Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, kadına yönelik şiddetin nedenlerinin araştırılması ve bu nedenlerin ortadan kaldırılması için yapılacakların tespiti amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na Meclis Araştırması açılması teklifinde bulundu.
2002-2010 yılları arasında kadın cinayetlerindeki artışa dikkat çeken Moroğlu, "2011 yılını ilk altı ayı içinde 130 kadın cinayete kurban gitmiştir. Kamuoyunda uzun bir süre konuşulan Münevver Karabulut'un vahşice katledilmesi, Ankara'da Ayşe Paşalı'nın eski eşi tarafından sokak ortasında canına kıyılması, Güldünya Tören'in namus gerekçesiyle gencecik yaşta hayatına son verilmesi ve İstanbul Bayrampaşa'da eski eşi tarafından, Tuğba Özbek'in yakılarak öldürülmesi kadın cinayetlerine verilebilecek örneklerden sadece birkaç tanesidir" diye konuştu.
"Hukuksal ve toplumsal yaptırımlar gerekli"
Kadınlara yönelik saldırıların engellenmesi ve eşitsizliklerin giderilmesi için öncelikle şiddetin kaynağının belirlenmesinin önemli olduğunu vurgulayan Moroğlu, aile içi şiddet başta olmak üzere her türlü kötü muamelenin engellenmesinde TBMM'ye sorumluluk düştüğünü söyledi:
"Kadına karşı şiddetin yasal, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal nedenlerinin ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde tespiti konusunda parlamentoya önemli görevler düşmektedir. Ancak bu yolla, bu toplumsal sorunun çözümü yönünde ciddi bir adım atılabilecektir. Kadın zaten toplum içinde hor görülüp, dışlanmaktadır. Ayrıca bir de fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmaktadır. Üstelik şiddeti uygulayanlar değil, mağdur olan kadınlar suçlanmaktadır. Bu durum sadece şiddeti uygulayanları sözle kınayarak geçiştirilemeyecek kadar önemlidir. Bunun hukuksal ve toplumsal yaptırımları olmalıdır."
Moroğlu, Anayasa'nın 17.Maddesi'nde "yaşam hakkı"nın, 56.maddesinde ise "sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı"nın vurgulandığına dikkat çekti ve hükümetin yasal düzenlemelerin yanı sıra yapması gerekenler konusundaki önerilerini şöyle sıraladı:
* Hükümet, sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde kadın - erkek eşitliğinin vazgeçilmezliğini toplumun tüm kesimlerine anlatacak eğitim ve yayın faaliyetlerini başlatmalıdır. Bu kapsamda özellikle çocuklar hedef kitle olarak belirlenmeli, eğitim müfredatı da buna göre düzenlenmelidir. Örneğin okul kitaplarında anneyi sadece ev işi yapan babayı da sadece eve para getiren rol modeller olarak ortaya koyan anlayıştan vazgeçilmelidir.
* Kadına yönelik pozitif ayrımcılık sadece bir yasa maddesi olarak kalmamalı, ekonomiden, eğitime, çalışma hayatından siyasete, her alanda kadınlar bundan yararlanabilmelidir.
* Kadına yönelik şiddetin nedenleri ile bu nedenlerin ortadan kaldırılması için yapılacakların tespiti amacıyla, Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104. ve 105. maddeleri gereğince meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.(ÇT)