bianet'in görüştüğü Bozkurt, raporun tasarım aşamasından son haline kadar geçen sürede, Türkiye'de "kadına yönelik şiddetin önlenmesine" dair adımlar atıldığını söylüyor. Ama Bozkurt, daha etkin sonuçlar alınması için zamana da ihtiyaç olduğunu vurguluyor, "Yeni ceza kanunu basbayağı ağır cezalar öngörüyor, peki cezalar uygulanıyor mu?" diye soruyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Proje Koordinatörü Meltem Ağduk ise, kanunların işler hale gelebilmesi için uygulayıcıların ciddi bir şekilde eğitilmesi gerektiğini belirtiyor.
Uygulamaların hızı yasalara yetişemiyor
Raporu en son gelişmelere göre güncellendiğine işaret eden Bozkurt, bu nedenle İçişleri Bakanlığı tarafından yerel idarelere gönderilen " şiddetin önlenmesine ilişkin genelgenin " de rapora eklendiğini anlatıyor.
Buna karşın yayınlanan genelgelerin, gerçekleştirilen yasal düzenlemelerin üç adımdan oluştuğunu kaydediyor Bozkurt: Birincisi yasaların değişmesi, ikincisi bu yasaların uygulaması için alt yapı düzenlemeleri, üçüncüsü gereken bütçenin ayrılması.
Yasalarda meydana gelen değişmelere rağmen, henüz alt yapı çalışmaları kapsamında TBMM'de kadınların sorunlarına ilişkin araştırma komisyonu, koordinasyon kurulunun kurulmadığını hatırlatan Bozkurt, bu komisyonların çalışması içinde gereken bütçenin yetersiz olduğunu "Hani bütçe?" sorusuyla dile getiriyor.
İstihdamın en azından eski haline dönmesi lazım
Bozkurt, kadınların istihdama katılımının son bir yıllık süre zarfında düştüğünü söylüyor.
"Bunun en azından eski haline çevrilmesi lazım" diyen Bozkurt, amacın yüzde 60 oranında katılımı sağlamak olması gerektiğini vurguluyor.
2007 kadınların siyasete katılımını gösterecek
Raporda yer alan "siyasete katılım" sorununda da ilerleme sağlanıp sağlamadığının anlaşılması için 2007 yılının anlamlı olacağını kaydeden Bozkurt, "Seçimler bunun için bir imtihan" diyor.
Siyasi partilerin kadın haklarını gündemlerine nasıl aldığının, programlarında, kampanyalarında buna ne kadar yer verdiğinin takipçisi olacağını ifade eden Bozkurt, siyasette tablonun değişmesinden umutlu olduğunu ekliyor.
Kadınların gündeme gelmesi için AP oylaması önemli
Raporun Avrupa Parlamentosu'na görüşülüp oylanmasının neden önemli olduğu sorusuna Bozkurt şu yanıtı veriyor:
"Bu raporların görüşülmesi önemli. Müzakere sürecinde olan Türkiye'de kadınların sorunlarının gündemde kalması için bu raporlar gerekli. Ayrıca, Türkiye'de hükümetten aldığım sinyaller raporun sorunları belirlemede kullanılacağı yönünde. 'Bu öneriler kağıtta kalmasın' deniyor."
STK'ler için AB'nin de çalışması gerek
Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının kadınlar için yürüttüğü çalışmaların önemli bir rol oynadığını söyleyen Bozkurt, STK'lerin hükümetten destek alması gerektiğine işaret ediyor.
Bunun dışında Avrupa Fonlarına ulaşma konusunda STK'lerin sıkıntı yaşadığını söyleyen Bozkurt, "Milyonlarca avro fonun kullanımı konusunda Avrupa Birliği'nin STK'lere yardımcı olması gerekiyor" diyor.
Ağduk: Kanunların uygulanması için zaman gerek
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Proje Koordinatörü Meltem Ağduk'sa, raporun tespitlerinin Türkiye'nin gerçekleriyle örtüştüğünü söylüyor.
Ağduk'un rapora eleştirisi ise, "Türkiye'de kadınların nelere ihtiyacı olduğunu tespit etmesine rağmen, bu konuda yapılan düzenlemelerin sonuçlarını değerlendirmede aceleci davranması."
Kanunların işler hale gelebilmesi için uygulayıcıların ciddi bir şekilde eğitilmesi gerektiğini belirten Ağduk, bunun dışında, toplumsal cinsiyet istatistiklerinin azlığı, yönetimlerde kadının temsili sorunu, kız çocuklarının eğitimden mahrum edildiği tespitlerine katılıyor.
Sığınakların artması tek çözüm değil
Raporda kadın sığınaklarının arttırılması gerektiğinin belirtilmesinin Türkiye şartlarına uygun olmadığına dikkat çeken Ağduk, "50 bin nüfuslu bir yerde açılan sığınma evi bir süre sonra parmakla gösterilir hale gelir, Belediye yasasının gerçekçi bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor" diyor.
Ağduk'ta Bozkurt gibi, raporun Parlamento'da onaylanmasının Türkiye'nin kadınların sorunu üzerine eğilmeye zorlanması açısından gerekli olduğunu düşünüyor.
Sorunlar: Sığınmaevleri, bütçe, istihdam...
Bozkurt'un raporunda, Türkiye'de kadınların karşılaştığı sorunlar şu başlıklar altında toplanıyor:
* Yasamanın uygulanmasıyla eşgüdüm
* Sivil toplum kuruluşlarının karşılaştığı sorunlar,
* Kadına ilişkin istatistik veriler, karşılaştırma ve hedefler,
* Kadına yönelik şiddet,
* Sığınma evleri,
* Siyasi katılım,
* Eğitim,
* Emek piyasasına katılım,
Rapor Türkiye'de kadın haklarının gelişimi ile ilgili üç ana alan olduğunu söylüyor:
"Kadın haklarıyla ilgili yasamada ilerleme var, bazı noktalarda eksiklikler olsa da genelde başarılı. Ancak bunların yürürlükten kaldırılmamasına özen gösterilmeli."
İkinci alan, yasaların uygulanması için bir çevre yaratmak. Örneğin Bakanlıklar arası uygulamayı koordine edecek bir danışma kurulu kurulabilir. Eksik olan öğeler var, örneğin Parlamento'da bir kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği atölyesi yok. Sorunları ele alacak tatminkar bir bütçe yok, kadın haklarıyla ilgili problemlerin üstesinden gelmek için bir bütünsel yaklaşım yok.
Üçüncü alanda, uygulamadaki iyileşmelerin kadınların gündelik yaşamına yansıması. Yalnızca bu haklara sahip olmaları değil, bunları uygulamada kullanmaları. İkinci alan tamamlanmadığı için bu üçüncü alanda tamamlanmıyor. Türkiye doğru yolda, ama kadınların haklarını iyileştirmek hâlâ ilerleyen bir süreç. (AÖ)