Defalarca tehdit ettiği ve şiddet uyguladığı eski karısı Ayşe Paşalı'yı sonunda sokak ortasında öldüren İstikbal Yetkin'in yargılandığı davaya müdahillik talebinde bulunan Kadın Dayanışma Vakfı avukatları ile bireysel başvuruda bulunan farklı mesleklerden dört kadın da kadın cinayetlerinin "münferit" değil "sistematik" olduğunu ve kadın cinayetlerinden tüm kadınların zarar gördüğünü vurguladılar.
Kadın Dayanışma Vakfı avukatlarından Evren Paydak, "Kadınlar sırf kadın oldukları için öldürülüyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık devam ettikçe, her kadın ölüm tehlikesi altında. Bu nedenle tek tek her kadın bu suçtan zarar görüyor. Bu nedenle tüm müdahillik talepleri kabul edilmeli" dedi.
bianet'in sorularını yanıtlayan Paydak, Ankara Barosu'nun da davaya müdahil olması gerektiğini söyledi.
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın Paşalı cinayetini "münferit bir vaka" olarak nitelendirdiğini hatırlatan Paydak, müdahillik taleplerinin gerekçesini şöyle özetledi:
"Yıllardır ısrarla söylüyoruz. Kadın cinayetleri münferit değil, sistematiktir. Bizim bu davalara müdahalede bulunmayı talep etmemizin nedeni erkekler lehine sudan bahanelerle 'haksız tahrik' indirimi uygulanmasını engellemektir. Cinsiyetçi yargıyı, erkek egemen sistemi teşhir etmektir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık son bulana kadar herbirimiz tehdit altındayız. Bu nedenle de kadın cinayeti davalarına müdahil olma ısrarımızı sürdüreceğiz."
Hepimiz tehlikedeyiz
Kadın Dayanışma Vakfı avukatları da mahkemeye sundukları katılma dilekçelerinde kadın cinayetlerinin münferit değil sistematik olduğunu, kadına yönelik şiddete karşı mücadele yürüten vakfın suçtan doğrudan zarar gördüğünü ifade etti.
Dilekçede, 2002'de kabul edilen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 38 no'lu, şiddet kurbanlarının ve onları savunan tüzel kişilerin kurbanla birlikte veya kurban adına dava açılmasını sağlama yönündeki tavsiye kararı uyarınca kadın örgütlerinin kadın cinayeti veya tecavüz davalarına müdahil olabileceği belirtildi. Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'nun benzer davalara müdahil olabildiği de hatırlatıldı.
Bireysel olarak müdahale talebinde bulunan Aysel Ergün, Ezgi Sarıtaş, Nurşen Ayaz ve Latife Demirci Kahya ise dilekçelerinde, kadın cinayetlerinin son yedi yılda yüzde bin 400 arttığını; 2009'un ilk yedi ayında 953 kadının öldürüldüğünü vurguladı.
Kadın cinayetlerinin bir cins kıyımına dönüştüğünü belirten kadınlar, katillerin cezasız kalması ve sudan bahanelerle haksız tahrik indiriminden yararlanması sonucunda, tüm kadınların bir gün bir kadın cinayetine kurban gitme tehdidinin arttığını söyledi. (BB/EÖ)