Son verilere göre, dünyadaki her dört kadından birinin yaşamında en az bir kez erkeklerin fiziksel veya cinsel şiddetine maruz kaldığı tahmin ediliyor. Polise dakikada bir aile içi şiddet vakasının bildiriliyor. Ortalama her hafta ortalama iki kadın şimdiki veya eski eşi veya sevgilisi tarafından öldürülüyor.
Öte yandan, kadınlara yönelen şiddetle ilgili istatistiklerin kaynakları, doğruluk ve tutarlılıklarına dair soru işaretleri sürüyor. Eldeki istatistiklerin, şiddetin boyutlarını olduğundan az gösterdiği sanılıyor.
"Aile içi şiddet" halen maruz kalanlarca hem aile ve arkadaşlardan hem de kurumlardan utanç, kendini suçlamak, bir kereye mahsus olduğuna inanmak, daha büyük bir şiddetten korkmak gibi çeşitli nedenlerle hem yakın çevreden hem de kurumlardan saklanan bir suç. Bu nitelik, istatistiklerin yetersizliğinin bir nedeni.
İstatistikler eksikliklerin yanı sıra yanıltıcı da olabiliyor. Bir örnek, dört kadından biri gibi altı erkekten birinin de aile içi şiddete maruz kaldığına dair veriler. Oysa bunlar kriminal nitelik göstermeyen tekil vakaları toplayan ve şiddetin kuvveti, tekrarlanıp tekrarlanmadığı ve tekrar miktarı, çeşitli taciz biçimlerinin içe içe geçmişliği ve şiddetin gerçekleştiği bağlamı göz önüne almadan hazırlanmış veriler.
İstatistikler büyük oranda kadınları hedef alan ve büyük oranda eşler veya eski eşler ile sevgililer tarafından işlenen "cinsel saldırı" suçunu dışarıda tutabiliyor. "Duygusal taciz" de çoğu zaman suç olarak nitelendirilmeyerek istatistik dışı kalan bir şiddet biçimi.
Türkiye'de şiddet oranı daha fazla
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yeşim Arat ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ayşe Gül Altınay'ın 18 aylık çalışma sonunda 2007'de tamamladıkları "Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet" araştırmasına göre, her üç kadından birinin fiziksel şiddet görüyor.
* Bu haber, UNIFEM'in internet sitesi ve www.womensaid.org.uk'den derlendi.