Kadına Şiddet Hamileyken de Sürüyor

EÜ ve CBÜnün ortak araştırması her dört kadından birinin hamilelik sırasında fiziki şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Prof. Dr. Şirin Şiddet düşük yapma, depresyon gibi sonuçlara yol açıyor. Problem çok yönlü; temel neden yoksulluk diyor.

İzmir

Ege Üniversitesi (EÜ) Hemşirelik Yüksekokulu Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı ile Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Sağlık Yüksekokulu'nun yaptığı bir çalışma, her dört hamile kadından birinin fiziki şiddete maruz kaldığını söylüyor.

Manisa İl Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı iki sağlık ocağına başvuran 101 hamile üzerinde gerçekleştirilen çalışma maddi güçlükler, aile içi problemler ve eğitim seviyesinin kadına karşı şiddette önemli rol oynadığını gösteriyor.

EÜ Hemşirelik Yüksekokulu Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahsen Şirin, "Gebelik sırasında fiziki şiddet sonucu kanamalar, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma, düşük yapma, ölü doğum gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir" diyor.

"Ayrıca bu kadınlarda depresyon görülmekte ve gebelik sonuçlarını etkileyebilecek sigara, alkol, madde bağımlılığı gibi kötü sağlık alışkanlıklarda artış olabilmektedir."

Normal gören de var

Çalışmada şiddetin hangi sıklıkla tekrarlandığı sorusuna hamilelerin yüzde 64'ünün "şimdiki gebeliklerinde", yüzde 48'inin "normal zamanlarda nadiren" cevabı verdiğini belirten Prof. Dr. Şirin, "Gebeler şiddet sebebi olarak birinci sırada eşinin akrabaları tarafından kışkırtılmasını, ikinci sırada maddi güçlükleri, üçüncü sırada eşinin aşırı sinirli olmasını gösterdi" diyor.

Kadınların "yüzde 54'ü eşlerinin bu davranışları karşısında üzüldüklerini ve kendilerini kötü hissettiklerini" belirtirken yüzde 18.7'si şiddeti normal karşıladığını ifade ediyor.

Çok yönlü bir problem

Kadınlara yönelik fiziki şiddetin gebelikte de devam ettiğini vurgulayan Şirin, "Bu şiddetin en önemli sebebi maddi güçlükler. Kadına yönelik şiddet, sektörler arası işbirliği gerektiren bir halk sağlığı problemidir. Şiddetin önlenmesi, sağlık, adalet, sosyal hizmetler ve güvenlik birimlerinin işbirliğini ve toplumun katılımını gerektirmekte" dedi.

"Kadına yönelik şiddetle mücadelede en önemli unsur ise şiddetin oluşmasının önlenmesi. Kadına yönelik şiddetin tanınması ve sebeplerinin kavranması amacıyla sağlık çalışanlarının eğitilmesi gerekir. Kanuni tedbirlerin yanı sıra şiddet gören kadınları destekleyici mekanizmalar kurulması ve toplumun duyarlılığını arttırıcı çalışmalar yapılması, şiddet uygulayan kişilere yönelik rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetleri verilmesi zorunluluk taşımaktadır."(EÜ)