Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, evde torunlarına bakan kadınlara bakım ücreti verileceğini açıkladı.
“Büyükannelere bebek parası” olarak kamuoyuna yansıyan uygulamayı bianet’e değerlendiren Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) üyesi ve bakım emeği üzerine çalışan akademisyen Çağla Ünlütürk Ulutaş, “İnsanlar çocuklarına hane içinde bakılmasını tercih edebilir. Ama kamunun görevi kurumsal bakım olanaklarının geliştirilmesi olmalı” dedi.
Çağla Ünlütürk Ulutaş, Türkiye’de devletin 3 yaş öncesi çocuklara bakım hizmeti sunmadığını, 3 yaş üstü için ise hizmetlerin ücretli olduğunu söylerken, kadınların işe girdiğinde elde edebileceği ücretle, bakım hizmeti için vereceği ücret arasında bir kar-zarar hesabı yaptığını ve çocuk büyüyene kadar çalışmamayı tercih ettiklerini anlattı.
Bakım hizmetlerinin kamu tarafından sağlanması ve profesyonellerce verilmesi gerektiğini söyleyen Ünlütürk Ulutaş, bu hizmetlerin tamamen bireylere yüklenmesinin bu hizmeti veren kadınları da olumsuz etkilediğini, ağır stres bozukluklarına ve psikiyatrik sorunlara neden olduğunu ifade etti.
“Kurumsal bakım olanakları neredeyse yok”
“Elbette bir anneanne kendi torununa bakmak isteyebilir ya da bu karar aileye bırakılabilir. Ama bu kararı onlara bırakmadan kamunun tüm vatandaşları için, gerek yaşlı gerek çocuk gerek engelli bireyler için, hepsinin bakımını sağlayacak kamusal olanak yaratması lazım.
“Kurumsal bakım olanaklarının durumuna baktığımızda ise 3 yaş öncesinde kamu tarafından neredeyse hiçbir bakım olanağından bahsedemiyoruz. 3 yaş sonrası için bakım hizmetleri ise ücretli olarak veriliyor. Devlet tarafından verilen bakım hizmetleri de ücretli, özellikle büyük kentlerde aylık 200 liradan başlayan ücretler söz konusu.
“Özel kurumlarda ise ücretler çoğu kadının işgücü piyasasında elde edebileceği ücretlerin üzerinde rakamlar.
“Kar-zarar hesabı yapıyorlar ve çalışmamayı tercih ediyorlar”
“Dünya Bankası’nın 2015 raporunda Türkiye’deki bakım hizmetleri konusuna değiniliyor ve buna göre, çok sayıda kadın işe girdiğinde elde edebileceği ücretle, bakım hizmeti için vereceği ücret arasında bir kar-zarar hesabı yapıyor ve bunun sonucunda en azından çocuğu büyüyene kadar çalışmamayı tercih ediyor.
“Kadınların iş piyasasına geri dönmesi çok zor”
“Türkiye’de kadınların tekrar iş piyasasına girmesi de zorlu. Yeniden işgücü piyasasına dönecekleri zaman 30 yaşını devirmiş oluyorlar, arada bir nitelik kaybına da uğruyorlar ve ya işgücü piyasasına geri dönemiyorlar ya da daha düşük vasıflara ve ücretlere razı olarak girmek zorunda kalıyorlar.
“Aileye verilen nakit, bakım hizmeti için harcanmıyor”
“Avrupa’da bakım hizmetleri için çok çeşitli yöntemler var. Nakit transferi de bunlardan biri. Ama şimdiye kadarki deneyimlerimizden biliyoruz ki, Türkiye’de bu yöntem uygulandığında aileler o nakit parayı bakım için bir kuruma ödemektense, onu ücret gibi ellerinde tutup bakım hizmetini aile içinde halletmeyi tercih ediyorlar. Bunun sebebi de Türkiye’de ücret gelir düzeylerinin düşük olması.
“Ücretsiz bir şekilde, hane içinde çözmek ise hane içinde karşılığı ödenmemiş kadın emeği anlamına geliyor.
“Aile içinde halletmek = ücretsiz kadın emeği”
“Bakımın aile içinde halledilmesi, 60 yaşa kadar kadınlar için, işgücü piyasasına girip, üretken emek olarak hayatını kazanabilmekten alıkonmak demek.
“60 yaş üzeri kadınlar için düşündüğümüzde ise belki kendisi de bakıma ihtiyaç duyan kişilerin, emeklilik ya da yaşlılık dönemini keyifle ve huzurla, torunlarını severek (ama tam zamanlı bakıcı olarak değil), komşularıyla gezerek geçirmesi gereken yaşlılık dönemini geçirememesine yol açıyor.”
Müezzinoğlu: Bu, kreşleri kapatacağız anlamına gelmez
Bakan Müezzinoğlu, önceki gün yaptığı açıklamada, projenin öncelikle üç ilde pilot uygulamasının yapılacağı, talep edenler arasından seçilecek ailelerin altı aylık sürecinin gözlemleneceği ve ardından projenin verimliliğinin ölçülerek yol haritası belirleneceğini söyledi.
“Bu proje bizim projemiz değil, bu proje bize tabandan gelen proje. İstanbul Sanayi ve Ticaret Odasından bize böyle bir projenin anneyi istihdamda daha güçlü tutabileceğini, çocuk için de huzur ve güven anlamında daha değerli olabileceğini, buraya bir destek verildiğinde ülkemiz ve milletimiz için güçlü bir proje olabileceğini ifade ettiler.”
Müezzinoğlu “Çocuğun kendisi daha huzurlu ve güvenli bir ortamda, aile de bunu tercih ediyorsa neticede böyle bir projeyi deneyeceğiz ama bu kreşleri kapatacağız anlamına gelmez. Yeni koridorların açılması diğerlerinin kapanması anlamına gelmez” diye konuştu. (ÇT)