Kadın Partisi Girişimi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kadın katlini, kadına şiddeti besleyen toplumsal zihniyeti, kadının maruz bırakıldığı eşitsiz sosyal ve ekonomik koşulları eleştirdi, 8 Mart 2011 itibariyle Türkiye'deki kadınlara yönelik şu saptamaları yaptı:
* Devlet, hükümet ve siyaset, hergün 5 kadının namus, töre ve çeşitli nedenlerle öldürülmelerine sessiz kalıyor ve adeta durumu onaylıyor.
* Kadınlara karşı her türlü şiddet, cinsel taciz ve onur kırıcı davranışları besleyen toplumsal zihniyet kalıcılaşıyor.
* Pek çok bölgede kız çocukları okula dahi gönderilmiyor.
* Kadın, sosyal ve siyasal hayattan her geçen gün biraz daha dışlanıyor.
* Sözümona eşitlikçi anlayışla hazırlanmış yasaların bir sonucu olarak kadınlar 2. sınıf kabul edilmeye devam ediliyor.
* Ekonomik hayattan kadını uzaklaştıran ve onu bir çocuk yapma makinasına dönüştüren toplumsal yapı egemen hale geliyor.
* İşsizlik, yoksulluk ve dışlanmışlık, kadınlar için normal kabul ediliyor.
Peki biz, 8 Mart'ta neyi kutlayacağız?
"Eğer tüm bunları görmüyor, duymuyor, işitmiyor olsaydık bu ülkede 8 Mart'ı kutlayabilirdik" diyen Kadın Partisi Girişimi üyeleri tüm bunları değiştirmek için var olmak ve siyasete müdahale etmek istediklerini duyurdular.
Geçtiğimiz hafta düzenledikleri toplantı ile Kadın Partisi Girişimi'ni basına tanıtan girişim yetkilileri, siyasete girmekteki amaçlarının tüm ülke sorunlarını kadın bakış açısıyla ele alarak etkili çözümler üretmek olduğunu dile getirmiş ve önümüzdeki seçimlerde İstanbul'dan iki tane bağımsız milletvekili çıkarmayı hedeflediklerini söylemişlerdi.
8 Mart neyin yıl dönümü?
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı olarak kabul edilen 8 Mart 1857'de Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın, düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grev başlattılar.
Ancak bu grev kanlı bir biçimde bastırılmış ve olaylar sonrası çıkan yangında 129 kadın dokuma işçisi ölmüştür. Kadın emekçilerin bu direnişi, aynı zamanda sömürüye, baskıya, zulme, haksızlığa, eşitsizliğe karşı bir başkaldırıdır. Böylece 8 Mart 1857, tarihe kadın işçilerin ilk kitlesel grevi olarak geçmiştir.
1977'de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. (EG)