Saliha Yayla, 45 yaşında, Giresun'da yaşıyor, 16 yıldır gazeteci. bianet'e kadın gazeteci olma deneyimini yazdı.
16 yıldır Giresun basınında çalışıyorum. Aslında "serbest muhasebeci" unvanına sahip, odaya kayıtlı bir muhasebeciyim. Ama hesabı kitabı sevmiyorum. Giresun’un ilk kadrolu gazetecisiyim. Giresun’da beş gazete var. Çalıştığım gazetelerde hep "haber müdürü, genel yayın yönetmeni" gibi künyede yer alan sıfatlarla çalıştım. Giresun Gazeteciler Derneği’nden 4 kez ödül aldım.
Şu an Yeni Giresun Gazetesi’nde haber koordinatörüyüm. Giresun küçük bir il, dolayısıyla "mahalle baskısı" kendini hissettiriyor. 16 yıl önce bu çok daha ağırdı. Halk kadın gazeteciye alışık değildi, tuhaf karşılanıyordum. Düşünün 15 erkekle basın toplantısına gidiyorum, toplantıyı yapanlar da hep erkek, ben bir başımayım.
"Dul kadın"
En önemlisi de ben eşinden boşanmış, iki çocuk annesi bir kadın, "dul" bir kadın olarak bu işi yapıyorum. Erkek mesleğini, dul bir kadının yapması tuhaf karşılanıyor. Ancak ben bunlara aldırmadan yoluma devam ettim. Kültür-sanata olan ilgim, sol dünya görüşünden yana tavrımla yerel basında çok göz önünde oldum.
Kısacası önceleri dul kadın olarak garip bakılan bana sonradan siyasi fikrimle de tuhaf bakıldı. Giresun’un ezberini bozdum. Türkiye’de kadın olmak zor, kadın gazeteci olmak daha zor. Ama kendi adıma ben severek yaptığımdan, yurttaş için yaptığımdan, kişiliğimde de mücadeleci bir yan olduğundan engellere takılmadan yoluma devam ettim.
Beyefendi diyorlardı...
İlk çalıştığım gazetede telefonlara da bakıyordum. Arayanlar hiç tereddütsüz, "Beyefendi falancıyı bağlar mısınız" diyorlardı. Yani bir gazete bürosunda, bir matbaada bir kadının çalışacağını hiç düşünmüyorlardı. Oysa ben "kadın sesi" çıkarıyordum.
Nazım’ın dediği gibi "ben yandıktan" sonra şimdilerde başka kadın gazeteciler de çalışmaya başladı. Bir yıl da yerel bir TV’de "Basın kürsüsü" adlı bir programda yeraldım. Geçen yıl emekten yana partilerin haberlerini, kadın sorunları yazdığım için çevre haberlerine çok yer verdiğim için TÜRÇEK de bir ödül verdi.
ÖDP’de, İnsan Hakları Derneği’nde yöneticilik yaptım. Türkiye Barış Meclisi’nin Giresun temsilcisiyim. Meslektaşlarım tarafından siyasi yanımla birkaç kez hedef yapıldım. Genelde esen ırkçı, gerici rüzgar beni de burada etkiledi. Bedeller ödedim.
Şu an rahatım. Künyesinde "Giresun’un tek demokrat gazetesi" yazan Yeni Giresun’da görev yapıyorum. İki kızım üniversiteyi bitirdi. Dilek Kimya Mühendisi, Filiz Avukat.
Önceleri sosyal güvenlikten yoksun olarak bu mesleği yapıyordum, ancak değişen yasayla şimdi sigortalıyım. 45 yaşımda olduğum halde beş yıl daha sigortam ödenirse emekli olabileceğim.
Direndim, başardım
Yerelde hep iyi yazmanız beklenir. Ben de genelde eleştirel yazarım. Çünkü gazeteciliğin doğası bu. O zaman hep tepki alıyoruz. Kimsenin eleştiriye tahammülü yok. Eleştirdiğiniz kurumun yetkililerini gün içinde iki, üç kez görebiliyorsunuz sokaklarda. Bakışlar değişiyor. İyi yazınca teşekkür yok, eleştirince tepki çok.
Her şeye rağmen Giresun beni sevdi. Zor oldu ama bunu başardım. Direndim ve başardım. (NZ/GG)