Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada “Yasaları çıkarın, uygulayın, artık suçluyu ödüllendirmeyin!” dedi.
KA.DER’in açıklamasında, BM verilerine göre dünyadaki her üç kadından birinin hayatlarının bir döneminde fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığını, bu kadınların yüzde 40’ından azının şiddet gördüğünde yardım alabildiğine ve yardım için başvuranların sadece yüzde 10’unun güvenlik güçlerinden yardım alabildiğine dikkat çekti.
bianet’in çetelesine göre, 2015’in ilk 10 ayında Türkiye’de erkeklerin en az 236 kadın öldürdüğünü de hatırlatan KA.DER, “Kanunlardaki eksiklikler, güvenlik görevlilerinin ve devlet kurumlarının, şiddet konusuna yeteri kadar önem vermemesi, kadınların cesaretini kırıyor ve içinde bulundukları “şiddet ortamını” kabullenmelerine neden oluyor” dedi.
TIKLAYIN - ERKEKLER SON 11 AYDA 255 KADIN ÖLDÜRDÜ
Kadınlar devlete neden güvenmiyor?
KA.DER, kadınların devlet kurumlarına şiddet konusunda neden güvenmediklerini de şöyle açıkladı:
- Kadınlara karşı suçlar, “rıza”, “(haksız) tahrik”, “yaşından büyük gösterme” gibi gerekçelerle ya cezasız bırakılıyor ya da cezalar cinsiyetçi "erkeklik indirimleri” ile aşırı düşürülerek caydırıcılıktan uzaklaştırılıyor. Devlet, adeta kadın yönelik şiddeti meşrulaştırıyor.
- Kadınlar yaşadıkları şiddetin sorumlusu olarak görülüyor. Mağdurların yargı yoluna gitmeleri durumunda şiddetten koruma ve yasal tazminat yetersiz kalıyor.
- Kadın cinayetleri ve cinsel saldırı suçlarının büyük bir bölümünde asıl olarak mağdur da yargılanıyor. Çocuk istismarında dahi “rıza” arayan kararlar, failleri cesaretlendiriyor, bu tip suçlara teşvik ediyor.
- Kadınlar, şiddet gördüğünde kalabilecek yer, hukuki destek bulamıyor. Şiddete uğrayan kadınlar için sığınma evlerinin sayısı, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek çalışmaları artırılmıyor.
- Emniyet görevlileri, kendisine sığınan kadınları, şiddet gördüğü eşine teslim ediyor.
- Kadınların Anayasa’da yer alan “maddi ve manevi varlığını geliştirmesine”, “özel hayatının dokunulmazlığı ve gizliliğine”, “yaşama hakkına”, “sağlık hakkına” açıkça kadın bedenine devlet müdahalesi yapılıyor.
- Aile içinde kadına uygulanan şiddet, gerek şiddet uygulayan gerekse toplum tarafından meşru kabul ediliyor.
- Erkek kadını katlettiğinde medya genellikle “erkeğin” yanında yer alıyor. Kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici ve kadınları “aşağılayıcı” yayınlar yapılmaması konusunda yeterince duyarlı davranmıyor ve kadın cinayetlerinin önlenmesi mücadelesini zayıflatıyor. (ÇT)
25 Kasım nedir?Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, Trujillo'nun "Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler" açıklamasından kısa süre sonra, 25 Kasım 1960’de Trujillo'nun emriyle öldürüldüler. Ölümlerine araba kazası süsü verildi. Ancak Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. Ve 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesi kararını aldı. |