"Babası da TTK'dan emekliydi; devlet ocağıydı çok güvenliydi güya."
İki buçuk yıl önce Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon maden ocağında hayatını kaybeden Koray Kebabcı'nın annesi böyle diyor.
İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin adalet mücadelesindeki yakınları ve yaralananlar her ayın ilk pazarı Galatsaraay Lisesi önünde "İş kazası değil, iş cinayeti" pankartı arkasında Vicdan Nöbeti tutuyor.
Eylül ayında hayatını kaybeden 83 işçiden sekizi madenlerde öldü. Bu ayın vicdan nöbeti, Zonguldak'ta hayatını kaybeden maden işçilerine ayrıldı.
Taşeron Yapı Tek firmasında çalışan 30 kişinin hayatını kaybettiği 17 Mayıs 2010'daki patlamada 28 kişinin cesedine üç gün sonra iki kişininkine ise ancak sekiz ay sonra ulaşılabildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olayla ilgili "Bu mesleğin kaderinde var"; Çalışma Bakanı Ömer Dinçer ise "Güzel öldüler" demişti.
Açılan davada üçüncü bilirkişi raporunda "patlamada kaçınılmazlık faktörü" olduğu belirtilerek tutuksuz yargılanan TTK'dan ve yüklenici firmadan 28 sanığın hizmet kusurlarının kişiselleştirilemeyeceği ifade edildi. İşçilerin de kusurlu olduğu eklendi.
"Sırtımızı sıvazlayanlar şimdi nerede?"
Söz, 28 yaşındaki maden mühendisi Koray Kebabcı'nın annesi Nimet Kebabcı'da.
"Tek çocuğumuzu toprağa verdik; hayatımız bitti gibi. Oğlum iki üniversite bitirmişti, mesleğine aşıktı, çok severek yapıyordu. 2,5 yıldır hala bu acıyı yaşıyoruz; o gün sırtımızı sıvazlayanlardan kimse kalmadı. Hukuk mücadelesi veriyoruz. İlk bilirkişi düzenlendiğinde yüzde 70 Yapı Tek, yüzde 30 TTK sorumlu bulundu; işçi ve mühendislerde suç bulunmadı. Şimdi kaçınılmazlık diyorlar öyle mi?
"Peki niye orada çalıştı diye sorarsanız? Okulu bitirmişti, nasıl hayatını kazanacak. Bizim Zonguldak zaten ocaklarından ekmek yer; başka iş yok, fabrika yok. Kaçak ocak da çok. Herkes bahçesini eşeler, oradan birkaç işçi çalıştıracak ocak yapar. Kendini geçindirir. Oralara girip çalışmasını istemedim çünkü denetim ve iş güvenliği yok. TTK devlet ocağı, iş güvenliği vardır dedim. Babası da oradan emekliydi, çok güvenlikliydi bana göre."
"Denetimsizlik, taşeronlaşma"
Maden Mühendisleri Odası avukatı Celal Kaya, madencilikte en büyük sorunun devletin denetim eksikliği ve taşeronlaşma olduğunu söyledi.
"Devlet kadrolarında denetimi sağlayacak yeteri kadar müfettiş yok. Ayrıca maden mühendisleri mutlaka işverenden bağımsız çalışmalıdır. Mühendisi ücretini aldığı işverene gerekli önlemleri aldıramıyor. Bunun için ayrı bir sistem oluşturulmalı.
"Diğer sorun ise taşeronlaşma. Madencilikte alt işveren iş devredilmemesi gerekir ancak maliyeti düşürmek için bundan vazgeçilmiyor. Madendeki uyarı ve ikaz sisteminde birçok taşeron firma olunca koordinasyon sağlanamıyor."
Beş ayda 21 işçi madende öldü
Maden Mühendisleri Odası'nın (MMO) verilerine göre; 2012'nin ilk beş ayında biri maden mühendisi 21 kişi yaşamını yitirdi, 10 işçi de yaralandı. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 2011 yılı verilerine göre son dört yılda kömür madenciliği işletmelerinde 317 işçi öldü.
Kasım'ın ilk pazar günü 4 Kasım'da başka bir iş cinayeti için Vcdan Nöbeti tutulacak. (NV)