Kadın erkek eşitliğinin, "Ulusal Programda belirtilen, Türkiye'nin kısa ve orta vadede yerine getirmekle yükümlü olduğu" taahhütleri arasında yer aldığını belirten Moroğlu, "Hem Katılım Ortaklığı Belgesinde hem de İlerleme Raporunda yer alan bu husus, yeni bir koşul değildir" dedi.
AB'ye uyum sürecinde Anayasada ve yasalarda yapılan değişikliklerle yeni hukuki düzenlemelere değinen Moroğlu, "yasal çalışmaların tam anlamıyla amaca uygun gerçekleşmediğini" vurguladı.
"Dört yıldır, kadın-erkek eşitliği için uyarıyoruz"
Moroğlu, "AB'ye uyum sürecinde kadın-erkek eşitliği" çalışmalarını şöyle özetledi:
* 10 Aralık 1999'da, Kopenhag Zirvesi'nde aday ülke olarak kabul edilmesinin ardından, Türkiye'de, AB müktesebatına ve Kopenhag Kriterlerine uyum çalışmaları başladı. Anayasada ve yasada yapılan düzenlemeler, amacına uygun gerçekleştirilemedi.
* Uyum çalışmalarının eleştirel bakış açısıyla incelenmesi amacıyla, İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 17-18 Eylül 2003'te bir toplantı gerçekleştirdi.
* 14 Mayıs 2000'de Baro Kadın Hakları Komisyonu, Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü (KSSGM) ile birlikte İstanbul'da bir toplantı düzenledi. Toplantıda, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasının hem Katılım Ortaklığı Belgesi'nde öngörüldüğünü hem de Ulusal Raporda taahhüt edildiğini vurguladık.
* Kadın erkek eşitliğine yasalarda yer verilmesinin ve uygulamaya yansıtılmasının gerekli olduğunu, Kopenhag Kriterlerine uyum sağlansa bile eşitlik politikasına uyum sağlanmazsa bunun önemli bir eksik olarak Türkiye'nin önüne getirileceğini ilgililere duyurduk. (BB)