Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Yürütme Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Tokyo’da imzaladığı Mitsubishi şirketinin Sinop’ta yapılacak nükleer enerji santralinin inşaatını üstlenmesini öngören anlaşmayı bianet’e değerlendirdi. Söz konusu anlaşma tatilde olan Japonya Meclisi açıldığında milletvekillerinin onayına sunulacak.
Gürbüz, anlaşmadaki Türkiye'ye uranyum zenginleştirme, nükleer yakıt üretimi izni veren maddelerin nükleer silah elde etme gibi tehlikeleri bulunduğuna dikkat çekti.
Nükleer karşıtı hareketin ülkede nükleer santral açılmasını engellediği Japonya’da sivil iradenin de nükleer silah karşıtlığı konusunda net olduğunu belirten Gürbüz, anlaşmadaki bu maddelerin Japonya’da teknoloji transferi ile Türkiye’de nükleer silah yapılmasının önünün açılmasına dair tartışmaya neden olduğunu söyledi.
Türkiye’nin 1980’de imzaladığı Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (Non-Proliferation Treaty /NPT) uyarınca nükleer silah üretemeyeceğini, nükleer reaktörlere yakıt üretebilecek durumda da olmadığına işaret eden Gürbüz şöyle konuştu:
“Türkiye nükleer silah yapamayacak ama böyle bir maceraya girme yollarını denemesi Japonya’yı şüphelendirdiği kadar bizleri de endişelendiriyor.”
Japonya’da nükleer karşıtı hareket
“Nükleer karşıtı hareket Fukuşima öncesine dek çok kuvvetli değildi, sonrasında değişti. Hareket ülkede nükleer santral açılmasını engelledi. Şu anda Japonya’da çalışan nükleer reaktör yok, bunu en büyük nedeni halkın gösterdiği tepki.
“Japonya ve Türkiye arasındaki nükleer karşıtı hareketler arasındaki ilişkiden biliyoruz ki, Japonya’daki nükleer karşıtları anlaşmanın meclisten geçmemesi için çalışıyorlar, bir imza kampanyası düzenlediler.
“Türkiye’de de başka bir yerde de nükleer santral istemiyorlar. Zarar gördükleri bu teknolojideki sorunlar hallolmadan bu teknolojinin başka yere gitmesine karşılar.”
Nükleer silah karşıtılığında Japonya
“Dünyadaki nükleer karşıtı tüm hareketler gibi, çok küçük istisnalar dışında, Japonya’daki nükleer karşıtı hareket de, bizim gibi, hem nükleer enerjiye hem de nükleer silaha karşı.
“Japonya hükümeti 2. Dünya Savaşı’ndan sonra nükleer silaha karşı oldu. Bu teknolojiye sahip olmasına rağmen hiçbir zaman nükleer silah üretme girişiminde bulunmadı. Japonya’da durum çok net.”
Japonya’nın “Türkiye’de nükleer silah” endişesi
“Rusya ile yapılan anlaşma daha çok nükleer santral kurulması ve santralde üretilen elektriğin satın alınmasına dairdi. Japonya’da ise bizim görebildiğimiz kadarıyla anlaşma, bir işbirliği anlaşması.
“Anlaşma içinde uranyumu zenginleştirme, nükleer yakıt üretimi, teknoloji transferi gibi gözüken ama çok tehlikeli olan bazı maddeler var. Uranyumu daha çok zenginleştirildiğinde nükleer silah elde etme imkanı var. Japonya’yı karıştıran da bu oldu.
“Japonya ülke içindeki nükleer silah karşıtı tutum nedeniyle hiçbir ülkeye bu teknolojiyi ihraç etmek istemiyor. Ama yapılan anlaşmanın ucu açık olduğu için Japonya’da 'acaba teknoloji transferi ile Türkiye’de nükleer silah açılmasının önünü mü açıyoruz' tartışması oluşmuş. Bunun netleşmesi lazım.
“Türkiye nükleer silah üretemez”
“Türkiye imzaladığı NPT nedeniyle nükleer silah üretemez. Yine de insanın aklında soru işareti kalıyor. Çünkü birçok ülke nükleer santral, yakıt zenginleştirme tesisleri kurarak bir anlamda nükleer silah üretmenin yolunu açmaya çalışıyor. Bu da tüm nükleer karşıtlarını ve barış taraftarlarını endişelendiren bir durum.
“Özellikle ülkelerdeki hükümetler bu konuda güvenli değillerse, rejimler sık sık değişebiliyorsa endişe artıyor. Türkiye böyle bir teknoloji aldığında ne kadar güvenli olacağı da tartışılır.
“Türkiye’nin nükleer silah üretmesi kendisini de bambaşka bir konumda konumlandırması demek, Avrupa Birliği süreci, ticari anlaşmalar gibi birçok probleme neden olabilir.
“Türkiye’nin elinde çok fazla uranyum da yok. Teknolojiyi öğrense de Rusya ya da Japonya’nın kuracağı reaktörlere yerli yakıt üretemez, çünkü her reaktör tipine uygun farklı yakıt gerekir.
“Bu çaba, nükleer teknolojiyi çok iyi bilmemekle ilgili bir şey ya da bir çeşit kandırmaca yapılacak. ‘Kenti yakıtımızı yapıyoruz’ denecek ama aslında tüm teknoloji dışarıdan gelecek. Kendi reaktörünü yapmadığın sürece, ki Türkiye bunun uzağında ve yapılacak milyarlarca dolarlık yatırımın ihraç şansı olmadığı için geri dönüşü de yok."
“Türkiye siyasi açıdan da nükleer santrale uygun değil”
“Sinop’ta çevre ve nükleer karşıtı platform tekrar kuruldu. Çevre konusunda mücadele veren insanlar bir araya geldi. Termik santrale karşı verilen mücadelenin bir benzerini de nükleere karşı vermeye hazırlanıyor.
“Sinop’ta da Mersin’de de nükleer santrallerin durulması lazım Yolsuzluk dosyalarını ve buradaki iddiaların çevre ve ekonomi bakanlığına uzandığını düşündürseniz, onları ilgilendiren her projenin durdurulması ve önce şeffaflığın sağlanması gerekir.
“Nükleer tehlikeler bir yana siyasi açıdan da nükleer santrale uygun bir ortam değil. Ne de söylendiği gibi elektrik talebinde artış var. Bunları alt alta koyduğunuzda Türkiye’nin nükleere ilişkin girişimleriyle ne kadar büyük bir risk aldığını görebiliriz.”
* Manşet fotoğrafı: Kayhan Özer / Tokyo / TÜRKSAT 4A uydusunun yapıldığı Mıtsubıshı Electrıc firmasının merkezini ziyaret / AA