Kadıköy Kaymakamlığı, bu yıl ikincisi düzenlenecek olan MUBI Fest İstanbul 2024’ün açılış filmi Queer'in (2024) gösterimini dün (7 Kasım) yasakladı.
Kaymakamlık, yasak kararını festivalin başlamasına saatler kala MUBI Türkiye’ye tebliğ etti. Yasaklama kararını ise filmin “toplum barışını tehlikeye atacak provokatif içeriğe sahip” olduğu iddiasına dayandırdı.
MUBI Türkiye, yasak kararını, sanatı ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir müdahale olarak değerlendirdi ve seyircisinin kendinden beklediği “doğru duruşu” sergilemek adına festivali iptal ettiğini duyurdu. Haber; The Guardian, Variety, Indiewire, The Washington Post gibi sitelerde yer aldı ve hem sinemacılar hem de LGBTİ+’lar yasağa tepki göstererek MUBI Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu duyurdu.
Platform, bundan önce de –Ağustos 2024’te– Gaspar Noé’nin Climax (2018) filminin gösterimi nedeniyle RTÜK tarafından, filmin "genel ahlâk" ve aile yapısının korunması ilkelerine aykırı olduğu iddiasıyla üst sınırdan idari para cezasına çarptırıldı.
Kadıköy Kaymakamlığı, Queer’in gösterimini yasakladı
“Sansüre de LGBTİ+fobiye de geçit yok”
Yasakla ilgili açıklama yapan Pembe Hayat Dayanışma Derneği’nin (Türkiyeli transların ilk öz örgütlenme derneği) düzenlediği Türkiye’nin ilk queer film festivali Kuirfest, “Kimse geride kalmadan, ya hep beraber ya hiçbirimiz diyen MUBI’yi kararından dolayı kutluyoruz,” dedi.
10. İstanbul Trans Pride Komitesi ise “Sansüre de LGBTİ+fobiye de geçit yok. Size direniyoruz,” açıklaması yaptı.
Öte yandan, hem film hem platform hem de Kadıköy Belediyesi, iktidara yakın mecralar ve Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Özlem Doğan gibi isimler tarafından hedef gösterildi.
MUBI, uluslararası bir platform olduğu için yasaklama kararı dünya çapında da yankı uyandırsa da, mevzubahis yasaklama kararı Kadıköy Kaymakamlığı’nın ilk icraatı değil. Hatta öyle ki, Kadıköy Kaymakamlığı 2019 yılından beri LGBTİ+’ların çay içmesini, dans etmesini, spor turnuvası düzenlemesini dahi yasaklıyor.
Kaymakamlığın geniş suç yelpazesi
Kaymakamlığın “terör örgütü propagandası” yapılacağını, toplumsal barışın ve genel ahlâkın tehlikeye gireceğini düşündüğü ya da “toplumsal hassasiyetleri” bahane ettiği yasak kararlarından bazıları şöyle:
23-25 Ağustos 2019 tarihlerinde üçüncüsü düzenlenmesi planlanan “Queer Olympix” spor müsabakaları, 23 Ağustos’ta Heybeliada’da başladı. 24 Ağustos’ta Kadıköy Kalamış Parkı’nda yapılması planlanan etkinlikler, Kaymakamlık kararıyla yasaklandı. Yasak kararının gerekçesi “etkinliğe katılacak grup ve kişilere yönelik toplumsal hassasiyetler nedeniyle oluşabilecek provokasyonlara karşı tedbir amaçlı; 2911 sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca kamu düzeni, suç işlenmesini önlemek, genel sağlık ve genel ahlâkı korumak” olarak açıklandı.
Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) ve Queer Olympix, söz konusu yasaklama kararının ilgili kanunlara, Anayasa’ya, AİHM içtihatlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtti ve idarenin gerekçesinin “afaki ve keyfi” olduğunun altını çizerek yasak kararına karşı iptal davası açtı.
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, 14 Mayıs 2020’de verdiği kararla, Queer Olympix’in yasaklanmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Böylelikle, turnuvaya hiçbir dayanak gösterilmeksizin “afaki provokasyon” iddialarıyla yasak kararı verildiği mahkemece de ilân edilmiş oldu.
“Paris Is Burning” ve "Pride" filmleri yasağı
İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu’nun 16 Kasım 2022’de Kadıköy’de gerçekleştirmeyi planladığı Paris Is Burning (1990) belgeselinin gösterimi, Kadıköy Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. "20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü" kapsamında düzenlenmesi planlanan gösterimi, Kaymakamlık "terör örgütü propagandası" ile ilişkilendirdi.
Bilim, Estetik, Kültür, Sanat Araştırmaları Vakfı’nın (BEKSAV) 7 Haziran 2023’te Bahar Bahça'da düzenleyeceği ve maden işçileri ile LGBTİ+’ların dayanışmasını konu alan Pride (2014) filminin gösterimi Kadıköy Kaymakamlığı'nca yasaklandı. Kaymakamlık yasak kararını, filmin “genel ahlâka aykırı” olduğu iddiasıyla gerekçelendirmeye çalıştı.
Film saati yaklaştığında polis, vakıf binasını abluka altına aldı. Film izlemeye gelenler ve BEKSAV yöneticileri de olmak üzere en az sekiz kişi polis tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar aynı gün serbest bırakılsa da haklarında "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" iddiasıyla dava açıldı.
Kaymakamlık, Onur Haftası etkinlikleri kapsamında 15 Haziran 2023’te düzenlenmek istenen ve 10 yıldır gerçekleştirilen, Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği’nin çay etkinliğini (Tea&Talk) de yasakladı. Kaymakamlığın İngilizce pratik konuşmayı da hedefleyen etkinliği yasaklama gerekçesi ise “kamu güvenliğini tehlikeye düşüreceği” iddiası oldu.
Kaymakamlığın, özellikle İstanbul Onur Haftası etkinliklerinde, mekân işletmecilerine gönderdiği yasak kararlarını da burada hatırlatmak gerekiyor. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan yasak kararları polislerin mekân işletmecilerini “Bu etkinliğe izin verirseniz sizi de gözaltına alırız” diye tehdit etmesine de zemin hazırlıyor.
Güçlü bir hamle
MUBI Türkiye'ye uygulanan sansürün uluslararası kamuoyunda geniş çapta yer bulmasına Türkiyeli okurlar "rezil olduk" yorumunu yapsa da –ve bu doğru tabir ise– aslında söz konusu "rezil olma" hâli uzun süredir devam ediyor. Ancak, hak ihlaline uğrayanlar LGBTİ+’lar olduğunda bu tür sansürler genellikle göz ardı ediliyor.
Türkiye’de hem çevrimiçi platformlarda hem de film festivallerinde Kürt filmlerine yönelik sansür yıllardır devam ederken, yaklaşık beş yıldır LGBTİ+ filmlerine de sistematik bir sansür uygulanıyor. Ve bu durum, yalnızca LGBTİ+’lar ve ifade özgürlüğü haberlerine odaklanan mecra ve kurumlar tarafından gündeme getiriliyor. Bu anlamda MUBI Türkiye'nin festivaline yönelen sansür, pejoratif anlamda bile olsa Türkiyeli LGBTİ+'ların ifade ve örgütlenme özgürlüğünü görünür kılmak adına önemli bir gelişme.
Platformun yasak kararını yargıya taşıyıp taşımayacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz; ancak festivalin bir filmin sansürü nedeniyle iptal edilmesi LGBTİ+’lara yönelik yasaklara karşı utangaç ve kısık sesli tepkilerin ötesine geçen güçlü bir hamle.
Umalım ki bu doğru tavır, tüm kültür-sanat camiasına ve toplumsal muhalefete yayılsın. (TY)