Yazar Hasan Ali Toptaş başlayan ifşa hareketi büyüyerek devam ediyor. Her sektörden farklı isimlerdeki erkeklerle ilgili çok sayıda tacizin ifşası sürüyor.
İfşa edilenler arasında yazar İbrahim Çolak da vardı. Leyla Salinger isimli kullanıcının kendisine “Belki sizin de dilenecek bir özrünüz vardır. Ne dersiniz var mı öyle bir planınız?” sorusuna karşılık veren Çolak, Salinger’e “Elbette ki üzüp incittiğim, özrün ötesinde helalleşmek istediğim insanlar var” dedi.
Çolak’ın bu yanıtına Salinger, “İnanılmaz bir arsızlık seviyesi bu tebrikler. Helallik nedir? Gencecik kadınlara erotik mesajlar gönderip onları travmatize etmenizin karşılığı hellallik mi?” karşılığını verdi. Çolak, taciz suçlamalarını kabul etti. Sosyal medya hesabından paylaşım yapmasının ardından yaşamına son verdi.
Bu yaşananların ardından Leyla Salinger twitter üzerinden hedef gösterilerek, intiharın sorumlusu haline getirilmeye çalışıldı. Bu tutum karşısında kadın örgütleri yayınladıkları mesajla Leyla Salinger’e sahip çıktıklarını söyledi.
"Leyla hedef gösterildi"
Bir “sorumlu” varsa, erkek şiddetiyle mücadele eden, tacizi ifşa eden kadınlar değil; fail olan ve “uykuları kaçan” erkeklerdir. Patriyarka sesimizi bastıramayacak, yaşasın feminist mücadelemiz #LeylanınYanındayız pic.twitter.com/07RksrgDRF
— feminist avukatlar (@feministavukatt) December 12, 2020
Sosyal medyada yayınlanan adın örgütlerinin açıklaması işe şöyle:
“Hepimiz 8 Aralık gününden beri sosyal medyada başlayan büyük bir kadın isyanına tanıklık ediyoruz. Leyla Salinger'in Haşan Ali Toptaş hakkında attığı bir tweet ile başlayan ve kadın dayanışmasının gücü ile büyüyen bu eylem ile birçok taciz failinin isimleri tek tek ortaya döküldü. Binlerce kadın yıllardır yüksek sesle ifade edemediği, maruz bırakıldığı tacizleri anlattı ve sosyal medyada haykırdı;
"Uykuların kaçsın ben ne zaman ifşa edileceğim diye!" 10 Aralık günü ise birçok edebiyatçının yanında Ankara'da yayınevi sahibi olan İbrahim Çolak'ın da taciz fiilleri ifşa oldu. Tacizi KABUL ETTİĞİNE ilişkin beyanlarını twitter'da paylaşan fail intihar etti. Ardından sosyal medya üzerinden kız kardeşimiz Leyla Salinger bu şahsın intiharının sorumlusuymuş gibi yüzlerce hesap tarafından hedef gösterildi.
"Hepimiz biliyoruz ki kadınların tacize, tecavüze, erkek şiddetine karşı başlattıkları isyan hareketleri patriyarkal düzen tarafından her zaman bastırılmaya ve farklı yöntemlerle itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Bugün başlatılan bu linç kampanyası her kesimden kadının isyanı karşısında paniğe kapılan patriyarkanın isyanın sesini yükselten kadınlara "susacaksınız" deme biçimidir.
"Oysa biz kadınlar, ortada bir taciz varsa sorumlunun öncelikle tacizci ve beraberinde tacizciyle dayanışanlaria birlikte, failleri aklamak yönlü işleyen yargı pratiği olduğunu binlerce kez haykıracak, maruz bırakıldığımız tacizi yüksek sesle söylediğimiz için kendimizi suçlamayacak, bugün de bundan sonra da erkek şiddeti karşısında sessiz kalmayan her kadının yanında olacağız ve mücadelemizden asla geri adım atmaaycağız"
DİSK Basın İş: Yanınızdayız
DİSK Basın İş’li kadınlar da konuya dair bir açıklama yayınladı. Şöyle dedi:
"DİSK Basın İş’li kadınlar olarak kadına yönelik şiddetin medya sektöründe ne kadar canlı ve konuşulmaz olduğunun farkındayız. Birçok kadın meslektaşımızın şiddet faillerinin nüfuzu, konumu, popülaritesi ya da yaşı nedeniyle konuşmadığını biliyoruz. Kadınların şiddeti ifşa edecekleri, kendilerini güçlendireceklerini ve meslek alanında da kadın dayanışmasını örebilecekleri alanlara ihtiyacımız var.
"Bu nedenle, DİSK Basın İş olarak meslektaşlarımız için güvenli alan yaratmayı, Kadına yönelik şiddette bulunan hiçbir kimseyle yan yana olmayacağımızı, Cinsiyetçi şiddeti gördüğümüz her alanda kadın mücadelesinin ilkelerine bağlı kalarak hareket edeceğimizi, Şiddete, tacize maruz kalan meslektaşımızın ihtiyaç duymaları durumunda hukuksal ve psikolojik destek almaları için tüm kapasitemizle destek vereceğimizi, şiddete ve tacize maruz kalan kadınların mücadelesinde yanlarında olacağımızı taahhüt ediyoruz.
Bu vesileyle DİSK Basın İş’li kadınlar olarak tüm kadın ve LGBTİ+ meslektaşlarımızı ve sektör bileşenlerini çalışma alanlarımızda maruz kaldığımız cinsiyetçi şiddeti konuşup bir yol haritası çıkartmak üzere bir araya gelmeye çağırıyoruz."
"Dayanışma büyüyor"
Avukat Dayanışması yayınladığı açıklama ile “Tacize karşı dayanışma büyüyor” diye seslendi.
Açıklama şöyle:
“Tacize karşı dayanışmayı büyütüyor, kadın mücadelesini destekliyoruz! Kadınların, gündelik hayatta, iş hayatında, entelektüel alanda yaşadıkları baskı, taciz ve saldırılara karşı başlattıkları ifşalar, maruz kaldıkları bu fiillerin kapsamını, mahiyetini göstermesi açısından dehşet verici bir tablo ortaya koydu.
“Erkek egemen anlayışa hizmet eden yargı ve toplumsal normlarla beslenen bu anlayış, kadınların dayanışması ve cesareti ile ters yüz olmuştur. Bilindiği üzere Leyla Salinger isimli Twitter kullanıcısının Hasan Ali TOPTAŞ’ın taciz fiillerini ifşa etmesiyle başlattığı girişim ile yazın dünyasında yer alan fail isimleri bir bir açıklanmış ve bu da muhattaplar tarafından inkar edilmemiş hatta basit “özür”ler ile suç eylemleri sıradanlaştırılmaya çalışılmıştır.
"Bu taciz fiillerinin muhataplarından biri olan yayınevi sahibi, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile suçlamaları kabul ederek intihar etmiş ve bunun sonucunda ifşa hareketini başlatan meslektaşımız adeta hedef tahtasına konulmuş, bu girişim kriminalize edilmeye çalışılmıştır.
'Kadınlara ses oluyoruz'
"Kadınların maruz kaldıkları taciz fiillerini ifşa etmeleri, bir suç duyurusu olarak anlaşılması gerekirken bunun yerine bu durum, itibarsızlaştırılmaya çalışılmakta ve kadınların sesi kısılmak istenmektedir. Her gün kadın cinayetlerinin yaşandığı, istismar ve cinsel saldırılarının sayısız örneği yaşanan ülkede yargı pratiğinin ne yazık ki failleri koruyan bir noktada durması nedeniyle mağdurların seslerini duyurmak adına kullandığı ifşa yöntemi etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır.
"Kadınlara, “Her ne yaşıyorsanız kendi başınızın çaresine bakın, bunu kimseyle paylaşmayın; bizim de rahatımızı bozmayın!’’ denilmektedir. Kadınlara hak görülen bu yaklaşım; taciz ve tecavüzün üstünü kapatma, onu sadece kadının baş etmesi gereken sıradan bir suç olarak telakki etmektedir. “Entelektüel” erkeklerin; özlü sözlerin ve aldıkları ödüllerin arkasına sığınarak kadınlara karşı işledikleri suçların cezasını çekmeyeceklerinden emin bir şekilde davranmasına devam etmeleri istenmektedir.
"Kadınların hayatın her alanında maruz kaldıkları taciz, tecavüz ve saldırı girişimlerini ifşa etmeleri bir haktır; bizler de bu hakkı kullanan kadınların yanındayız. Taciz, tecavüz ve saldırılara karşı ifşa hareketini destekliyoruz. Dayanışmayla, cesaretle sessiz kalmayan kadınların sesine ses oluyor ve her platformda meslektaşımızın yanında olacağımızı yineliyoruz."
Ayrıca Milliyet’ten Seyhan Akıncı’ya konuşan Hasan Ali Toptaş “tacizleri” kabul etmediğini söyledi, sosyal medyadan yayınladığı “özür” açıklamasını da kaldırdı.
Ne olmuştu? Twitter'da, yazar Hasan Ali Toptaş'ın bir kadın kullanıcı tarafından ifşa edilmesiyle birlikte 20'den fazla kadın edebiyat dünyasında maruz bırakıldıkları cinsel taciz ve saldırıları anlatmıştı. Yazar Pelin Buzluk'un bu yöndeki paylaşımına destek olan yazar Aslı Tohumcu, yaşadığı cinsel saldırıyı kamuoyuyla paylaşarak dayanışma çağrısında bulunmuş ve Bora Abdo'nun kendisini taciz ettiğini açıklamıştı. Tohumcu, "Hasan Ali Toptaş da yalnız değil tabii. Bora Abdo var. Beni arkadaşımdan ayırıp taksime atlamasıyla gelişen bir olay. Ben de büyüdüm, kadınlarla sarmalandım iyice. Konuşabiliyorum. Herkes konuşsun. Bizim korkacak bir şeyimiz yok" demişti. Everest Yayınları da "Yayınevimiz yazarlarından Hasan Ali Toptaş ile ilgili açıklamaları hassasiyetle takip ediyoruz" diyerek bir açıklama yapmıştı. Daha sonradan "Toptaş'la yollarımızı ayırdık" açıklaması yapmıştı. |
(EMK)