Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi, itirafçı ve JİTEM adına tetikçilik yapan Abdülkadir Aygan'ın ifadeleri doğrultusunda 8 JİTEM elemanına açılan "çete davası"nda, görevsizlik kararı vererek, dosyayı 7. Kolordu Askeri Mahkemesi'ne sevk etmişti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Sezgin Tanrıkulu, bianet'e, davanın askeri mahkemede görülecek olmasının toplumda "güvensizlik" yaratacağını söyledi.
"Yargı sistemi içinde, yargı birliği açısından özel yetkili mahkemelerin olmaması gerektiğini" kaydeden Tanrıkulu, "Askeri mahkemelerin, burada görev yapanların kişiliklerinden bağımsız olarak 'bağımsız' ve 'tarafsız' yargı işlevini yerine getiremeyecekleri konusunda kamuoyunda yaygın bir görüş bulunmaktadır" diye konuştu.
Adil yargılama sorunu
Tanrıkulu askeri mahkemelerin işleyişiyle ilgili olarak şunları söyledi:
"Kimi Avrupa ülkelerinde de bulunan askeri mahkemeler yargılama yapmaz, sadece askerlerin askerlik sırasındaki siciliyle ilgili davalara bakar.
Türkiye'de ise genel mahkemeler gibi, aynı yetkilere sahip olarak yargılama yapıyor, sivilleri de yargılayabiliyorlar. Ancak, Askeri Mahkeme Kanunu'ndan kaynaklanan nedenlerle bu mahkemeleri tarafsız olarak görmek mümkün değil. Zira bu mahkemelerde Mahkeme Başkanı genellikle hukuk eğitimi almamış askeri bir şahıstır.
Hakimler hukuk eğitimi almış olsalar da askeri hiyerarşi içinde görev yapıyor olmaları, atama ve terfilerinin üstlerine bağlı olması, yargıç güvencesinden mahrum bir statüde görev yapıyor olmaları yargı bağımsızlığı ve adil yargılama bakımından sorunları da beraberinde getirir."
AİHM ihtimali
353 Sayılı Kanun'un 9, 10 ve 12. maddelerine göre asker şahısların suçları ile bu kişilerin suçlarına iştirak edenlerin yargılanacakları yerin askeri mahkemeler olarak belirtildiğini anlatan Tanrıkulu, "100 kişilik bir suç örgütünde sadece bir askeri şahıs varsa, yargı yeri askeri mahkemeler oluyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil" dedi.
Bütün amaçlarının adaleti Türkiye'de gerçekleştirmek olduğunu belirten Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Eğer bunu başaramazsak, avukatlar ileriki aşamalarda davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götürmeyi düşüneceklerdir. AİHM, sistem içinde askeri mahkemeleri reddetmiyor, ancak bu yargılama için 'bağımsız' ve 'tarafsız' olmadığı yolunda bir içtihat üretmesi şaşırtıcı olmaz."
Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nca açılan davada, 8 faili meçhul cinayetle ilgili olarak "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, Emekli Binbaşı Abdülkerim Kırca, tetikçi Abdülkadir Aygan, halen Siirt Jandarma Komutanlığı'nda görevli Uzman Çavuş Uğur Yüksel, itirafçı Muhsin Gül, Fethi Çetin, Kemal Emlük ve eşi Saniye Emlük ömür boyu hapis istemiyle yargılanıyor.
Diyarbakır Barosu: Savcı görevde
Bu arada Diyarbakır Barosu bir açıklama yaparak, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Mithat Özcan'ın görevinden alındığı yolunda basında yer alan haberlerin doğru olmadığını duyurdu. Açıklamada, "Baromuz Başkanlığının yaptığı araştırmada Cumhuriyet Savcısı Mithat ÖZCAN'ın görevinden alınmadığı, faili meçhul hazırlık soruşturmaları ile ilgili görevinin devam ettiği anlaşılmıştır" denildi. (AK/TK)