Urla Yağcılar ve Demirciler Köyü'nde yaşayanlar, Altınköy, Çamlıtepe, Doğa Konut Yapı Kooperatif temsilcileri, taş ocağı açılmasına tepki gösterdi.
İzmir İdare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması talebiyle başvuran davacılardan Ayşe Veryeri, "Taş ocaklarındaki dinamit patlaması 5-6 km derinliğe kadar etki ediyor. Psikolojimiz bozuluyor. Orman katliamı yaparak taş ocağı açmayı kabul etmiyoruz" dedi.
Muhtar Balkan: Üretemez hale geldik
Seferihisar ve Zeytinalan'dan geçen iki fay hattına dikkat çeken İsmet Sezen, "Bir dernek kurarak hukuki mücadelemizi böyle sürdüreceğiz. Bu dinamit patlamalarından yeraltı su kaynakları ve rejimi değişiyor" dedi.
Doğal SİT alanının derecesinin düşürülmesi için sürekli girişimler olduğuna dikkat çeken Yağcılar Köyü Muhtarı Çetin Balkan da, "Geçmişte taş ocağı örneği yaşandı. Hakim rüzgarlar kuzeydoğudan esiyor; makineler çalışmaya başlayınca, biz burada yaşayamaz, üretemez hale geliyoruz" dedi.
1. derece SİT'te maden
Önceki davada bilimsel rapor olduğunu hatırlatan İzmir İl Daimi Encümeni'nin eski başkanı Avukat Teoman İlter, "Zeytinlerin yapraklarını kaplayan toz ağacın nefes almasını engelliyor. Önce verim düşüyor ardından da ağaç kaybediliyor. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti ise, devleti yönetenlerin Zeytincilik Islah Kanunu'na saygılı olmaları gerekiyor. Geçmişte biz burada yeni ocak açılmasını engellemiştik. Aksi taktirde organik zeytinyağı, sebze üretimi de bu taşocağından olumsuz etkilenecek" diye konuştu.
Köylülerle site sakinlerinin ortak hareket ettiklerini vurgulayan Avukat Şehrazat Mercan, "Taş ocağı madeni yapılmak istenen yer 1. derece doğal SİT sınırları içinde; ormanın da tam ortasında. Köyün içme suyunun temin edildiği kuyu da bu taşocağının hemen yakınında kalıyor. Üniversiteden gelen uzmanlar bu bölgede sandal ağacı gibi birçok nadir bitkinin yer aldığını tespit etmişlerdi. Bu denli hassas bir bölge için Çevre ve Orman Bakanlığı'nın çevresel etki değerlendirilmesine ihtiyaç yoktur; karar daha önceki mahkeme kararlarına da aykırı" dedi. (EK/TK)