“Bu süreç beni büyüledi. En çok da dayanışmanın güzelliğiydi büyünün kaynağı. Kadınlar... Kadınlar dayanışması muazzam. Akademi ile resmi ilişkimizi kestiklerinde ruhuma, hayatıma böyle bir etkisi olacağını düşünmemiştim. Ama şimdi görüyorum ki daha da netleşmişim; kendim olmuşum.”
18. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nin basın toplantısındayız.
Kadınların çoğunlukta olduğu toplantıda bir kadın dikkat çekiyor. Gelenleri karşılıyor, pasta ikramı yapıyor, basına yanıt oluyor. O toplantıda onun sesini duymamanız dahası tanışmamanız mümkün değil.
Didem Dayı; KHK’li Barış Akademisyeni.
TIKLAYIN - 2017'den 2020'ye 270 Akademisyenin Beyanı bianet'te
TIKLAYIN - Akademisyenlerin yargılandığı dava haberlerinin tamamını okuyun
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tasarım Bölümü’nde öğretim üyesiyken 7 Şubat 2017’de çıkartılan bir gece yarısı KHK’si ile üniversiteden ihraç edildi.
O gün hatırlatılınca önce gülümsüyor.
“Odamızdan eşyalarımızı toparlamıştık. O süreç daha zor bir süreçti. Araftaydık. Bir çok arkadaşımız aynı şeyi söyler. ‘Atılınca rahatladık’ En azından o belirsizlik bitti."
Şaşırmadı
İhraç edildiğini de yine sendikası Eğitim Sen’in mesajlarından öğrendi. Olan bitene hiç şaşırmadı.
“Olana kadar uzak geliyor aslında, beklediğiniz ama uzak olan bir durum diyelim. ‘Aman oldu işte’ diyorsun. Ama olunca da yani üniversiteden ilişiğimiz kesilince de o kadar da kötü bir durum olmadığını gördük. Haberi alınca. Gecenin bir yarısı telefonlar çalmaya başladı. İki oğlum var. Büyük oğlum, yanıma geldi ne olduğunu sordu. Başıma gelenleri ve gelebilecekleri anlatmıştım. Yine anlattım. ‘Koçum benim’ dedi. İki sonra okula gittim. Odamdan eşyalarımı aldım. Cuma günüydü. Pazartesi yeni hayatıma başladım.”
Evdeysen, çalışmıyorsun (mu?)
Akademide önemli rolleri olan bir kadının “eve dönüşü” de akademi gibi olmamış. Aksine çok işler yaparken sanki “evde çalıştığı” için, “hiç iş yapmıyor” gibi algılanmış.
“Ev dışında değil ev içinde evdeki iş bölümüne katıldığınız için sanki hiç ş yapmıyormuşsunuz gibi bir algı oluyor. Ne iş yaparsanız yapın artık işiniz yokmuş gibi davranılıyor. Evdeki pozisyonunuz değişiyor. Artık daha çok evde olduğunuz için sizden beklentiler artıyor oysa iş listeniz zaten azalmış değil.
"Eskiye göre ben daha çok çalışıyorum. Erkek akademisyenlerin böyle bir süreç yaşadığını düşünmüyorum. Kadın akademisyenler olarak evde de çalıştığımız halde, herkes için söylemem elbette ama, bir anlamda ‘çalışmıyor’ gibi bir algı oldu. Oysa tasarım işi yapıyorum ben ve evden de bir dünya iş yaptım.”
Dayanışma kadın mı?
Her süreç insan hayatında bir öğrenme biçimi belki de.
“Bu süreçte tam olarak şunu öğrendim: Kadın dayanışması ne? Bütün bu dayanışmalar örgütlenmelerin çoğu kadınlar tarafından yapılıyor. Dayanışma ağlarını kadınlar örüyor. Bütün o dayanışma akademileri, alternatif akademiler, bir arada durma hallerimiz çoğunda kadınların emeği var. Bir kaç erkek arkadaşımı kenara alarak söylüyorum bunu. KHK’li kadınların dayanışması beni muazzam etkiledi; büyüledi. Çok öğrendiğim bir süreç oldu. Hem yan yana durduk bu güzelliği yaşadık hem de birlikte ürettik. Beraber çok güzel üretiyoruz.”
Evli değilsen...
Toplumdaki geleneksel roller KHK’den önce olduğu gibi sonra da devreye giriyor. Mesela, kadın ve bekar akademisyenlere “Nasılsa sen evli değilsin” deniyor.
“Sanki kadınların hele hele bekar kadınların kendilerini geçindirme sorumlulukları yokmuş gibi bir algı var. Oysa erkek akademisyenlere böyle yaklaşıladığını gördük. Bazı kadınlara ‘Sen nasılsa evli değilsin’ denildi. Oysa hepimiz kendimiz olmaya daha da gelişmeye çalışıyoruz. Erkekler bir kenara geçip daha ciddi işlere bakıyor gibi oluyor daha çok para kazanmaları gerekiyor gibi algılanıyorken; kadınlar bundan azade gibi oldu bakıldı. Oysa hepimizin ayakta kalması gerekiyordu.”
Kadın işleri
Akademiden ayrılmak zorunda bırakıldı, güçlendirdi.
“Ben tasarımcıyım ve dayanışmadaki kadın arkadaşlarım bana iş pasladı. Artık her işi yaparken kadınlar geliyor aklıma, kadınsız yapılacak proje gelmiyor. Daha ne istediğini bilen bir kadın oldum. Hayatımda daha bir netleşme oldu. Örneğin, sırf kadın öğrencilerimle kadın işleri yapan bir tasarım örgütlenmesi kurmak istiyordum; ama olmuyordu. Daha netleşti kafam artık bu konularda. Bu örgütlemenin ilk adımlarını da atıyoruz. Sadece kadınlardan olan bir tasarım ekibi kurmaktan söz ediyorum. Anladım ki bu süreçte, kafam rahatladı ıvır zıvırı attım da konuya geldim gibi.”
Yeni bir tiyatro
Akdemiyle, hayatla kurduğu bağ öğretici. İddialı cümleler kurmaktan kaçınıyor, kaçındığını da özellikle tekrarlıyor.
“Ben neden topluma bir mesaj vereyim. Zaten elimden geldiğince düzgün, üretken, kadın dayanışması içinde yaşamaya çalışıyorum, çalışıyoruz. Böyle mesaj vermek gibi bir tutum bana iyi gelmez, beni ifade etmez. Şunu söyleyebilirim; biz çok çeşitli biçimlerde üretmeye devam ediyoruz. Hatta KHK’li barış akademisyenleri olarak yeni bir tiyatro oyunu hazırlığı içindeyiz. Kadın olarak bunu tırnak içine de almak isterim üreten insan her zaman için üretmeye devam ediyorum.
"Güçsüz olanı güçlendirmek için bişey yapmak çok değerli; bunu da şimdi daha iyi anladım. Hikayelerimiz çok benzer kadın hikayelerinin ortak bir kemiği var. Biri 100 metre kadar gidiyor biri on metre kadar gidiyor belki. Biz hayatta oldukça yaşamaya yönelik bir canlı olarak üretmeye devam edeceğiz."
Akademisyen Yargılamaları TIKLAYIN - Akademisyenler "Bu Suça Ortak Olmayacağız" Diyor 16 Ocak 2020 itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı Türkiye çapında 654 oldu. 146 akademisyen 1'er yıl 3'er ay; 18 akademisyen 1'er yıl 10'ar ay 15'er gün; 8 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 2 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay 22'şer gün; 17 akademisyen 2 yıl 3 ay; 7 akademisyen 2 yıl 6 ay; 5 akademisyene 2 yıl 1 ay; 1 akademisyen 3 yıl olmak üzere davası sonuçlanan toplam 204 akademisyen hapis cezasına mahkum oldu. 204 kişi içerisinden 29 kişinin hapis cezası 2 yılın üstünde kaldığı için (CMK md. 286), 7 kişi ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği için toplamda 36 kişinin mahkumiyet kararı ertelenmedi. İtiraz yoluyla İstinaf Mahkemesi'ne giden mahkumiyet kararlarından cezası onanan Prof. Dr. Füsun Üstel iki buçuk ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu. AYM "hak ihlali" dedi Davası hapis cezasıyla sonuçlanan akademisyenlerden bazıları yerel mahkemelerin kararlarını AYM'ye taşıdı. AYM Genel Kurul, 26 Temmuz 2019'da 10 akademisyenin bireysel başvurularını birleştirerek görüştüğü dosya üzerinden "hak ihlali" kararı verdi. AYM, başvuruculara 9 bin lira tazminat ödenmesine, ihlalin ortadan kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için karar örneğinin yerel mahkemelere gönderilmesine de hükmetti. Beraatler Türkiye genelinde toplam 822 akademisyene dava açılmıştı. Devam eden yargılamalar kapsamında 500, AYM kararı sonrası yeniden yapılan yargılamalar kapsamında da 68 olmak üzere toplam 568 davada beraat kararı verildi. Böylece hakkında daha önce hapis cezası kararı verilen 204 akademisyenden yeniden yargılaması yapılmayan 136 kişi kalırken, davası henüz devam eden 118 akademisyen kaldı. |
(EMK)