İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadriye Bakırcı, "neoliberal politikalardan en büyük zararı kadınların gördüğünü" söylüyor; "Sosyal hizmetlerin özelleştirilmesi en çok kadınlara zarar veriyor. Bu nedenle sosyal devlet ilkesi en çok kadınlar açısından önemli" diyor.
"Kamu hizmetlerinden vazgeçmek, devletin eşitliği sağlama yükümlülüğünü fiilen ortadan kaldırıyor" diyen Bakırcı, Türkiye'de SSGSS'nin kadınlar aleyhine pek çok hüküm içerdiğine dikkat çekiyor.
Bakırcı, "Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de özellikle engelli ve yaşlıların evde bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik bir eğilim var. Engelli bakımıyla ilgili yönetmelikte bu yönde düzenlemeler de yapıldı"diyor.
1 Mayıs öncesinde bianet'in sorularını yanıtlayan Bakırcı, "Kadınların çalışma hayatında uğradığı ayrımcılığı konuşmaya, istihdama katılımının önündeki engellerden başlamak gerekiyor" diyor ve bu engelleri şöyle sıralıyor:
- Hasta, çocuk, yaşlı bakım hizmetleri yetersiz. Pek çok kadın "Neden çalışmıyorsunuz?" sorusuna "çocuk baktığı için çalışmadığı" yanıtını veriyor.
- Çalışma ortamlarında erkek egemen kültür yaygın. Kadınlar erkek egemen dilin, cinsel ve cinsiyet temelli taciz ve ayrımcılığın yaygın olduğu ortamlarında kendilerini rahat hissetmiyor. Meslek sahibi oldukları yadsınarak görevleri olmadığı halde çay/yemek servisi yapmaya, ortalığı temizlemeye vs. zorlanıyorlar.
- İş ilanlarında / görüşmelerinde ayrımcılık: Avrupa Birliği ülkelerinde, iş başvuruları / görüşmeleri ve işe alımlar konusunda belli standartlar var. Ayrımcılığa yol açacak sorular yasak. Oysa Türkiye'de kadınlar "Evli misin, çocukların var mı, hamile misin, hamile kalmayı düşünüyor musun, evlenecek misin" gibi sorulara maruz kalıyor. Bu konuda herhangi bir kanuni yaptırım yok. TCK yalnızca kadının cinsiyet temelli ayrımcılık nedeniyle işe alınmadığını kanıtlaması halinde hapis cezası öngörüyor. Bunu kanıtlamak çok zor ve bugüne kadar hiç dava açılmadı.
- İşyerinde ayrımcılık: Kadınlar erkeklerle eşit işi yaptıkları halde eşit ücret alamıyor. Terfilerde erkeklere öncelik tanınıyor. İşyerinde cinsel taciz çok yaygın. Kadınlar işyerinde cinsel taciz karşısında korumasız, destek mekanizmaları işlemiyor. Kadınlar hamilelikleri süresince mobbinge maruz kalıyor. İşveren ücretsiz izin ve hamilelik izni vermek istemediğinden kadını istifaya zorluyor
- İşten çıkartılırken ayrımcılık: İşveren kadın çalışanını daha kolay gözden çıkarıyor. Yöneticiler genellikle erkek olduğundan, işveren daha vasıflı bulduğu erkekleri işte tutmayı tercih ediyor. Kadınlar medeni hali nedeniyle, evlendiği ya da çocuk sahibi olduğu için işten çıkartılabiliyor.
- Sendikalar da erkek egemen: İşsiz kalma korkusu, uzun çalışma saatleri, çocuk bakımı ve ev işlerinin sorumluluğu, kadınların sendikal örgütlenmesinin önündeki engeller. Sendikalar da kadınları teşvik etmiyor. Kadın çalışanları ve üyeleri için kreş açan bir sendika, meslek birliği, oda yok. (BB)