Doktor, avukat gibi çok 'itibarlı' bir iş sahibi de olsa kadından, aynı zamanda iyi bir anne, iyi bir eş olması bekleniyor. Kadın böyle olmak istemese de aile üyeleri, komşuları kadının hem evde hem işte 'süper kadın' olması gerektiğini telkin ediyor."
Şarkılardaki kadının değişimi
Panelde "Şarkılarda Kadın" başlıklı bir sunuş yapan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Deniz Durukan da 1960'lardan günümüze popüler şarkı sözlerinde kadın tasvirinin değişimini anlattı.1960'larda Ayten Alpman, Ajda Pekkan gibi sanatçıların şarkılarında edilgen bir kadın portresi çizdiğini kaydeden Durukan, 1970'lerde bunun değişmeye başladığını söyledi. Bir yanda "Hür doğdum, hür yaşarım" ve "Arkanı dön ve çık" gibi şarkılar seslendirilirken, aynı zamanda Selda Bağcan, Melike Demirağ ve Tülay German gibi toplumsal gerçekçilik akımından etkilenen sanatçıların da çok ilgi gördüğünü söyledi. 1980'lerde kentleşmeye bağlı bireysel sorunların şarkı sözlerinde yer almaya başladığını saptayan Durukan 1990'lardan itibaren Türkiye'deki pop şarkıcısı sayısı hızla artarken sözlerin de çeşitlendiğini ifade etti.
Edebiyatçı Betül Tarıman da panelde, kadın şairlerin şiirlerinde kadın imgesindeki değişimi anlattı. (HÜ/TK)