İHD yaptığı açıklamada, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü"nün 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti'nde Trujillo diktatörlüğü sırasında gizli polis tarafından tecavüze uğradıktan sonra öldürülen kız kardeşlere adandığını hatırlattı.
Olayın 46'ncı yıldönümünde kadına yönelik şiddetin azalmadığını belirten dernek, kadına yönelik hak ihlallerini şöyle sıraladı:
* Güney Amerika ülkelerinden 40 bin kadın "seks işçiliği için" Dünya Kupası süresince Almanya'ya gönderildi,
* Irak, Filistin, Afganistan, Lübnan ve diğer çatışmalı bölgelerde yaşanan savaşlarda birinci mağdurlar kadın ve çocuklar oldu,
* Türkiye'de "kadın katliamlarına dönüşen namus bahane"siyle cinayetler işlendi,
* Devletin koruması altındaki, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı kurumlardaki çocuklar cinsel istismarla karşılaştı,
* Başörtüsü yasağı nedeniyle kadınlar eğitim ve çalışma hakkını kaybetti,
* Zorla evlendirilmek istenen, tecavüzcüsüyle evlenmek zorunda bırakılan, maruz kaldığı tecavüzün sorumlusu gibi görüldüğü için kadınlar "intihar" adı altındaki cinayetlere maruz kaldı.
Şiddet Türkiye'nin en önemli sorunu
İHD, şiddetin Türkiye'nin en büyük sorunu olduğunu ifade etti, "şiddet sonlanmadıkça demokratikleşmeden bahsedilemez" dedi.
Af Örgütü: Şiddet bazen evde bazen işte
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ise, kadına yönelik şiddetin, "Kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama, keyfi olarak özgürlükten veya ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakmak" olarak tanımlanabileceğini belirtti.
Kadınların, tanıdıkları insanlar tarafından şiddete maruz kaldığını vurgulayan UAÖ, şiddetin kimi zaman evde kimi zaman işte uygulandığına dikkat çekti.
UAÖ, Türkiye'de, kadınların sözlü ve psikolojik şiddetten, ekonomik kısıtlamaya, dayaktan, cinsel şiddete ve cinayetlere kadar geniş bir yelpaze içinde davranışlara maruz kaldığını ifade etti.
Şiddet geleneksel uygulamalara dayandırılıyor
Örgüt, şiddetin, "töre bahanesiyle işlenen cinayetlerin", küçük yaşta evlilik, berdel ve beşik kertmesi gibi geleneksel uygulamalara dayandırıldığını ifade etti. (AÖ/KÖ)