Bu tespitler Dr. Didem Gediz Gelegen'in yüksek lisans tezi "Tıp Mesleğinin Toplumsal Cinsiyet İklimi" için Ankara Tabip Odası (ATO) üyesi hekimler arasında yaptığı araştırmadan çıktı. Bunun Türkiye çapında nasıl seyrettiğini bilemiyoruz, çünkü Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, ilgili kuruluşlarda bu konuda yapılan herhangi bir araştırmaya ulaşamadık.
"Yazılı bir engel olmasa da kadın hekimlere karşı ayrımcılık ağır bir şekilde yaşanıyor. Kadınların hamilelik, süt izni, doğum gibi durumları performans düşüklüğü olarak görülüyor."
Gelegen'in kendisi de şu anda bebek bekliyor. Ambulansla göreve çıkması istenmiş. Buna ilişkin yasalara baktığında hamileliğin ne aşamasından sonra ambulansla göreve çıkmaması gerektiğine ilişkin bir düzenleme olmadığını görmüş.
Kadınlara "çocuk" dalı önerilir çünkü...
Kadınlara tıp fakültelerine girmelerinden itibaren "çocuk sağlığı, jinekoloji" gibi alanların önerildiğini dile getiren Gelegen, bunu "kadınların evdeki görevlerini kamusal alanda sürdürme" beklentisine bağlıyor.
Gelegen araştırması sırasında karşılaştığı bir başhekimin yorumunu aktarıyor: "Kadınların doktor olması ulusal bütçenin boşa harcanmasıdır. 33 yaşında uzman oluyorlar, 40 yaşında menopoza giriyorlar ve dengelerini yitiriyorlar"
Marmara Tıp Son sınıf öğrencisi Elif Caymaz'ın anlattıklarıysa Gelegen'in araştırmasında karşılaştığı başhekimin sözleriyle örtüşüyor:
"Ben kadın doğum alanında uzmanlaşmak istiyorum. Ama önümüzde bir sınav var her şeyden önce. Çok şanslıysan ve çalışırsan ilk senende kazanıyorsun. Yoksa bir iki yılda sınava harcanıyor. Bazen 'doktor olacak ama hayata çok geç başlayacak' dediklerini biliyorum."
Kadınlar muayenehane de açmıyor
Ankara'da bulunan hastanelerde bölüm kadın başkanı ve klinik şeflerinin oranlarıysa şöyle: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yüzde 39,3, Hacettepe Hastanesi Tıp Fakültesi'nde yüzde 26.8, Ankara Hastanesi'nde yüzde 32,1, Numune Hastanesi'nde yüzde 34,7, Dışkapı Hastanesi'ndeyse yüzde 8,3.
ATO bünyesindeki doktorlardan muayenehane sahibi olanların yüzde 23'ü kadın, yüzde 77'si erkek. Gelegen, eşlerden ikisinin hekim olması durumunda evi geçindirme önceliğinin erkeğe ait olduğunu belirtip, aynı zamanda kadınların muayenehane açabilecekleri alanlarda uzmanlaşmadığını söylüyor.
TUS bir nebze eşitlik sağladı
Gelegen, Tıpta Uzmanlık Sınavı'nın (TUS) sağladığı eşitliğe değiniyor. Sınav öncesinde, kadınların cerrahi alanına alınmadığını hatırlatan Gelegen, sınavla birlikte kadınların bu alanları tercih etmeye başladığını söylüyor:
"Cerrahide kadın hekimlerin olması istenmiyordu. Gebelik gibi doğal bir sürecin işi aksatacağını düşünmeleri nedeniyle tercih edilmiyorlardı. TUS'la birlikte kadınlar tercih yaparak bu alanlara girmeye başladılar. Çalışmam sırasında karşılaştığım bir kadın cerrah, gebelik boyunca performansının aynı olmasının beklendiğini, erken doğum tehdidi ile karşılaştığını söyledi."
Hemşirelikte sabır gerek
Mesleklerinde karşılaştıkları zorlukları sorduğumuz kadın hekim ve sağlık çalışanları da "sözlerinin ciddiye alınmamasından" şikayetçi. İşte "Beyaz Görev" eyleminde karşılaştığımız sağlık çalışanları ve şikayetleri...
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde hemşire olarak görev yapan Yüksel Almaz, hemşirelerin çalışma koşullarının çok ağır olduğunu belirtiyor. Psikiyatri servisinde çalışmanın daha zor olduğuna dikkat çeken Almaz, bu zorluğun nedenini "sabırlarının ve emeklerinin görünmemesine" bağlıyor.
"Fazladan çalışmalarımız dikkate alınmıyor" diyen Almaz, hemşirelik yasasının uygulanmamasından şikayetçi.
Yine aynı hastanede psikiyatr olarak görev yapan ve soyadını vermek istemeyen İpek, ayrımcılıkla karşılaşmadığı fikrinde; ama ekliyor: "Meslek hayatımda yeniyim."
"İnadına nöbet yazdırdığım oldu"
Patoloji uzmanı Arzu Çerkezoğlu, kadın doktorların yaşadıkları sıkıntıları, hastalıkları, bunlara ilişkin taleplerini dile getirmekte zorlandığını söylüyor. Çerkezoğlu, "Kadın doktorlar ağır çalışma koşullarında iş güvencesiz yaşıyoruz, meslekte ilk gözden çıkarılan erkek doktorlar değil biz oluyoruz" diyor.
Yine patoloji uzmanı Nermin Koç, kendini ispat için fazladan çalışmak zorunda hissettiğini söylüyor: "Hasta da olsak, adet sıkıntısı, hamilelik yorgunluğu da yaşasak sıkıntılarımızı söylemediğimiz oluyor. Çünkü 'kadınlar zaten bu mesleğe uygun değil' düşüncesiyle karşı karşıya bırakılıyoruz. Kimi günler sırf bu anlayış yüzünden fazladan nöbet yazdırdığım oldu."
"Çok zaman bizim sözlerimiz ciddiye alınmıyor"
Kadıköy'deki bir halk sağlığı merkezinde sağlık çalışanı olarak görev yapan Kutlu Salman, özlük haklarının, verdikleri hizmetin sorgulanmasından şikayetçi. "Herkesi, her kesimi kapsayan bir iş yapıyoruz" diyen Salman, kadın doktor olarak karşılaştığı zorluğu "hastaların sözlerini ciddiye almaması olarak" özetliyor.
"Yıllarca doktor bey oldum"
Haseki Hastanesi'nde Dahiliye bölümünde görev yapan uzman Aydan Taka, kadınların hekimliğe "layık görülmediğini" söylüyor. Özellikle mesleğinin ilk yıllarında, "hemşire hanım", "doktor bey" diye çağrıldığını anlatan Taka'nın diğer sorunu sistemin suçlusu olarak doktorların gösterilmesi ve bunun hastalar tarafından kadın doktorlara daha çok yansıtılması.
Taka, dal seçimi öncesi "iç hastalıkların" zor bir dal olduğu konusunda uyarılmış, başka dallar tavsiye edilmiş. O dalından memnun...
"Hayata geç başlıyoruz gözüyle bakıyorlar"
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi Sibel Onaran'ın özel bir dal isteği yok. Bazı insanların kadın-erkek olarak dalları ayırdığını anlatan Onaran ekliyor: "Ben böyle bir sınıra, kısıtlanmaya inanmıyorum."
"Hemşire parçası" değiliz biz
Birsen, Verem Savaş Dispanseri'nde hemşire. En büyük sıkıntısı hem işinin hem kadın kimliğinin küçümsenmesi: "Doktora kızamayan hasta çıkıp 'hemşire parçası' diye hakaret edip gidiyor."
Veremin bulaşıcı bir hastalık olduğunu hatırlatan Birsen, sürekli hastalanma riski taşımalarına rağmen gereken değeri görmediklerini söylüyor. Sürekli geç çıktıklarını, evlerine, ailelerine yeterli zamanı ayıramadıklarını anlatan Birsen, "Elimi yıkayınca geçen bir meslek değil bu. Özen istiyor, dikkat istiyor" diyor.
TTB Kadın Hekim Kolu bu sorundan yola çıktı
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) Kadın Hekim Kolu amaçları arasında kadın hekimlerin toplumsal cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle karşılaştığı sorunları çözmeyi hedefliyor:
Tıp ortamlarında cinsiyetçi yaklaşım, davranış ve dilin ayıklanabilmesi, kadın hekimlerin çalışma ortamlarının cinsiyetçi davranışlardan arındırılması, sağlık hizmeti kullanıcılarının cinsiyetçi davranışlarla karşılaşmaması için araştırma ve eğitim çalışmaları gerçekleştirmek üzere bünyesinde kadın çalışmalarının yürütülebilmesi için Türk Tabipleri Birliğinin olanak sağlamasına,* Meslek örgütünde kadın çalışmaları yapılması için kadın hekimlerin uygun koşullarda bir araya gelmesini kolaylaştıracak yöntemler geliştirilmesine,
* Meslek örgütünde pozitif ayrımcılık ilkesi uyarınca kadın dostu çalışma ortamları yaratılmasına,
* Çalışmalar için gerekli donanımın sağlanmasında ihtiyaç duyulan desteği sunulmasına oyçokluğuyla karar verildi. (AÖ/TK)