Dünyanın azımsanmayacak sayıdaki ülkesinde kadınların her türlü şiddete maruz kaldığını ve başta yaşam hakkı olmak üzere, her türlü insan haklarının ihlal edildiği belirtilen bültende, 2005 yılı itibarıyla Türkiye ve dünyada kadına yönelik ihlaller rakamlarla belgelendi. Buna göre;
* Bangladeş 'de yılda ortalama 700 kadın, çeyiz davası veya tecavüz sonucu öldürülüyor.
* Hindistan 'da yılda yaklaşık 5 bin kadın çeyiz yüzünden öldürülüyor.
* Pakistan, Bangladeş ve Hindistan 'da aile içi şiddet sonucu öldürülen kadınlar, isimlerinin yazılmadığı kimsesizler mezarlığına gömülüyor.
* Tüm dünyada, 15-44 yaş arası kadınların erkek şiddeti sonucunda sakatlanma ve ölüm riski, aynı yaş grubu kadınların kanser ve trafik kazası gibi nedenlerle ölme riskinin toplamından daha fazla.
* Yemen 'de kadın cinayetleri kaza sayıldığından, olay yerine polis çağrılmıyor, çağrılsa bile gelmiyor.
Türkiye'den veriler
İHD'nin 2004 yılı ilk dokuz ay verilerine göre, Türkiye'de kadına yönelik şiddet vakaları ise şöyle:
* Aile içi şiddet: 71 ölü, 39 yaralı
* Kadına yönelik şiddet ve tecavüz: 42 ölü, 34 yaralı, 34 tecavüz
* Namus cinayetleri: 29 ölü, 2 yaralı
* Kadın ve çocuk intiharları: 84 ölü
* İntihara teşebbüs edenler: 37 ölü
Türkiye'de "namus cinayet" adı altında gerçekleşen kadın katliamlarının halen devam ettiği kaydedilen bültende, bunları önleyecek idari tedbirlerin son derece etkisiz ve yetersiz olduğuna ve yargı kararlarının da tatmin edici olmaktan uzak bulunduğuna dikkat çekildi.
Talepler
Bültende İHD'nin talepleri de dile getirildi:
* Kadına yönelik her türlü şiddet, temel insan hakkı ihlalidir. Devlet, CEDAW, Uluslararası Sivil ve Politik Haklar Sözleşmesi, İHEB, Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi ve Pekin Deklarasyonu ile Eylem Platformuna saygı göstermelidir.
* Namus cinayetleri, yargısız infaz türüdür. Türkiye, BM Genel Kurulu 3. Komitesi 57. Oturumunda namus cinayetlerini ortadan kaldırmaya yönelik kararın imzacısıdır. Devlet, bu kararın içeriğini hayata geçirmek için gerekenleri yapmalıdır.
* Cinsel şiddet suçlarında sadece fiziksel raporların kabul edilmesi, suçun failinin cezasız kalması sonucunu doğurmaktadır. Cinsel şiddet suçlarında psikolojik raporlar ve alternatif tıbbi raporlar da hukuki delil olarak kabul edilmelidir.
* Aile içi şiddet, yasal mevzuatımızda tanım olarak işkenceyle aynı kategoride ele alınmalıdır.
* Başörtüsü yasağı ciddi bir hak ihlalidir. Kamusal yaşamda, eğitim alanlarında ve yaşamın tüm alanlarında başörtüsü yasağı uygulamasına derhal son verilmelidir.
* Berdel, beşik kertmesi, çok eşlilik, zorla bekaret kontrolü gibi uygulamaların işkence türü olduğu ve kadına yönelik ciddi hak ihlallerinden olduğu kabul edilmelidir.
* 1 Nisan 2005'de yürürlüğe girecek TCK'da rıza dışı bekaret kontrolüne cevaz veren madde kaldırılmalıdır.
* Ülkemizde farklı etnisitelere mensup kadınların ana dille öğrenim/eğitim hakkı kapsamında programlar hayata geçirilmelidir. Kadın sığınma evleri içerik olarak yaşam evlerine dönüştürülmeli ve sayısı derhal artırılmalıdır.
* Siyasete girmek isteyen kadınlara eğitim verilmeli ve onlara destek olunmalıdır. Siyasi partilerde kadınlara yönelik pozitif ayırımcılık kapsamında "kota" uygulanmalıdır.
* Yargı, sağlık, güvenlik, sosyal hizmet ve eğitim personeline verilecek hizmet içi eğitim programlarında kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve uygulayıcıların cezalandırılması konularının yer alması sağlanmalıdır.
* İstihdam alanında kadınlara karşı negatif ayırımcılık önlenmeli ve bütün kadınlar çalışma hakkından yararlanabilmelidir. ^ Engelli kadınların, kadına yönelik şiddete ilişkin her türlü bilgi ve hizmete ulaşmaları sağlanmalıdır. r Kadının ev içi üretiminin görünür kılınması konusunda politikalar üretilmelidir.
* 8 Mart, resmi tatil günü ilan edilmelidir.
Bültende, İHD'nin "kadının özgürleştiği bir toplumun özgürleşeceğine, kadının insan haklarına saygılı bir toplumun demokratikleşeceğine" olan inancı bir kez daha vurgulandı.(EÜ)