Kadın Koalisyonu, bileşeni olan örgütlerden 150 civarında katılımcıyla 8-9 Ekim'de 20. yaşını kutladı.
Koalisyon'un bileşenleri, Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadın ve LGBTİ+ örgütleri ulusal ve uluslararası alanlarda yürüttükleri feminist mücadeleyi konuştu, gelecekte nasıl bir yol haritası izleyeceklerini tartıştı.
Resmi olarak 2002'de kurulan ama birlikteliği çok daha öncesine dayanan Kadın Koalisyonu bileşenleri, 20. yıllarını kutlamak için Antalya'da buluştu.
Açılış konuşmasını yapan İlknur Üstün, Kadın Koalisyonu'nun nasıl ve hangi ilkeler temelinde bir araya geldiğini, birlikteliğin nasıl büyük emeklerle örüldüğünü şu sözlerle anlattı:
Hem işçi hem mimar
"Bu işin hem işçisi hem mimarı olduk ve aslında ayı kırpıp hepimizi yıldız yaptık. Bazen de parlamayan yıldızlar olduk. O nedenle bir merkezimiz, bir başkanımız, bir yönetim kurulumuz yok.
"Biz anneannelerimizden, babaannelerimizden aldık o eli ama sonra kadın hareketinin yıllara dayanan, burada da o geçmişten gelen arkadaşlarımızın olduğu bir yürüyüşün içine başka bir örgütlenme, başka bir çalışma alanı, başka bir model geliştirme arayışı ile dahil olduk."
Kadın Koalisyonu'nun son yıllarda yoğun bir şekilde yaptığı belediye izleme çalışmasına dair bilgilendirme yapılan toplantıda aynı zamanda izleme yapan bileşenlerin de deneyimleri dinlendi.
"İnsan onurunu temel alıyoruz"
"Zor zamanda kadın olmak" çalışmasından uluslararası alanda neler yapıldığına dair gerek katılımcılar, gerek toplantıya gelemeyen bileşenler video ile aktarımda bulundu. Örgütlenme süreçlerinde şehirlerde gezip, köylere gittiklerini, orada diğer bileşenlerle buluşup feminist politika yapmaya çalıştıklarını anlatan kadınlar, kendi şehirlerindeki örgütlenme pratiklerine de değindi.
Kadınların toplumsal ve siyasal hayatta var olması için birlikte olduğuna vurgu yapan Kadın Koalisyonu bileşenleri, "20. yılımızı kutlarken insan onurunu temel alan, hukukun üstünlüğüne dayalı, demokratik bir yönetim biçiminin tesis edilmesi için seferber olduğumuzu duyururuz!" dedi.
Koalisyon'un açıklaması şu sözlerle son buldu:
"Sorunları yerinden tespit edeceğimiz, çözümünü yerelden, yerelin sakinleriyle birlikte üretebileceğimiz, farklı deneyimleri dikkate alan, hak ve özgürlüklerin yaşama geçtiği, adaletin herkes için erişilebilir olduğu ve tesis edildiği bir ortak yaşam kurmak istiyoruz."
(AÖ)