Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi, "Türkiyelilik" kavramını öneren Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu nedeniyle yargılanan dönemin İnsan Hakları Danışma Kurulu (İHDK) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Alt Komisyon Başkanı Prof. Dr. Baskın Oran'ın 301. madde dosyasını Adalet Bakanlığı'na gönderdi.
Hakim Avni Mis'in başkanlık ettiği mahkeme, dört yıldır tutuksuz sanık olarak hapisle yargılanan öğretim üyeleri Oran ve Kaboğlu ile avukatları Oya Aydın'ın, "301'i, Anayasa Mahkemesi'ne gönderin" talebini reddetti.
Dört yıllık dosya bakanlıkta, duruşma nisanda
Yargılamayı 1 Nisan 2009'a bırakan Hakim Mis, öncelikle izin şartının yerine getirmesi için de dosyayı Adalet Bakanlığına gönderdi.
Bugünkü duruşmada söz alan avukat Aydın, hem Ceza Yasası'nın (TCK) 301. maddesinin, ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir düzenleme olarak, hem de Adalet Bakanlığı iznini gerektirmesi açısından Anayasaya aykırı olduğunu savunarak, her iki durum için dosyanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini talep etti.
Yürütme organının hukuki soruna müdahalesinin güçler ayrılığı ilkesine aykırılık teşkil ettiğini açıklayan Aydın, bunun hem hukuk devleti ilkesine, hem de "bağımsız ve tarafsız mahkeme" vurgusu yapan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "adil yargılama"ya dair 6. maddesine aykırı olduğunu vurguladı.
"Adalet Bakanlığı, siyasi bir makamdır, lehe veya aleyhe verdiği bir karar verdiğinde biz derdimizi anlatamayacağız. Dört yıl sonra dosyanın Bakanlığa gönderilmesi başlı başına bir hukuksuzluk. Siyasi bir makamın kişilerin suç işleyip işlemediğine karar vermesi, kendisini denetleyecek herhangi bir mekanizma olmaması keyfiliye neden olabilir. Yargısal bir meselede yürütmenin müdahalesi söz konusu olduğundan izin mekanizması anayasaya aykırıdır.
"İkincisi 301, düşünce özgürlüğünü ihlal ediyor. Aşağılama ifadesi belirsiz olduğu kadar eleştirinin cezalandırılamayacağı ifade de ediliyor. Devletin saygının bu şekilde korunamaz. Hukuki güvenlik hakkının ortadan kaldırdığını bildirdik."
"301, Türkiye'yi krize sokan bir madde"
301'in Türkiye'yi krize sokan bir madde olduğunu, kişilerin özgürlüklerini kısıtlayan bir düzenleme olduğunu vurgulayan Kaboğlu ve Oran da, duruşmada, Bakanlık izin şartıyla ilgili, "İzin şartı bizi, Bakan lütfuna maruz kalmış gibi gösteriyor" dediler.
Oran, ayrıca, "Çince kriz ile fırsat aynı kelimeyle ifade edilir. Siz bu krizi, dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne göndererek, fırsata çevirebilirsiniz" dedi. Mahkeme, bu talebi, Bakanlıktan sonra değerlendirebileceğini açıkladı.
216 düştü, 301 izne kaldı
10 Mayıs 2007'de mahkeme, 301. madde yönünden Bakanlık izin şartı oluşmadığı gerekçesiyle davanın düşürülmesine ve sanıkların 216. maddede tanımlanan "halkı kin ve düşmanlığı tahrik" suçundan beraatine karar vermişti.
Ancak Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 216 ile ilgili beraat kararını, suçun maddi ve manevi unsurları ile oluştuğu gerekçesiyle bozmuştu. Yargıtay Başsavcısı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu gündemine geldi. Genel Kurul, 28 Nisan'daki toplantıda, mahkemenin beraat kararının onanmasına hükmetti. (EÖ/TK)