Kadına Yönelik Şiddet Yasası Meclise Takıldı

İspanya Meclisi Hukuk Komisyonu, 4 Haziran'da Bakanlar Kurulu'ndan geçen "Kadınlara Yönelik Şiddete Dair Yasa" tasarısına ilişkin raporunu hükümete iletmeyi reddetti ve ek süre talep etti. Komisyon kararını, ikiye karşı üç oyla aldı.

Hükümetin, 25 Haziran'da Meclis tatile girmeden önce yasalaşmasını istediği yasa, Başbakan José Luis Rodriguez Zapatero'nun seçim kampanyasının bir vaadini oluşturuyordu.

Komisyon, erteleme talebine gerekçe olarak, tasarının "cinsiyete göre hak belirleme" yönünden, Anayasaya aykırı olabileceğini açıkladı.

Komisyon Başkanı ise, "metinde erkeklerin aynı yasanın koruma kapsamından çıkarılması" üzerinde durdu.

İspanyol yargıçların çoğunlukta olduğu Hakimler ve Savcılar Derneği'ne (CGPJ) göre, yalnızca kadınlardan söz ettiği için tasarı "açıkça Anayasaya aykırı".

Tasarıda kadınlara karşı işlenen saldırılara erkeklere göre daha ağır cezalar öngörülmesi "eşitlik ilkesinin bir ihlali ve ayrımcılık" olarak değerlendiriliyor.

Diğer yandan, daha solcu olan Demokratik Hakimler Derneği, açık bir eşitsizliğin ortadan kaldırılması için pozitif ayrımcılığın gerekli olduğunu savunarak tasarının Anayasaya aykırılık unsuru içermediğini duyurdu.

Muhafazakarların çoğunlukta olduğu CGPJ'ye tepki gösteren Feminist Dernekler, derneğin tasarıya siyasi nedenlerle karşı çıktığını savundular. Hukuk Komisyonu üyelerinden yasaya karşı olan 3 üyesi Halk Partisi'nce (PP), yasayı onaylayan 2'si ise, Sosyalist Partisi'nce seçilmişti.

Thémis Kadın Yargıçlar Derneği Başkanı ise "yasa, eşitlik ilkesini ihlal etmiyor. Tam tersine, yasanın amacı hem bu hem de bir önceki hükümetin önüne geçmeyi hedeflediği cinsiyete dair saldırıları engellemek" dedi.

Çalışma Bakanı Jésus Caldera da, bu gerekçeden yararlanarak "Kadınları hedef alan şiddet, yapısal, egemen olma ruhu ve eşitsiz koşullardan destek alıyor" diye konuştu.

Caldera'ya göre, Anayasa Mahkemesi içtihatları açısından bu üç unsur pozitif ayrımcılığını gerekli kılıyor. (EÖ/BB)

(Le Monde gazetesinin 18 Haziran 2004 tarihli sayısında Martine Silber imzasıyla yayımlanan yazıyı Erol Önderoğlu Türkçeleştirdi)