Koç Üniversitesi’nin düzenlediği “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları: Eşitsizlikler, Mücadeleler, Kazanımlar” başlıklı iki günlük konferans hafta sonu toplandı.
Beyoğlu'ndaki Anadolu Medeniyetleri Enstitüsü’nün salonları iki gün boyunca doldu. Tartışmalar dikkatle izlendi. Etkinlik BM Kadınlara Karşı Şiddet özel raportörü Yakın Ertürk’ün onur konuşmasıyla açıldı. Ertürk konferansı "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Son!" kampanya sürecisinin bir parçası olarak gördüğünü dile getirdi.
"Kimlik ve Temsil"
Fatmagül Berktay, Zeynep Direk, Fatma Türe ve Aksu Bora'nın tebliğ sunduğu "Kimlik ve Temsil" başlıklı ilk oturum Fatmagül Berktay'ın konuşmasıyla açıldı.
“Karşıdan iki kişi geliyor sandım; oysa sadece bir erkek ve karısıymış.” Bu ünlü Rus atasözü ile konuşmasına başlayan Berktay, aklın "erkekliği"nin dayandığı egemen iktidar yapılarının anlaşılması gerektiğini vurguladı. Berktay ideal olarak geçerli olan cinsiyetsiz akıl iddiasının önemini vurgulamakla birlikte eşitlik ideallerinin var olan fiili eşitsizlikleri gizlemeye hizmet edebileceğinin de altını çizdi.
Zeynep Direk erkeğin karısı olarak konumlanan kadının "ikinci cinsiyet" olmasını "Simone de Beauvoir’da Kadın Kimliği" başlıklı tebliğinde tarihsel bir yaklaşım ile tartıştı. Kadının ikinci cins olarak 1920’lerdeki fantezi ve milli hikayelerde nasıl temsil edildiğini tartışan Fatma Türe’nin ardından Aksu Bora tarihsel anlatıların kadını ve deneyimlerini unuttuğunun altını çizdi. Ulusun kurulmasında stratejik bir tercih olan ‘unutma’ ile şekillenen modernleşme sürecinde ‘babalarının kızları’ olarak temsil edilen kadınları anlattı.
Kadın hareketleri
İkinci oturumda "kadınların" tarihsel süreç içinde oluşumunda kadın hareketlerinin rolü tartışıldı. Koç Üniversitesi’nden Hülya Durudoğan ikinci dalga Fransız feministlerinin uyandırdıkları farkındalık ve kadın sorusuna getirdikleri bakış açıları üzerinden feminizm tarihindeki yerlerini ve onlara yöneltilen eleştirileri tartıştı. Serpil Çakır’ın "Osmanlı Kadın Hareketleri: Söylemden Eyleme Cumhuriyet Öncesi Hak Mücadelesi" başlıklı tebliğinin ardından Feyda Sayan Cengiz, Türkiye’deki kadın hareketlerini 1975-1980 arasında faaliyet gösteren İlerici Kadınlar Derneği (İKD) ve 1990 sonrasında kurulan Mor Çatı karşılaştırması çerçevesinde tartıştı.
Sonraki oturum kadın hareketleri üzerinden siyasal katılım hakkında tebliğ sunan Serpil Sancar ile açıldı. Sancar Türkiye’de kadınların siyasal kararlara eşit katılımının neden ve nasıl sorunlu olduğunu tartıştı. Sancar, Türkiye’de kadın hareketinin kadına karşı şiddet konusunda gündem oluşturabimesine karşın siyasete eşit katılım konusunda etkili bir gündem oluşturulamadığının altını çizdi. Konferansa Stockholm Üniversitesi’den katılan Lenita Freidenvall’ın Avrupa’daki cinsiyet kotalarının yaygınlaşması ve uygulanması hakkındaki sunumunun ardından Ayşe Ayata Türkiye’de siyasette toplumsal cinsiyet kotalarını tartıştı ve kadınların siyasete katılımı için kotayı bir çare olarak gördüğünü belitti. Hukukçu Zeynep Oya Usal’ın “Kadın, Siyaset ve Kota: AB Ülkelerinden Karşılaştırmalı Örnekler ve Türkiye’ye Bakış” başlıklı, kadının siyasal hayata girişi önündeki engeller ve hukukun bu engelleri aşmada nasıl kullanabileceğine dair tebliği ile oturum sona erdi.
Toplumsal cinsiyet ve eğitim
İlk günkü son panelde ise toplumsal cinsiyet ve eğitim tartışıldı. Ayşe Gündüz Hoşgör kırsal kesimdeki kadınların toplumsal konumları çerçevesinde eğitim durumlarını tartıştı; kırsalın bir bütün olarak ele alınmayacağını, bölgesel farklılıkların değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Tarihsel bir analiz ile eğitim konusunda sunum yapan Elif Ekin Akşit, Kız ve Köy Enstitülerindeki kadınlık durumunu anlatarak kamusal diyaloğunun mekansal niteliğini tartıştı. Son olarak da, toplumsal cinsiyet ve eğitim konusunda, Hülya Adak ve Ayşe Yüksel Sabancı Üniversitesi "Mor Sertifika" süreci ile ilgili bir sunum yaptı. Koç Üniversitesi’nden Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın ‘Türkiye’de Kadın ve Eğitim’ başlıklı çalışmasını sunduğu onur konuşmasında Türkiye’nin cinsiyeti güçlendirme endeksinde 93 ilkeden 90. sırada olduğu çarpıcı bir gerçeğinin altını çizmesiyle konferansın ilk günü geride bırakıldı.
Kadın ve hukuk
İkinci gün konferans panellerle sürdü. “Hukukun Kadına Bakışı ve Kadının Hukuka Bakışı” başlıklı ilk oturumda, Feride Acar, Filiz Kerestecioğlu, Kadriye Bakırcı ve Bertil Emrah Oder tebliğlerini sundular. Hem kamusal hem de özel alanda ayrımcılığın ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Feride Acar, Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) bu konuda temel çerçeveyi çizdiğini belirtti. Avukat Filiz Kerestecioğlu’nun “Etkin Uygulama İçin Bitmeyen Sorgulama” başlıklı tebliğinin ardından, Kadriye Bakırcı iş hukuku çerçevesinde hukukun kadına bakışını tartıştı ve kadın istihdamının arttırılması için pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini belitti. Oturum, Koç Üniversitesi’nden Bertil Emrah Oder’in Anayasa’da kadın sorunsalına dair sunduğu tebliğ ile sona erdi.
Kadına yönelik şiddet
Sonraki oturumda, Nükhet Sirman kadına yönelik şiddetin her yerde olduğunun altını çizdi. Sirman, bu şiddetten bahsederken kullanılan dilin nasıl farklılaştığı üzerinde durdu ve namus adına işlenen suçların Doğu’da ‘töre cinayeti,’ Batı’da ise ‘aşk cinayeti’ olarak adlandırıldıklarına dikkat çekti. Dicle Koğacıoğlu’nun namus cinayetleri üzerine üretilen raporları tartıştığı “Tanınmanın İki Zamanı: Namus Cinayeti Söylemlerinde Kimlik ve Zamansallık” başlıklı sunumunun ardından Asuman Aytekin İnceoğlu kadına karşı şiddet konusunda Türk ceza hukuku normları çerçevesinde bir tebliğ sundu. Ayşe Gül Altınay da militarizm ve feminizmi tartıştığı sunumunda yaşanan acıların, savaş çığlıklarının siyasete dönüştürülmesi ve şiddetin her türlü haline karşı bir çıkışın gerekliliğini vurguladı.
Emek
“Toplumsal Cinsiyet ve Emek” konulu bir diğer oturum, Yıldız Ecevit’in TÜSİAD’ın 2008 Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Raporu çerçevesinde sunduğu tebliği ile açıldı. Ecevit, kadın emeği ve istihdamı konusunda söylemlerin ötesine geçilmesi ve gerçeklere bakılması gerektiğinin altını çizdiği sunumunda devletin kadın istihdamı ile ilgili söylemlerinin ve eylemlerinin uyuşmadığını belirtti. Ayça Kurtoğlu Novamed grevi çerçevesinde küresel kadın dayanışmasından, Aslıcan Kalfa fuhuş sektöründeki kadınlardan ve Duygu Gül’de polis teşkilatındaki kadınlık durumlarından bahsetti.
Sonraki oturum Ayşe Buğra’nın sosyal politika bağlamında kadın istihdamını tartıştığı sunumu ile diğer oturum başladı. Buğra, kadın istihdamı konusunda kültür unsurlarının, yapısal değişmelerin, çalışma hayatının niteliğinin ve Türkiye’nin refah rejiminin etkilerinden söz etti. Ayşe Parla ve Mine Eder, eski Sovyet bloğundan Türkiye’ye gelen göçmenler bağlamında kadın istihdamını tartıştılar. Oturum Azer Kılıç’ın “Sosyal Güvenlik Reformu Çerçevesinde Kadınlar ve Vatandaşlık” ve Berna Yazıcı’nın “Türkiye’de Sosyal Hizmet Politikası ve Toplumsal Cinsiyet Eşitsizlikleri” başlıklı tebliğleri ile kapandı.
Van Kadın Derneği'nden (VAKAD) Zozan Özgökçe, Kadın Girişimciler Derneği'nden (KAGİDER) Gülseren Onanç, Uçan Süpürge’den Halime Güner, Haliç Üniversitesi’nden Leyla Pervizat'ıncinsiyet eşitsizliklerine karşı mücadelede sivil toplum aktivizmini tartıştıkları oturumun ardından iki gün yoğun tartışmalarla geçen konferans sona erdi.
______________________________
(*) Duygu Kaşdoğan (Koç Üniversitesi,Yüksek lisans öğrencisi)