Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, oğlu Tamer Atağ, itirafçılar Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Fırat Altın'ı (Abdulhakim Güven) yargılamaya devam etti.
1993-96 yıllarında 22 kişinin faili meçhul cinayetlerle öldürülmesini kapsayan davanın bugünkü ikinci duruşmasına hakkında yakalama kararı bulunan tutuksuz sanık Kukel Atağ ise katılmadı.
İHD: Demokratikleşme için adımlar hızlı atılmalı
CNN Türk'e göre, adliye binası önüne gelen kayıp yakınlarıyla birlikte bir oturma eylemi gerçekleştiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı avukat Muharrem Erbey, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki yargılamalarında bölgede meydana gelen hak ihlallerinden dolayı çok sayıda dava kaybettiğini hatırlattı.
"Mutlaka demokratikleşme yönünde hızlı ve önemli adımlar atılmalı. Duruşma bitinceye kadar biz burada oturma eylemi yapacağız."
Duruşmada, sanıkları savunmak üzere yedi avukat hazır bulunurken, aralarında Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar'ın da yer aldığı 40'a yakın avukat da müdahil olarak katıldı.
Altın: "Tükenmez kalem" olarak ifadelerim geçersizdir
İddianamede "Tükenmez kalem" adıyla gizli tanık olarak ifadesi bulunan sanık Fırat Altın hazırladığı 35 sayfaya yakın ifadesini okudu. Sanık, 1995'te Abdülhakim Güven olan adının güvenlik gerekçesiyle değiştirildiğini söyledi.
PKK'dan ayrıldıktan sonra örgütle ilgili güvenlik güçlerine açıklamalarda bulunduğunu söyleyen Altın, örgütün hedefi haline geldiğini açıkladı.
Hiçbir yasa dışı faaliyet içinde bulunmadığını ve terör mağduru olduğunu ileri süren sanık Altın, tutuklanmasının büyük haksızlık olduğunu ve örgüte de moral verdiğini savundu.
Kendisine psikolojik baskı uygulandığını ve kazılarda çıkan kemiklerle kendisinin ilişkilendirildiğini iddia eden Altın, bunu yapanlardan şikayetçi olduğunu söyledi; "Tükenmez kalem" olarak alınan ifadesinin geçersiz olduğunu ve içeriğini bilmeden imzaladığını ileri sürdü.
Kamil Atağ: Mehmet Nuri Binzet, yalancı
Sanık Kamil Atağ da, savunmasında, 1985'ten beri örgütün hedefinde olduğunu, tehditler nedeniyle Cizre'ye iskan edildiklerini, cinayet ve örgüte üyeliğe dair suçlamaların kendilerini üzdüğünü söyledi.
"Tanık Mehmet Nuri Binzet, yalancı canavardır. Hukuka güveniyorum. Devletin bizden bir alacağı varsa bunun faturasını ben kendim keserim. Suçlamalar bizi üzdü."
Avukatların talepleri
Sanık avukatları, iddianamede maktul olarak adı geçen İhsan Arslan, Abdullah Özdemir ve İzzet Padır'ın öldüğüne dair resmi kayıt bulunmadığını, bu nedenle söz konusu suçlamalarla ilgili savunma yapmakta zorlandıklarını dile getirerek, iddianamede bunun düzeltilmesini talep ettiler.
Müdahil avukatlar ise duruşma için Kürtçe tercüman görevlendirilmesini, sanıkların savunmalarının, Türkçe bilmeyen maktul yakınlarına çevirisinin yapılarak anlatılmasını istediler. Avukatlar, yargılamanın daha geniş bir salonda sürdürülmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, taleplerin reddine karar verdi. Mahkeme başkanı, tercüman konusunun ise maktül yakınlarının ifadelerinin alınması sırasında talep edilebileceğini belirtti. (EÖ)