Türkiye'de de askerlik yalnızca erkekler için "zorunlu bir görev" ancak, kadınların da bu konuda söyleyecek pek çok sözü var.
Yazar Duygu Asena ve gazeteci Berat Günçıkan ile üniversite öğrencileri BK ve Melike Tümer, bu kadınlardan sadece birkaçı... Onlar, "zorunlu" ve "profesyonel" askerliği "Bianet" için değerlendirdi.
Günçıkan: Gençliği kıstırmayı, çürütmeyi hedefliyor
"Bir erkek çocuk annesi olarak vicdani retçiliği bir hak olarak görüyorum" diyen gazeteci Berat Günçıkan, "askerliğin sadece Türkiye'de değil, dünyada da 'silah altına alınma' yaşından başlayarak gençliği kıstırmayı, kuşatıp çürütmeyi hedeflediğini" düşünüyor.
Günçıkan, "Askerliğin tek bir amacı var: Öldürmeyi öğretmek" diyor, kadınların askerlik yapmasına da "öldürme hakkı kazanarak eşitlik sağlanamayacağı" vurgusuyla karşı çıkıyor:
"Gençliğin diriliğini, coşkusunu disiplinle iğdiş edip iyi, sessiz ve sistemle uyumlu birer vatandaş yetiştirmeyi amaçlıyor. Askerliğin tek bir amacı var: Öldürmeyi öğretmek ve bunu yaparken de savaş, memleket savunması adını verdikleri cinayetleri, sistemi pekiştirecek argümanlarla meşrulaştırmak...
Kadınların askerliği meselesine gelince... Yukarıda sıraladığım askerliğe karşı çıkış gerekçelerimde, cinsiyet ayrımı yok. Kadınların askerlik yapmayı istemelerini, üstelik bunu eşitlik adına dillendirmelerini aptalca buluyorum. Öldürme hakkı kazanarak eşitlik sağlanmaz, ayrımcılık önlenemez..."
BK: Asker olmayı istiyorum, zorunlu askerliğe karşıyım
Ortaokul yıllarından itibaren hep asker olmayı hayal eden, fiziksel koşulları kriterlere uygun olmadığı için bu hayalini gerçekleştiremeyen BK, zorunlu askerliğe karşı; vicdani retçilere destek veriyor.
"İstemediğin halde 18 ay boyunca, bin bir zorluklar altında yaşıyorsun. 18 ayın sonunda da her şey bir anda bitiveriyor ve hayatından bir bölüm geçip gitmiş oluyor. Bu, insanı çok yıpratan bir durum" diyen 22 yaşındaki üniversite öğrencisi BK, askerliğin bir "gönül işi" olduğunu, isteğe bağlı yapılması gerektiğini savunuyor. Ona göre, "aksi halde askerlik, hem kadınlar hem de erkekler için ömür çürütücü bir uygulama." :
"Askerliği 'aşkla yapılması gereken bir meslek' olarak gören, bu nedenle de, sadece isteyenlerin askerlik yapmasını doğru bulan" BK, " profesyonel askerlik uygulamasına geçilmesinin, herkes için daha iyi olacağını" düşünüyor.
BK, "isteğe bağlı olması" koşuluyla kadınların da askerlik yapabileceklerini belirtiyor. Kadınların erkekler gibi askerlik kurumunun her alanında görev alabilmelerini de, onlar açısından bir ilerleme olarak görüyor:
"Günümüzdeki uygulamalarda kadınlar sadece subay olabiliyor. Ayrıca askeri okullara girebilmek için kadınların erkeklere göre daha fazla puan alması gerekiyor. Bence bu bir haksızlık. Kadınlar da gerekirse erkekler gibi er, astsubay, teğmen, üst teğmen, yüzbaşı, binbaşı gibi bütün askeri rütbelerde görev alabilmeliler."
Polis bir babanın kızı olan BK, ülkesine "askerlik mesleğini yaparak hizmet etmek" istiyor, bu isteğini de "ordunun Türkiye'deki güçlü konumuna" bağlıyor:
"Profesyonel askerlik uygulaması gelirse bu tip kriterler ortadan kalkabilir. Çünkü askerlik yapmak isteğe bağlı olacağından açık daha da artacak. Ve belki o zaman ben de, masa başı işlerinde askerlik kurumu içinde hizmet verebileceğim.Yani bu hayalim hala bitmiş değil!"
Asena: Askerlik bir tür kölelik
"Birkaç iktidar heveslisi erkek uğruna, insanların zorla asker edilip savaştırılması bir tür kölelik" diyen yazar Duygu Asena, "erkeklerin, savaşa ve askere gitmeye 'hayır' demeye hakları olması gerektiğini" savunuyor.
"Askerliğin daha kısa süreli ve isteğe bağlı olarak yapılması gerektiğini" düşünen Asena, "Ne yazık ki; dünya düzeni hala savunma üzerine kurulu. Bu nedenle askerlik reddedilemez" diyor.
Asena, "Kadın-erkek eşitliği açısından kadınların da askere gitmesi gerektiği" görüşüne katılmıyor.
"Kadınlar, askerliğin bir kahramanlık değil, bir vahşet ve ilkellik olduğunu biliyorlar" diyen Asena, "haksızlıkta eşitlik olamayacağını" belirtiyor:
"Bunun adına, eşitlik ya da ilerleme denemez, 'bir kale daha yıkıldı, kazandık' diye de bakılamaz. Zorunlu askerlik savunulacak bir şey değil. O yüzden haksızlıkta eşitlik olmamalı. Hiç olmazsa bir cins, bu haksızlıktan kurtulmuş oluyor.
Zaten kadınlar silahı, savaşmayı sevmiyorlar. Kadınlar savaşları reddediyorlar. Ne kendileri gitmek, ne de oğullarını yollamak istiyorlar. Kadınların elinde yetki olsaydı, savaşlar çıkmazdı, oğullarını savaşa yollamazlardı..."
Tümer: Kadın-erkek ayrımı yapmaksızın örgütlenmeliyiz
Üniversite öğrencisi Melike Tümer, "askerlik kurumunun hiçbir şekilde olmadığı" bir dünya arzuluyor.
"Askerliğin erkek egemen bir dünyanın ürünü olduğunu" düşünen Tümer'e göre, askerlik kurumu, militar sapmaların bir uzantısı.
"Vicdani reddi" bir hak olarak gören Tümer, "Bireysel eylemler sonuç getirmez. Bu dünyayı birlikte şekillendireceksek kadın-erkek ayrımı yapmaksızın örgütlenmeliyiz" diyor:
"Zorunlu askerlik, erkek egemen bir dünyanın ürünü olsa da, bundan 'erkek egemen bakışı kabul etmeyen' erkekler de zarar görüyor. Bu anlamda zorunlu askerlik, büyük bir haksızlık."
"Askerlik kurumu içinde 'erkek aklını, bakış açısını içselleştirmiş kadınlar da olduğunu' hatırlatan Tümer, kadınların bu durumu "eşitlik adına ilerleme" olarak görmelerini "saçmalık" olarak nitelendiriyor:
"Erkeklerle eşitlik, kadınların askere gitmesiyle sağlanacak bir şey değildir. Zaten eşitlik de, erkeklerin yaptığı her şeyin doğru olması ve kadınların da bunları yapması demek değildir."
Tümer, "askerliği profesyonel olarak yapmak isteyenlerin samimiyetine ve bilinçli bir tercih yaptıklarına" inanmıyor. Bu kişilerin "yetiştirilme biçimleri ve içinde yaşadıkları çevrelerin etkisiyle askerlik yapmak istediklerini" vurguluyor.
"Askerlik kurumunda insanların beyninin yıkandığını" düşünen Tümer, "bunun vatan savunmasına dayandırarak meşrulaştırıldığını" ifade ediyor:
"Ben her anlamda askerliğe karşıyım. Askerlik kurumunun, savaşların olmadığı bir dünya isterdim. Ama ne yazık ki bu mümkün değil. O nedenle zorunlu askerlik yerine profesyonel askerliğin getirilmesi insanlar açısından daha az yıpratıcı olabilir..." (GE/BB/NK)