Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve Jineolojî dergisi editörü, akademisyen, gazeteci Nagihan Akarsel’in, Güney Kürdistan’ın Süleymani’ye kentinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin üzerinden bir yıl geçti.
Nagihan Akarsel’i hatırlamak
Jineoloji dergisi, Nagihan’ın katledilişinin birinci yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yayınladı.
“Onurlu yaşamın ne olması gerektiğini öğretiyordu”
Açıklama şöyle:
“Bazen yaşlı bir adamın bir ağaç altında oturarak düşünmesinin yarattığı hissi ve duyguyu erkekliği çözümlemek için kaleme döküyor, bazen bir kadının bir komünde söylediği sözleri siyaset nasıl olmalı sorusunun göbeğine oturtuyor ama her zaman yaşamı dert ediyordu."
"Güzel-iyi bir yaşamın nasıl olması gerektiğini… Naifliği örgütlüyordu, bütün çetinliklerin içerisinde, savaşın, katliamların, kırımların pençesinde. Mücadelenin estetiğini ve onurlu bir yaşamın dilinin ne olması gerektiğini öğretiyordu.”
“Anlam diyordu; yeni doğmuş bir çocuğun gözlerindeki ışıltı gibi apaydınlık bakışlar ile ilham verir… Ve öyle düşünüyor, öyle yazıyor, öyle örgütlüyordu."
"Gözleri, yeni doğmuş bir çocuğunki gibi aydınlık. Anlam dolu. Savaşmanın erkeklere zimmetlendiği bu dünyada bir kadın savaşçı olmanın, kadın olarak mücadele etmenin, kadınların nasıl direneceğinin pusulası oldu. Dili ile bilinci ile kalemi ile ve bütün estetiği ile özgür yeni bir yaşamın vücut bulmuş haliydi."
“4 Ekim 2022 tarihinde, Süleymaniye’de katlettiler Nagihan’ı. Özgür kadın kimliği, Süleymaniye’de kadın kütüphanesi çalışmaları yapmak için dolaştığı sokaklarda hedef alındı. Bütün ömrünü adadığı erkek-devlet şiddetine karşı mücadelede yine erkeğin ve devletin hedefi olarak vuruldu.”
"Evrende yalnız olmadığımızı hissettiren o ses…”
Katledilmesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu suikastın planlayıcıları, tetikçileri Nagihan’ı vurarak mücadelesini darbeleyeceğini düşündü. Oysa bir yıldır bütün dünya sokaklarında Nagihan’ın ilmek ilmek mücadelesini verdiği ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sesleri yankılanıyor. Evrende yalnız olmadığımızı hissettiren o ses…”
“Görüldü ki katliamla hedeflenenler gerçekleşmedi ve bilinsin ki gerçekleşmeyecek. Nagihan’ın mücadelesi tıpkı kendinden önce katledilen bütün kadınlar gibi bizlere birer miras, boyunlarımıza birer borç, mücadelemize gerekçedir. Kadın özgürlük mücadelesini büyütmek, özgür-eşit bir yaşamı inşa etmek, Nagihan’ın ütopyalarını gerçekliğe kavuşturmak en büyük hedefimiz olmaya devam edecek.”
“Katledilmesinin 1’inci yılında yoldaşımız Nagihan’ı sevgi ve sonsuz özlemle anıyor, mücadelesini başarıya ulaştırma sözümüzü yineliyoruz.”
(EMK)