İngiltere hükümetiyle İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) arasındaki müzakerelerde İngiltere Baş Müzakerecisi ve dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair'in Baş Danışmanı olan Jonathan Powell, İstanbul'da gerçekleşen panelde Türkiye'deki Kürt sorunu ve Çözüm Süreci üzerine değerlendirmeler yaptı.
"Teröristlerle Konuşmak - Silahlı Çatışmalar Nasıl Sona Erdirilir?" adlı Aykırı Yayınları'ndan yeni çıkan kitabıyla ilgili görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye'ye gelen Powell'a Demokratik Gelişim Enstitüsü'nden çalışma arkadaşı, gazeteci-yazar Cengiz Çandar eşlik etti.
Küresel ve Yerel Düşünce Derneği (Küyerel) ve Friedrich Ebert Stiftung Vakfı tarafından düzenlenen panelin moderatörlüğünü “Teröristlerle Konuşmak - Silahlı Çatışmalar Nasıl Sona Erdirilir?”in editörü Seyfi Öngider yaptı.
Powell, çözüm süreçlerinin başarıya ulaşmasında iki tarafın da askeri yolla çözüme ulaşılamayacağını idrak etmesinin ve güçlü siyasi liderliğin gerekliliğine işaret etti. Powell, Türkiye’deki çözüm süreci açısından iyimser olduğunu söyledi.
Türkiye’de çözüm sürecinden söz etmenin zor olduğunu, güçlü bir ateşkes olduğunu belirten Çandar 2012 yılı sonunda başlayan süreçte ciddi eksiklikler olduğunu söyledi.
Powell: IRA babamı öldürmüştü
“17 senedir ‘teröristlerle’ konuşuyorum. İlke defa teröristler ile karşı karşıya geldiğimde konuşmak istememiştim. IRA 1940’ta babamı pusu kurup öldürmüştü ve erkek kardeşimi ölüm listesine almıştı.
“ Büyükelçilikte çalştım. Gerry Adams’ın vize almasına mani olmak için uğraştım. Hiçbir zaman IRA’ya sempati duymadım. İlk toplantıda yöneticileri ile ek sıkışmaktan bile kaçındım. Şu anda bundan pişmanım.
“Polisin ve askerin haberi olmadan Kuzey İrlanda’ya gelmemi istediler. Belfast’a uçtum, taksiye bindim ve sokağın köşesine geldiğimde kendimi aptal gibi istedim. ‘Bizi Martin gönderdi’ diyerek araca aldılar. Küçük, modern bir apartmanın önünde beni dışarı ittiler. Martin McGuinness kapıyı açtı ve hiç komik olmayan bir espri yaptı. Üç saat konuştuk. Karşınızdakine nefret duysanız dahi o duygusal engeli aşıp konuştuktan sonra güven tesis edebiliyorsunuz.
“Kuzey İrlanda’ya on yıl boyunca gidip geldim. Barışın tesisinde başarılı olmamız beni en çok tatmin eden olay oldu. Kuzey İrlanda’nın pek çok sorunu var ama geçmişte yaşanan iç savaş tekrar etmeyecek.”
“Kitapta çıkardığımız dersleri ele aldım. Başka yere uygulayabileceğiniz bir Kuzey İrlanda modeli yok. Her ihtilafın sebebi, sonucu ve çözüm şekli farklıdır.”
“Kürt meselesinde gelinen nokta iyi görünüyor”
“Kürt meselesinde on sene önce neredeydik, şimdi neredeyiz diye bakacak olursak çok daha iyi görünüyor.
“Yol üzerinde tümsekler, iniş çıkışlar vardır. On yıl önce MİT müsteşarının İmralı’ya gidip Öcalan ile konuşması mümkün değildi. Önemli bir aşama kaydedildi. Hükümeti takdir etmek lazım, demokratik hükümetlerin silahlı gruplarla müzakere masasına oturması kolay değildir. Hükümeti cesaretlendirmek gerekir. Barış sürecini sadece güvenlik perspektifinden değerlendirmemek lazım.
“Askeri yolla çözüme ulaşılamayacağı idrak edilmeli”
“İyimser olduğumu söyledim çünkü bir takım şartların olgunlaşmaya başladığını görüyorum. Karşılıklı durma aşamasına gelmiş olmak, iki tarafında askeri yolla çözüme ulaşılamayacağını idrak etmesi gerekiyor. Türkiye’de bunu görüyoruz. Ancak böyle süreç yürütülebilir, taraflardan biri askeri yolla kazanacağını düşünüyorsa çatışma devam eder.
“İkinci önemli nokta güçlü siyasi liderlik. Ortadoğu’daki barış süreçlerinde başarı sağlanamamasının nedeni her iki tarafta da güçlü siyasi liderlerin olmaması. Blair, öne çıkıp risk alabildi. Güçlü liderlik budur.
“Örneğin Mandela da böyle bir lider. Türkiye’de de böyle bir lider var ve bu sayede de çözüme gidebilirsiniz.
“Seçimler zorlu dönemlerdir”
“Anlaşma kaçınılmaz olarak imzalanacak, barış olacaktır. Risk alabilen insanlar varsa, süreci güçlü şekilde yürütüyorsanız her ihtilaf çözülebilir.
“Bunun için siyasi zorluklara rağmen süreç devam etmeli.
“Seçimler barış süreçleri için zorlu dönemlerdir. Kuzey İrlanda’da süreç seçim arifesinde çöktü, Blair başbakan olduktan sonra tekrar başlatabildik. Türbülanslar, duraklamalar olabilir ama seçimler sonrası kazanan ivmeyi süreci nihayete erdirmek için kullanabilirsiniz.
“Üçüncü taraf”
“Süreç üç ayaklı bir tabure gibi. Bir ayağı Öcalan, ikinci Kandil, üçüncüsü de hükümet. Üç ayağın sağlam olması lazım, yoksa tabure çöker.
“Bir de üçüncü tarafa ihtiyaç var. Çoğu hükümet bundan hiç hoşlanmaz. İrlanda’da üçüncü taraf katılmasın diye uzun süre direndik ama üçüncü taraf dahil olduktan sonra süreç kolay ilerledi. Futbol maçı hakemsiz oynanmaz.
“İlla güçlü bir üçüncü tarafın olması gerekmiyor. Eşit şekilde müdahil olabilir, sivil toplum kuruluşları, yabancı hükümetler olabilir.
“Üçüncü tarafın müdahil olmaması halinde süreci yürütmek de mümkün. Güney Afrika’da iki taraf süreci tamamladı. Ancak son 30 yıldaki başarılı örneklerde üçüncü tarafların dahil olduğunu görürüz.
“Silahlı gruplar barışla değişiyor”
“Silahlı gruplar arasında barışla birlikte değişim oluyor. Askeri hüviyetten siyasi hüviyete kayış görüyoruz. Siyasi konuya siyasi çözüm arayışı ön plana çıkıyor.
“IRA başta Sinn Féin’e ‘şunu yap, bunu yap’ diye dikte ederdi. Zaman içinde Sinn Féin büyüdü, IRA önemsiz hale geldi. Şiddete başvurduklarında oy kaybettiklerini görünce siyasete yöneliyorlar.
“İyimserim, iyimser kalıyorum. Seçim kampanyaları, seçim arifesi sorun ama bu tek başına bir engel değil. Türkiye’nin elinde büyük bir fırsat var. Seçim sonrası ele geçirilecek fırsat sorunu çözebilmek için çok büyük. Yapabileceğim bir şey olursa da memnuiyetle yapmaya hazırım.”
Çandar: Çözüm süreci değil güçlü çatışmasızlık var
Çandar, Türkiye’de Özal döneminden Oslo görüşmelerine ve 2012 yılı sonuna dek uzanan çözüm süreci aşamalarını anlattı.
Türkiye’de çözüm sürecinden söz etmenin zor olduğunu, güçlü bir ateşkes olduğunu belirten Çandar 2012 yılı sonunda başlayan süreçte ciddi eksiklikler olduğunu söyledi.
“Bir çözüm süreci olduğu algısı yaratılmış durumda ama mobilitesi olan bir süreçten söz etmek çok zor. Türkiye’de esas olan güçlü ateşkes, çatışmasızlık hali. Bu çözüm süreci için gereklidir ama çözüm sürecinin kendisi değildir.
“Powell’ın bisiklet metaforuna bakarsak, bisiklet var, bisiklete binen var, pedal dönüyor ama bisiklet hareket etmiyor. Bu bisikletsizlikten daha iyi tabii ki. “
“Masayı göremedik”
“Powell, sürdürülebilir bir yapı olmasının gerekliliğine işaret ediyor. Başından beri bu süreçte çok sağlam ve sürdürülebilir yapı oluşturulmadı.”
“Ne kadar süreç olduğu tartışılan bu süreçte temel zaaflardan biri üçüncü taraf konusu. Giderek daralarak hiçkimsenin yer almadığı bir süreç haline geliyor.
“Taraflardan biri cezaevinde mahkum. CHP ve MHP sürecin dışında.
“Powell, müzakere masasının kareografisinin önemine değinirken biz daha masayı göremedik.
“7 Haziran"
“Bisikletin nasıl yol alacağını 7 Haziran’da göreceğiz. Süreci ilan edip başlatan Cumhurbaşkanı ve taraftarları istenen sonuçların elde edilebilmesi için 400 milletvekili istiyor. Bu da HDP’nin barajı aşmamasıyla belki mümkün olabilecek bir rakam. HDP barajı aştığı takdirde 400 milletvekili söz konusu değil.”
“Seçimlerde, bundan önceki seçimlerde yüzde 50 oy alan iktidar yine aynı oyu alırsa süreç için ‘Vazgeçtim’ diyebilir. Geçmişte böyle kötü örnek var. O oyu almaması gerekiyor. Çözüm süreci ve barışın selameti açısından HDP’nin barajı aşıp meclise girmesi ve çatışmasızlık ve güçlü ateşkesin süreç haline gelmesinde yararlı olacak.” (BK)
* Teröristlerle Konuşmak - Silahlı Çatışmalar Nasıl Sona Erdirilir?, Jonathan Powell, Mart 2015, Aykırı Yayınları, 464 Sf.