Kadınlar çalıştıkları fabrikayı işgal eder ve polis müdahalesiyle karşılaşırlar. Olaylar sırasında çıkan yangında 100'ün üstünde kadın hayatını kaybeder. Daha sonra 1910 yılında Kopenhag'da II. Enternasyonale bağlı sosyalist kadınların yaptığı Uluslararası Kadınlar Konferansında Clara Zetkin'in önerisi üzerine 8 Mart, Amerika da grev sırasında çıkan yangında ölen işçi kadınların anısına "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" ilan edilir.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Dünya Kadınlar Günü oldu: 1975
1960'lı yıllara kadar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü, dünyanın birçok ülkesinde, sosyalist kadın örgütleri tarafından kutlanır. 1975 Dünya Kadınlar Yılı'nda, Birleşmiş Milletlerin (BM) kadın konferansında alınan kararla 8 Mart "Dünya Kadınlar Günü" olarak kabul edilir.
Ülkemizde, 8 Mart'ın ne zaman kutlanmaya başlandığını kesin olarak bilmemekle birlikte, 1975 yılına gelinceye değin, kapalı mekanlarda veya parti merkezlerinde kutlanmakta olduğunu sanıyoruz.
TKP: Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova
Ankara'da ilk olarak 1921 yılında, Türkiye Komünist Partili (TKP) kadınlar tarafından kutlandığına dair elimizde bir kaynak var.
1. Mete Tuncay; TKP'li Rahime Selimova ile Cemile Nuşirvanova'nın (*) 8 Mart 1921 ile ilgili yazılarını Azerbaycan dilinden uyarlamış. Bu iki kadın, 8 Mart 1921 günü ile ilgili anılarını şöyle dile getirmektedirler:
"1921 yılının şubat ayıydı. 1919'dan beri çalışmakta olan Ankara Türk Komünist Partisi güçlenmiş ve Moskova'da Komünist Enternasyonal ile ilişki kurmuştu.
Anadolu içlerinde birçok illerde hücreler oluşturmuştu. Şubat ayının sonlarında, Komitern Kadınlar Sektöründen Clara Zetkin Yoldaşın imzası ile, 8 Mart Kadınlar bayramını nasıl kutlamak gerektiğini gösteren bir talimatname almıştık.
Kadınların öz insan hakkı
Buna göre, kapitalist ülkelerde kadınların öz insan haklarını istemeleri şiar edinilecekti. Ankara'daysa işsiz kadınların sayısı gittikçe artmaktaydı. Yıllardan beri erlerini, oğullarını savaşta yitirmiş olan Türk kadınlarının yaşam koşulları çok ağırdı. İş bulmak olanaksızdı.
Uzun yıllar süren savaşlardan sonra Antanta devletleri(İngiltere, Fransa, Rusya) Türkiye'yi tam mahvetmek için İstanbul'u ve Anadolu'nun batı ve güney bölgelerini işgal etmişlerdi.
İstiklal mücadelesi içinde Ankara'da kurulan Büyük Millet Meclisi (BMM) Hükümeti de, Büyük Lenin'in yardımıyla dış düşmanlara karşı savaşı sürdürüyordu. Bu sıralarda Sovyet ülkesinden gelen yardımın Karadeniz sahilinden Ankara'ya kadar getirilmesini, kucaklarında silah ve askeri malzeme taşıyan Türk kadınları gerçekleştiriyorlardı.
Bu kadınlar, erleri, oğulları, kardeşleriyle birlikte düşmana karşı çıkıyorlardı. Ama bu dönemde kendilerinin hiçbir toplumsal hakları yoktu; yine de vicdanlarının sesine uyarak vatan müdafaasına katılıyorlardı.
Süleyman Selim'in kadınlarla toplantısı
Türk kadınlarının insani ve toplumsal haklarını tanıyan tek örgüt, Komünist Partisiydi. 1921 yılının başlarında, Mustafa Suphi ve 14 arkadaşı, Türk Burjuvazisinin eliyle, Karadeniz'de boğularak feci bir biçimde yok edilmişlerdi. Bu olay derin bir nefretle karşılanmıştı. Bundan başka, Ankara'daki merkezi Komünist örgütünün 18 üyesi hapse atılmıştı. Bu gibi feci olaylar biz komünist kadınları çok üzüyordu.
Bir yandan burjuva cellatlarını protesto etmek, bir yandan da işsiz kadınların ağır durumlarının hafifletilmesini talep etmek amacıyla, Komünist Süleyman Selim Yoldaşın Ankara dolaylarındaki bağında kadınların genel toplantısı yapıldı.
Kadınlar Örgütü ve İlk 8 Mart
8 Mart Uluslararası Kadınlar Bayramının önemini açıklayan, Şerif Manatov Yoldaşın bildirisi oldu. İkinci sorun olarak, kadınların durumunu düzeltmek, onlara iş sağlamak için bir kadınlar örgütü seçildi. Önceden hazırlanmış olan tüzük onaylandı. Sonra BMM'ye Türk Kadınları adına bir bildiri gönderilerek, Komünistlere, Mustafa Suphi ve arkadaşlarına gösterilen vahşet protesto edildi. Kadınlar örgütünün Ankara'daki ilk 8 Mart bayramı, Türk Komünist hareketi tarihinde şerefli bir yer tutmaktadır".
İKD'nin 8 Mart'ı: Kamuya açık ilk kutlama
Türkiye'de kamuya açık olarak kutlanan ilk 8 Mart ise, 1975 tarihlidir ve bu kutlama İlerici Kadınlar Derneği (İKD) tarafından düzenlenmişti.
2. İstanbul Osmanbey'deki 500 kişilik Dostlar Tiyatrosu'nda bir toplantı düzenlenmiş, günün önemini anlatan konuşmalar yapılmış, şiirler okunup, türküler söylenmişti.
1980 askeri darbesine kadar 8 Mart İKD'li kadınlar tarafından her yıl türlü etkinliklerle kutlanmış; 1976 yılında yapılan İKD kongresinde 8 Mart'ın kadınlar için resmi tatil günü ilan edilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) nezdinde girişimler yapılması planlanmıştı.
İKD kutlamalarında kitlesel olmayı hedefliyor ve kutlamalar büyük toplantı salonlarında yapılıyordu. Bunun dışında yürüyüş, gösteri, işyerlerinde yakalarına karanfil takma ve yemekhanelerin süslenmesi gibi çeşitli eylemlerle de kutlama destekleniyordu.
İKD'nin 8 Mart başlıkları
İKD'nin yayın organı olan Kadınların Sesi'nin Mart ve Nisan sayıları genellikle 8 Mart'a ayrılıyordu. Bazı başlık örnekleri şöyleydi:
"8 Mart Dünya Kadınlar Günü Hepimize Kutlu Olsun" (Mart 1976),
"8 Mart'ta Mücadele Bayrağımızı Yükseltelim"(Mart 1977),
"Gelecek Güzel Günler İçin Saflarımızı Sıklaştıralım"(Mart 1978),
"On binlerce Kadın 8 Mart'ı Coşkuyla Kutladı" (Nisan 1978) ve "8 Mart 1980'de "Beyaz Eşarp" * kadınlarımızın pahalılığa, zamlara, işsizliğe, baskı ve teröre protesto bayrağı oldu" (Nisan 1980).
Feministler devrede: 12 Eylül 1980 ve sonrası
3. 12 Eylül'den (1980) sonra 8 Mart'lar bir süre kitlesel olarak kutlanamadı.
8 Mart 1984'de kendilerini feminist olarak tanımlayan "Kadın Çevresi" kuruldu ve bu tarihten itibaren 8 Mart'lar Türkiye'de çeşitli kadın örgütleri tarafından kutlanmaya başlandı.
8 Mart 1980'de, sıkıyönetim ilan edilmiş ve toplantı düzenlemek zorlaşmıştı. İKD'li kadınlar bunun üzerine Kadınların Sesi çevresinde toplanarak kendilerini yalnızca "İlerici Kadınlar" diye adlandırdılar ve beyaz eşarplı eylemler düzenlemeye karar verdiler.
8 Mart 1980'de kentlerde, kasabalarda, işyerlerinde, meydanlarda, pazar yerlerinde, sinema çıkışlarında, caddelerde beyaz eşarp'lı eylemler yaptılar.
(*) Cemile ve Rahime hanımlar İzmirli iki kardeştir. Cemile Hanım, İstanbul'da Darülmuallimat'dan mezun olur ve Bezm-i Alem Valide Sultanisi'nde öğretmen iken, Ziynetullah Nuşirvanov ile evlenir. Kocasıyla birlikte Ankara'ya gelir ve sol harekete katılır.
1922'de Ziynetullah bey, Komitern'in 4. Kongresine için, Moskova'ya giderken, karısı ve baldızı da, ona katılır. Sovyetlere yerleşirler. Rahime hanım'da Bakü'de Kayserili İsmail Hakkı ile evlenir. İkisinin de kocası sonradan akıl hastası olur.
Ankara İstiklal Mahkemesi'nde görülen Yeşil Ordu davasında, sırtlarında manto olduğu halde yüzleri açık olarak misafire çıktıkları için, davranışları "açık saçık" olarak nitelendirilen üç hanımdan ikisi Cemile ve Rahime hanımlardır. (FS/EÖ)
Kaynak: Mete Tunçay, Türkiye'de Sol Akımlar -I (1908-1925) Belgeler 2, BDS Yayınları, İst.,1991, s.411.
Referanslar:
1. 1. Mete Tunçay, Türkiye'de Sol Akımlar I (1908-1925) Belgeler 2, BDS Yayınları, İst., 1991,s.411.
2. 2. İlerici Kadınlar Derneği (1975-1980), ...ve hep birlikte koştuk..., Açı Yayınları, İst., Kasım 1996, s.161.
3. 3. gös.yer.