İzmirli Kadınlar: Eşit Özgür Bir Hayat İstiyoruz

İzmir'de 'Kadınlar Birlikte Güçlü' oluşumunun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, kadın erkek eşitsizliğine, kadın cinayetlerine, kadınların iş yaşamında güvencesiz ve düşük ücretle çalışmak zorunda bırakılmasına karşı mücadelede kararlılıklarını vurgulayarak 8 Mart'ın resmi tatil ilan edilmesi talebini dillendirdiler.

"Görünmeyen emek sesini yükselt", "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadınlar birlikte birlikte güçlü", "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa", "Susma haykır eşcinseller vardır", "Eşit özgür bir hayat istiyoruz", "Savaşa hayır barış hemen şimdi", "Kadınlar savaş istemiyor", "Leyla Güven onurumuzdur", "AKP elini çocuklardan çek", "Çocuk istismarını aklatmayacağız", "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa", "Kadın yaşam özgürlük", "Jin jiyan azadi" sloganlarının atıldığı yürüyüşte sık sık "Hür doğdum hür yaşarım" şarkısı söylendi.

"Öykü'nün kirpiği yere düşmeyecek" yazılı pankart ve "kök hücre bağışı hayat kurtarır" yazılı dövizler taşındı. Dünyanın 46 ülkesinde gerçekleşen kadın grevine de ses verilen yürüyüş, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde sona erdikten sonra aşağıdaki basın açıklaması Türkçe, Kürtçe ve Arapça olarak okundu.

Basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

"Yıl geçtikçe daha fazla cinsiyetçilikle kuşatılıyoruz"

"Haklarımız ve hayatımız bizimdir diyen kadınlar burada. Herkes duysun, dinlesin. Kadınlar durursa hayat durur diyen kadınlar burada. Peki neden buradayız? Çünkü yıl geçtikçe daha fazla cinsiyetçilikle, daha fazla kadın düşmanlığıyla kuşatılıyoruz. Transfobi, homofobi, nefret cinayetleri alıp başını gitmek üzere. Patriyarkadan gücünü alanlar kah "günah, ahlaksız, suç, sen ne bilirsin" diyerek sesimizi kısmak, yaşam alanlarımızı daraltmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

"Öyleyse iyi dinlesinler. Bizler farklılıklarımız olsa da direncimizi, isyanımızı ve neşemizi kadın dayanışmasında, özgürlük mücadelesinde bulduk. Birbirimizden güç aldık, birbirimize güç verdik. Ve şimdi de baskının arttığı korkunun hakim kılınmaya çalışıldığı bu dünyada gece yürüyüşünde bir araya geliyoruz, isyanımızı büyütüyoruz.

"Nerede, nasıl, saat kaçta bulunmamızın daha makbul olduğunu tayin etmeye çalışıyorlar. Makbul kadın dayatmasıyla bizi birbirimizden de hayattan da tecrit etmeye uğraşıyorlar.

"Dayatmalara teslim olmayacağız"

"İyi dinlesinler. İstediğimiz saatte, istediğimiz yerde oluruz. Biz kadınlar her yerdeyiz. Yaşam hakkımıza, özgürlüğümüze müdahale etmenize izin vermeyeceğiz. Makbul kadın dayatmalarınıza teslim olmayacağız.

"Ev işi, hasta-çocuk-yaşlı bakımı, temizlik, cinsel arzuların tatmini... Tüm hepsini bizi eve kıstırıp, köleleştirip, tecavüz edip gerçekleştirmek istiyorlar.

"İyi dinlesinler. Görünmeyen emeğimize sahip çıkıyoruz. Erkeğin de devletin de kulu olmayacağız.

"Bizleri dilimize, dinimize, rengimize, ırkımıza göre ayırmaya çalışıyorlar. Savaş tohumlarını aramıza serpmeye uğraşıyorlar. Aynı coğrafyada bizi birbirimize kırdırıyorlar. Göçmen kadınları ucuz işçiliğe ve tecavüze sürüklüyorlar.

"İyi dinlesinler. Bizler farklılıklarımız zenginliğimizdir dedik, bizi ayıracak sahte çizgilerini kabul etmiyoruz. Ne ırklar ne de dinler bölebilir dayanışmamızı. Kadın kadının yurdudur dedik, göçmen kadınların kötü yaşam koşullarının iyileştirilmesi için mücadele edeceğiz. Kız kardeşlik bağımızı daha fazla güçlendireceğiz.

"Nafaka hakkı, boşanma hakkı, 6284 sayılı kanun... Tüm yasal kazanımlarımıza göz dikiyorlar. Kadın düşmanlığı çerçevesinde örgütleniyorlar. İktidar da yasaları değiştirme niyeti ve çabasıyla konumunu tam karşımızdan belirlemeye devam ediyor.

"Geri durmaya niyetimiz yok"

"İyi dinlesinler. Dişimizle, tırnağımızla kazandığımız haklardan vazgeçmeye, mücadeleden geri durmaya niyetimiz yok.

"Ülkenin basın yayın ve medya organları patriyarkanın organları haline getirmiş durumdalar. Her gün cinsiyetçilik, normalleştirilen erkek şiddeti, önemsizleşen kadın cinayeti, intihar diye örtbas edilmeye çalışılan cinayetler, ayıp ya da biplenmesi gereken eşcinsellik... Bu ve beterlerini görüyoruz medyada.

"İyi dinlesinler. Eril zihniyetin dizisini de reklamını da kabul etmiyoruz. Tüm eşitsiz yaklaşımları teşhir ediyoruz. Alternatif yolları ön plana çıkarıyoruz.

"İş yerlerinde mobbinge maruz kalıyoruz. Giderek derinleşen ekonomik krizin etkisiyle işten ilk atılanlar bizler oluyoruz. Güvencesiz, ucuz ve esnek çalıştırılıyoruz. Ev içi rollerin devamlılığını sağlayan mesleklere mecbur bırakılıyoruz.

"İyi dinlesinler. Ucuz, esnek ve örgütsüz çalışmaya, mobbinge tahammülümüz yok. İstediğimiz mesleklerde iş sahibi olabilmek için, eşit işe eşit ücret alabilmek için mücadele edeceğiz.

"Şiddet toplumun tüm damarlarında kol gezer hale geldi. Sokakta, otobüste, evde, iş yerinde şiddetle ve ölüm tehlikesiyle burun buruna yaşıyoruz. Bizleri zayıf ve güçsüz kılmaya uğraşıyorlar.

"Öz savunmayla güçleneceğiz"

"İyi dinlesinler. Hayatımızı savunmak için tak ettiği dediği yerde öz savunmayı başlatıyoruz. Hiçbir kadın canını sokakta bulmadı hiçbir kadının da sokakta kaybetmemesi için öz savunmayla güçleneceğiz.

"İlkokullarda, liselerde, üniversitelerde öğrenci, öğretmen ya da görevli olmamız fark etmeden hiçleştiriliyoruz. Tacizlere uğruyoruz. Akademide kadın sesini bastırmaya uğraşıyorlar. Üniversite kadın-erkek yurtlarında ayrımcılığın alasını görüyoruz.

"Öyleyse tüm eğitim programını da akademiyi de yurtları da özgürleştirmek için mücadele edeceğiz. Kampüslerde cinsiyetçiliğe de tacizlere de cinayetlere de geçit vermeyeceğiz.

"Bedenimizi metalaştıranlara, bizleri yalnızca cinsel bir obje olarak görenlere, savaş çığırtkanlarına, emeğimizi sömürenlere, patronlara, KHK iktidarına, kadının yanında olmayan eril yargıya karşı öfkemizi ve isyanımızı haykıralım. 

"İsyanımıza umut katacağız. İsyanımıza dayanışma katacağız. İsyanımıza kahkaha katacağız. İsyanımızı özgürlüğe kavuşturacağız. Hep birlikte özgürlük diye haykıralım. Emeğimiz için özgürlük!

"Bedenimiz için, hayatımız için, 8 Mart için, haklarımız için, geleceğimiz için, tüm kadınlar için özgürlük!