Kaddafi düşmanlarına karşı mermi kullanmaya bile başlamadı -bu düpedüz yalan- ve "devlet otoritesine karşı her tür güç kullanımının ölümle cezalandırılacağı" kendi içinde öyle açık bir gerçeklik ki; Libyalılar'ın tümü, bunu Kaddafi'nin tehdidinin gelecek zaman kipinden ayrı olarak da çok iyi biliyor. Tekrar tekrar ve tekrar ateş püskürdü. Kaddafi için hep geçerli bu: çok etkileyiciydi ama artık çok uzun sürdü.
Bingazi'nin, şehirlerini halihazırda özgürleştirmiş insanlarına lanet etti - "polis düzeni yeniden kurana kadar bekleyin yalnızca", bu ruhsuz adam gülümsemeksizin bu sözü verdi. Düşmanları İslamcılar, CIA, Britanyalılar ve uluslararası basının "köpekleri"ydi. Evet, her zaman için köpeğiz, öyle değil mi? Uzun zaman önce bir Bahreyn gazetesi karikatüründe (veliaht prens, lütfen not et) tasfiye gerektiren kudurmuş bir köpek olarak çizilmiştim. Ama Kaddafi'nin sözleri gibi bu da gidişata göre normaldi. Ve sonra, dün geceki Kaddafi tefsirinin tümü arasındaki favori kısmım geldi: KENDİSİ DAHA ŞİDDET KULLANMAYA BİLE BAŞLAMAMIŞ!
Tamam hadi, YouTube'daki ve Facebook'taki her şeyi silelim, Bingazi'deki tüm kurşunlamaları ve kanı ve delik deşik cesetleri de, ve bunlar hiç olmamış gibi davranalım. Hadi yabancı muhabirlere vize verilmesi konusundaki retler bizim gerçekleri duymamızı engellemiş gibi yapalım. Kaddafi'nin Libya'daki protestocuların -milyonlarca göstericinin- "Libya'yı İslamcı bir devlete dönüştürmeyi istedikleri" iddiası, Mısır'da sona ulaşmadan önce Mübarek'in satmaya çalıştıklarıyla aynı saçmalık ve yine Obama ve La Clinton'ın öne sürdükleriyle de aynı saçmalık. Aslında, dün gece bazı anlar vardı ki; Kaddafi -kindarlığı ve Araplara, kendi halkına, karşı takındığı aşağılayıcı tavrı içinde- kulağa aynı Benyamin Netanyahu gibi geliyordu. Bu iki düzenbaz arasında bilmediğimiz -şaşılacak- bir irtibat mı var yoksa?
Birçok açıdan Kaddafi'nin sayıklamaları yaşlı bir adamınkilerdi, düşmanlarına dair fantazileriydi -aralarında "Bin Ladin'in ajanları" da bulunan "hap almış fareler"-, alıntılamayı sürdürdüğü, kanunların yeşille kaplanmış cildi şöyle dursun; sağ elindeki kağıdın üstüne çiziktirilmiş notlar gibi düzensizdi. Sevgiye dair değildi. "Yok etme" tehdidine dairdi. Libya'ya karşı, karışıklığı tetiklemeye çalışan "kahrolasıcalar". Olanlar düzmeceydi, uluslararsı bir komploydu. "Çocuklarınız ölüyor - ama ne için?" "Arkamdaki Libya halkıyla, kanımın son damlasına kadar" savaşacak kendileri. Düşman Amerika'ydı(Felluce üstüne çokça bahisle), düşman İsrail'di, düşman Sedat'tı, düşman kolonyal faşist İtalya'ydı. Kahramanlardan biri de Kaddafi'nin düşman İtalya'ya karşı savaşıp "1911'de şehit düşen" dedesiydi.
Kahverengi ihramı, şapkası ve cüppesiyle, Kaddafi'nin dün gece çizdiği görüntü akıllarda tuhaf sorular oluşturdu. Uluslararası medyayı -"köpekler" demeli belki- Libya'nın dışında tutarak dünyanın çıldırtılmış bir ulusu izlemesine izin verdi: Youtube ve korkunç şiddetin kanıtı bloglara karşı tamamen kaçık bir diktatörün "ya YouTube'da yayınlanıp da görmediği ya da ona gösterilmeyen"e yönelik getirdiği açıklamaların devlet televizyonunda yayınlanan görüntüleri. Tam da burada ilginç bir soru var: ülkelerine uluslararası medyayı kabul eden diktatörler ve prensler -Mösyö Bin Ali/Mübarek/Salih/Prens Salman- bunu kendi küçümsenişlerini film etmek için yapıyorlar. Mükafatları da acılı oluyor aslında. Yalnız, Kaddafi gibi, gazetecileri ülkeye kabul etmeyen sultanlar bunu biraz daha farklı hallediyorlar.
Cep telefonunun getirdiği elle tutulur anilik, gelen sesin yakınlığı ve silahların patlaması bir şekilde erişim ağlarının editlenmiş dijital filmlerinden daha çok merak uyandırıyor. Bunun tam olarak aynısı İsrailliler, Kaddafi gibi, yabancı muhabirleri 2009'daki katliamlarından uzak tutmaya karar verdiğinde Gazze'de de olmuştu: blog ve YouTube kullanıcıları (ve El-Cezire) bize, normalde "profesyonel" uydu çocukları tarafından iletilmeyen gerçekliği ulaştırmıştı sade bir şekilde. Belki de bu, sonunda, bir diktatörü kendi tekelciliğiyle beraber, doğruyu söylemek üzere kameralar önüne geçiriyordur. "Bir şehit olarak öleceğim," dedi Kaddafi dün gece. Neredeyse tamamen doğru. (RF/HÇ/EÜ)
___________________________________________________________
* Robert Fisk'in Independent'ta yayınlanan yazısını Hazal Çorak Türkçeleştirdi.