"Türkiye'de kadınların içine düşürüldüğü aşağılayıcı, eşitsiz ve ağır sömürü koşullarının ortadan kaldırılması bunlara karşı çıkan her kesimden kadının birleşmesinin zorunlu olduğu" vurgulanan açıklamada, kadın sorunlarıyla ilgilenenlere ortak mücadele çağrısı yapıldı.
Şemse Allak'ın taşlanarak öldürülmesi, Gülbahar Gündüz'e kaçırılıp işkence yapılması Sincan'da tekstil işçisi kadınların kürtaja zorlanması örnekleri verilen açıklamada, "kadınlar için sorunların giderek ağırlaştığı" belirtilerek şu bilgiler verildi:.
"AKP döneminde sosyal çözülme had safhaya vardı"
* İzmir Çiğli Organize Sanayii'de tekstil işçisi kadınların çalıştığı fabrikalardaki lavabolarda ayna bulundurulmuyor. Nijerya'da Emine Laval yargı yoluyla recm cezasına çarptırılıyor. Adana'da turunç toplayan mevsimlik kadın işçiler, tuvalet ihtiyaçlarını ancak mandalina ağaçlarının tepesine çıkarak giderebiliyor.
* 13 yaşındaki bir kız çocuğu olan N.Ç.'ye onlarca kişi tecavüz ediyor, tecavüzcüler serbest bırakılıyor. Tayland'da genç kızlar "sözleşme" ile seks kölesi olarak çalıştırılıyor. Hindistan'da genç kadın ve çocuklar borç karşılığı tarım işlerinde çalıştırılıyor.
* Türkiye, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı sürecinde had safhaya varan bir sosyal çözülme yaşıyor. Uluslararası sermayenin emek sömürüsünü küreselleştirme girişimi bu çözülmeyi hızlandıran en önemli etken durumunda.
* Ülkemizdeki "yeniden yapılandırma" uygulamaları işçi-emekçi sınıfların, bütün halk kesimlerinin yaşam koşullarını ağırlaştırdı. "Ekmeğini taştan çıkarma devri" bitti. Halkın en yoksulları ekmeğini çöplüklerden çıkarmaya çalışıyor! Çalışma yaşamı, işçiler için olduğu gibi kamu emekçileri için de "esnekleştiriliyor". İş güvencesi ortadan kaldırılıyor; sosyal haklar bitiriliyor.
* Kadınların kültürel, sosyal ve siyasal olarak gelişmelerinin önünde ekonomik, geleneksel, politik ve sosyal pek çok engel bulunuyor. Diliyle, kültürüyle eşitlik ve kardeşlik içinde yaşamak isteyen Türk-Kürt tüm kesimlerden yükselen barış talepleri sürekli baltalanıyor, zor yoluyla bastırılmaya çalışılıyor.
* Türkiye, kadınların yüzde 27'sinin okuma yazma bilmediği koşullarda 21. yüzyıla girdi. Bu oran Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde yüzde 76'lara tırmanıyor. Ekonominin işgücü ihtiyacının üçte birini kadınlar oluşturuyor. Ancak büyük bir kesimi kayıtsız, kuralsız koşullarda çalışıyor.
"Kadın işçilerin çoğu sigortasız"
* Tarımda ücretli ve mevsimlik işçi olarak çalışanların önemli bir bölümünü kadınlar oluşturuyor. Karadeniz'de, Marmara'da, Güneydoğu Anadolu Projesi(GAP) bölgesinde, Çukurova'da, tarım işçisi kadınlar, sabah gündoğumundan günbatımına kadar, azar, küfür, hakaret eşliğinde başını kaldırmadan çalışmak zorunda.
* Mevsimlik kadın işçilerin yaşamak zorunda oldukları yerler ise iş alanlarındaki çadır ve barakalar. Yemek, temizlik, bütün ihtiyaçlarını insanlık dışı koşullarda karşılamak zorundalar.
* İşçi kadınların büyük bölümü ise sigortasız ve kuralsız çalıştırılmakta. Uzun ve ağır çalışma koşulları, diğer kuralsızlıkları da olağan hale getiriyor. Tuvalet ihtiyaçları işten zaman kaybı sayılarak sınırlanmakta; hatta fabrika ve atölye lavabolarında zaman kaybı olmasın diye ayna bile bulundurulmamakta.
* Patronlar evli kadınlara hamile kalma yasağı getirmekte, hamile olup olmadıklarını kontrol etmek için idrar testi isteyebilmektedir. Hamile kalan kadın işçi kürtaj olmak, aksi takdirde işten atılmak tercihiyle yüz yüze kalmaktadır.
* Uzun çalışma saatlerinin ve sürekli ayakta kalmanın yol açtığı kalıcı rahatsızlıklar ile tuvalet yasağının sonucu olarak sistit, özellikle tekstil işçisi kadınlar arasında belirgin sağlık sorunları olarak kendini gösteriyor.
* Kamu emekçisi kadınlar da bugün, kısmen daha güvenceli sayılan iş koşullarını yitirmek üzereler. Onlar da kamu yönetimi reformuyla sözleşmeli personel statüsüne alınarak güvencesiz koşullarda benzer uygulamalara maruz kalmanın eşiğindeler. Özellikle sağlık sektöründeki kadınların çalışma koşulları oldukça ağır ve riskli.
"Ev kadınlarının emeği hesaba bile katılmıyor"
* Ülkedeki yaklaşık oniki milyon ailenin ev işlerinin tamamını kadınlar yüklenmiş durumda. Bu durum, ülke nüfusunun ezici çoğunluğunun yemek, çamaşır, çocuk bakımı ve temizlik gibi hizmetlerinin görülmesi ve bu yönüyle aslında toplumsal bir hizmetin kadınlar tarafından özel ev işleri olarak yerine getirilmesi anlamına gelmektedir.
* Ev kadınlarının, ekonomiye bu dolaylı katkıları, işgücü ihtiyacının üçte birini karşılayan kadınlar arasında sayılmamaktadır. Ev kadınlarının yürüttüğü ev hizmetlerinin hiçbir karşılığı yoktur. Ekonomik bağımsızlıkları olmadığı için, çalışan kadınlarla ortak olan pek çok sorunu daha da derin bir çaresizlik içinde yaşamaktadırlar. Bir avuç mutlu azınlığın ev hizmetlerini de yine kadınlar, düşük ücretler karşılığında yapmaktalar.
* Bölgesel eşitsizlik ve özel savaşın sonuçlarının en çok etkilediği kesimler, yine kadınlar. Töre ve gelenek-göreneklerin baskısıyla birleşen bu durum, bir yandan Kürt kadınlarının politik uyanışında kitlesel bir gelişmenin kaynağı olurken, bir yandan da koşulların bunaltıcı etkisinin yıkıcı sosyal olgular olarak ortaya çıkmasına neden oluyor.
* Töre cinayetleri halen yaşanmakta olan bir gerçeklik. İntiharlar bölgede kadınlar arasında artan bir eğilim olarak ortaya çıkmıştır. Zorunlu göç ve buna bağlı sosyal sorunlar, durumun bir başka boyutudur. Kimlik, dil ve kültür üzerinde süren yasaklar, bütün bu sorunları çözümsüzlüğe iten bir etken olarak rol oynamaktadır.
* Sağlığın ve eğitimin paralı hale getirilmesi, asgari ücretin yaşamsal ihtiyaçları karşılamaktan uzak oluşu ve kayıtdışı çalıştırılanların asgari ücretin bile altında ücretlere mahkûm edilmesi, yoksul ve emekçi çocuklarının bakımsız ve eğitimsiz kalmalarına, küçük yaşlarda ucuz emek gücü olarak sömürünün, sokağın ve uyuşturucu gibi suistimallerin kucağına terk edilmelerine yol açmaktadır.
* Bütün bunlara eklenen çok önemli bir başka kuşatma da, kadın ve erkeğin birbirine karşı kışkırtılmasıdır. Görsel ve yazılı basın ve popüler kültürün diğer araçlarıyla gerçekleşen bu kuşatma, bilinçleri çarpıtarak maddi yaşam koşullarının dayanılmazlığını görünmez kılmaya hizmet etmekte ve yozlaşmayı teşvik etmektedir.
* Yaşanan koşullar altında kadın ve erkek emekçinin ailedeki durumunda olduğu gibi iş yaşamı ve sosyal ilişkiler içinde de geleneksel insani değerler ile sınıf kardeşliği, dayanışma duyguları zayıflıyor, aşınıyor, belirsizleşiyor. Kadın ve erkeğin ilişki biçimi insanlıktan, sosyallikten uzaklaşarak, avcı ve av pozisyonuna itiliyor.
"Kadınlar için biraraya gelelim"
* Toplum yaşamının bütün alanlarında kadınlara yönelik ayrımcı yaklaşımlara son verilmesi, kadının sağlık ve analığının korunmasının kamusal bir sorumluluk olarak düzenlenmesi, her kadına sosyal güvenlik hakkı tanınması, gerekli her türlü önlemin alınması, hizmetin yaygınlaştırılmasını talep ediyoruz.
* Kadının kültürel, sosyal ve siyasal gelişiminin desteklenmesi için yasal, sosyal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması, kadının çalışma yaşamına katılmasının sağlanması için gerekli önlemlerin alınması gerekir.
* Başta Kürtçe olmak üzere anadil ve kültürlerin eşit ve özgürce kullanılması ve gelişiminin sağlanması olarak özetlenebilecek taleplerin karşılanması, kadınların eşitliği ve özgürlüğü yolunda atılması gereken acil adımlardır.
* Tüm kadın örgütlerini, üniversitelerde, kültür-sanat alanında, meslek ve kitle örgütlerinde mücadele eden, düşünce üreten bütün kadınları bu asgari taleplerin elde edilmesi için ortak örgütler oluşturmaya, ortak çalışmalar yürütmeye, ulusal ve uluslararası planda girişimlerde bulunmak üzere birleşmeye çağırıyoruz.(NK/BB)