Maltepe Üniversitesi Hastanesi’nde DİSK'e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) üyesi oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan hastane işçileri 86 gündür hastane kapısına kurdukları direniş çadırında nöbetlerini sürdürüyor.
Hastanenin internet sayfasından yapılan yazılı açıklamada çoğu kadın 103 işçinin sendikal faaliyetler nedeniyle değil, “alt işveren” olarak adlandırılan taşeron şirketle çalışma kararı çerçevesinde işten çıkarıldığı söylense de kadın işçiler bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade ediyorlar.
Direniş çadırında kurulan sobanın başına oturan kadınlardan Kezban Özmen, Nilüfer Akkaya ve Aliye Koç’la hastanedeki çalışma koşullarını, yıllardır beraber çalıştıkları iş arkadaşlarının kendilerine bakışlarını, mahalle halkıyla iletişimlerini, direniş çadırında bir günü, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve belediyelerden gelen tepkiler ile genel olarak bir kadın işçi direnişine dönüşen eylemlerini konuştuk…
Bulaşıkçılıktan hasta bakıcılığa çalışma koşulları…
Kadın işçiler işlerine son verilmeden önce günde üç vardiya halinde sekizer saat çalışıyormuş. Ama kendi ifadeleriyle üç kişinin yaptığı iş bir kişinin omuzlarındaymış.
Mesela temizlik işçisi olarak çalışan Nilüfer Akkaya, kendisine aynı zamanda hasta bakıcılığı da yaptırıldığını söylüyor. Diyet hostesi olarak çalışan Kezban Özmen ise aynı zamanda bulaşık da yıkattırıldığını, aşçılık da yaptırıldığını ifade ediyor ve ekliyor:
“Diyet hostesi olarak görev yapıyorduk ama mesela ramazanda oruç tutan hastalar için gece gelip yemek de yapıyorduk. Bulaşıkçılıktan, diyet hostesliğine, aşçılığa kadar her işi yapıyorduk. İzin günümüzde bile çalışmaya çağırıyorlardı.”
Sekiz saatlik vardiya düzenlemesinin işlerine son verilmeden kısa bir süre önce uygulanmaya başladığını belirten dokuz yıllık hastane çalışanı Kezban Özmen, daha önce 12 saate kadar çalıştırıldıklarını, bir arkadaşlarının mahkemeye gitmesi üzerine çalışma sürelerinin sekiz saate düştüğünü aktarıyor.
Peki ya çalışmaya devam eden arkadaşları?
Direnişçi kadınlara hastanede görüştüğümüz ismini vermek istemeyen iki çalışanın sözlerini hatırlatıyoruz:
“İşten çıkarılanlar yıllarca beraber çalıştığımız kişilerdi. Şimdi soğukta dışarıda bu şekilde kalmaları çok üzücü. Elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz ama biz de korkuyoruz. Hepimizin borcu, kredisi vs var. Onlara destek olan kişi doktor da olsa, temizlikçi de olsa işten atılma korkusu yaşıyor. Neticede burası özel bir iş yeri. O yüzden destekler ister istemez sınırlı kalıyor.”
“Arkadaşlarımız işten çıkarıldı ve tabii ki bu çok üzücü. Ancak bu tüm özel iş yerlerinde olabiliyor. En azından hastane tazminatlarını tam olarak verdi.”
Kezban Özmen, ilk sözler üzerine konuşuyor:
“Hiçbir destek görmüyoruz. Biz yardımlaşma için bilet satmaya çalışıyoruz ama ondan bile korkuyorlar. ‘Ben para vereyim ama bilet almayayım’ diyorlar mesela.”
Daha sonra Aliye Koç devreye giriyor:
“Biz köşkü işgal ettiğimiz gün köşkün önüne gelerek bizim için üzülen, ağlayan arkadaşlarımızın bile isimlerini almışlar. Onlar da baskı görüyorlar ama maalesef kurtuluşun hep beraber ortak mücadeleyle olacağını bilmiyorlar.”
“Tazminat aldılar” diyen kişiye ilişkin olarak konuşan Kezban Özmen, tazminatlarını aldıkları bilgisinin doğru olduğunu belirterek bir “ama” ekliyor:
“Biz tazminat aldık ama asgari ücretle çalışıyorduk. O tazminattan ne olacak? Burada 18 yıldır çalışan arkadaşlarımız var. Aylık gelirleri 900 liraydı. O tazminatı ne yapalım biz. Biz emeğimizin karşılığını istiyoruz. Ben hayallerimin peşindeyim. Kimse beni bu şekilde kapı önüne atamaz.”
Mahalleden destek
İşe gelir gibi her sabah çadıra geldiklerini belirten işçiler önceden arkadaş olduklarını ama artık adeta kardeş gibi olmaya başladıklarını ifade ediyorlar.
Mahalleden çok olumlu destek aldıklarını, ihtiyaçlarının karşılandığını, insanların direniş çadırına gelerek sohbetleriyle kendilerine destek verdiklerini anlatan işçiler, aynı desteği Maltepe Belediyesi ve pek çok siyasi parti ile sivil toplum örgütünden de gördüklerini belirtiyorlar.
Ancak son bir haftadır bu noktada önemli bir sorunla karşı karşıyalar. 80 gün boyunca tüm gıda ihtiyaçlarını karşılayan Maltepe Belediyesi, yemekhanede tadilat olduğu gerekçesiyle son bir haftadır yemek gönderemiyormuş.
AKP dışında her kesimden destek
Direniş süresince başta kadın örgütleri olmak üzere pek çok siyasi parti ve sivil toplum örgütünden de destek gördüklerini aktaran kadınlar bunun tek istisnasının AKP olduğunu ifade ediyorlar.
Hatta iki kadın işçi, AKP’ye giderek kendilerinin de AKP’ye oy verdiklerini belirterek destek istemişler. Ama kapı duvar… Ne parti yöneticilerinden ne de kadın kollarından herhangi bir destek görememişler.
Kadın odaklı direniş
Kadınlar olarak nasıl direnebileceklerini gösterdiklerini ifade eden işçiler, bu açıdan direnişlerinin de ayrı bir önemi olduğu görüşünde.
Bu esnada sözü alan Kezban Özmen, pek çok erkeğin kendileri kadar dirayetli çıkmadığını belirtiyor ve ekliyor: “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz.”
Sendikayı bırakana para
Son olarak hastanenin internet sayfasından yayımladığı “Kesinlikle sendikal faaliyet yüzünden işten çıkarılmadılar (…) Sendikal faaliyetten haberimiz yoktu (…) Temizlik işleri alt işverene devredildiği için işten çıkarmalar oldu (…) Alt işveren öncelikle eski çalışanları daha yüksek maaşla işe alacaktı” minvalindeki açıklamaları soruyoruz.
Kendilerinin “performans düşüklüğü” denilerek işten çıkarıldıklarına dikkat çeken Kezban Özmen, işten çıkarıldıktan sonra hastane yönetiminin kendilerine mesaj atarak “taşerona gelin” dediğini belirtiyor.
Aliye Koç ise hastanenin sendikal faaliyetten haberinin olmadığı yönündeki ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını ifade ediyor:
“Hastane sendikadan haberinin de olmadığını söylüyor ama biz sendikayı bahçeye getirdik ve yönetime haber verdik. Bilmiyoruz diyorlar ama bu gerçek değil. Biz sendikayla birlikte bahçede iki gün toplandıktan sonra işten çıkarıldık.”
Son sözü ise Nilüfer Akkaya söylüyor: “Sendikayı bırakalım diye para bile teklif ettiler.” (EKN)