8-9 Ekim tarihlerinde Antalya’da yapılan “Kadın Koalisyonu 20. Yıl Buluşması”na Türkiye’nin pek çok ilinden kadın örgütleri ile Kaos GL, 17 Mayıs ve Kırmızı Şemsiye derneklerinden temsilciler katıldı.
Kaos GL’den Selma Koçak’ın haberine göre, büyük bir umut ve coşkuyla başlayan toplantıda açış konuşmasını İlknur Üstün yaptı. Aslında çok daha önce başlayan kadın hareketinin 2002 yılında Kadın Koalisyonu’nun da katılmasıyla yoluna devam ettiğini vurgulayan Üstün, şöyle dedi:
“Bize yapılanları birbirimize yapmayalım dedik ve bu nedenle feminizmi kendimize ilke edindik. Şiddet, hem biz Türkiyeli kadınların hem de dünyadaki kadınların canını alan, canını yakan temel meseleydi.
"Sadece fiziksel olmayan bu şiddeti; dilimizle, sözümüzle, gözümüzle birbirimize uygulamayalım dedik. O nedenle, Kürtler, Araplar, ateistler, türbanlılar, dindarlar, mülteciler diye ayırmadık kimseyi. Çok kolay olmadı. Biz kendi alanımızda hiçbir ayrımcılığa geçit vermeyeceğiz, şiddet dilini kabul etmeyeceğiz."
Bizi dışına atan dünyanın başka bir yer olabileceğini tahayyül ederken hafızanın ve hatırlamanın çok önemli olduğunun altını çizen İlknur Üstün, şöyle devam etti:
“Büyümek sancılı bir süreç bu nedenle bazı şeyleri kendimize yeniden hatırlatıyoruz. Hafıza var olma mücadelesi verenler için bir var olma yoludur, bir direniştir. Önümüze daha büyük hedefler koyabilmenin yoludur. Birbirimizin yaptıklarını görmeye, tarihe bakmaya ve hatırlamaya ihtiyacımız var.”
“Esas meselemiz katılım olmalı”
2002’deki erken seçim kararının ardından bir çağrı yapıldığını ve çağrıya yanıt veren 45 kadın örgütüyle bu yolculuğunun başladığını ve giderek büyüdüğünü anlatan Üstün, Kadın Koalisyonu’nun meselesinin temsil değil katılım olduğuna dikkat çekti:
“Esas meselemiz katılım olmalı. Hayatlarımızı, ortak alanlarımızı biz belirlemeliyiz. Hayatın kurulduğu yer, tam da yaşadığımız yer. Bu nedenle yerel siyaseti odağımıza aldık. Hayatımızı dönüştürmenin, birlikte yürümenin hemen bulunduğumuz yerde başlamasının bizim için daha güvenilir olduğunu gördük.
"Yerelde, ulusalda ve uluslararasında örgütlendik. Biz farklılıklarımızla bir aradayız, güçlüyüz. Bu beraberlik öyle kolay sağlanmadı. Birbirimizin evinde, birbirimizin sofrasında yemeğimizi yiyerek oluşturduk. Kadınlar hiçbir zaman güvenli sularda yüzmedi. Devletle değilse, babayla, kocayla, mahalleyle, karşı karşıya geldi. Biz hayatı dönüştürmek istiyoruz, bu düzeni değiştirmek istiyoruz. Birlikte yürümeden bunu yapmak mümkün değil. Birbirimize sahip çıkmadan yürümenin mümkün olmadığını biliyoruz. İyi ki birlikteyiz. İyi ki varsınız.”
TIKLAYIN – Haberin tamamını okuyun
(EMK)