Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir temsilciliğinin düzenlediği 9. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri başlıyor.
5 Aralık Çarşamba günü açılışı yapılacak olan etkinlik, 8 Aralık Cumartesi gününe kadar devam edecek. Dört gün boyunca yoğun bir belgesel sinema estetiğine gömülebileceğiniz, İletişim Çalışmaları Topluluğu'nun oluşturduğu film geçidi Alsancak'taki Fransız Kültür Merkezi'nin salonunda, ücretsiz olarak seyirciye sunulacak.
Belgesel Film Günleri'nin organizatörleri günümüzde dünyada ve Türkiye'de insan hakları bakımından yaşanan kriz nedeniyle etkinliğin bu yılki teması olarak, kabul edilişinin 70. yılında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini seçmiş durumdalar.
Etkinlikte dikkat çeken yapımlar arasında yöntmenliğini Ercan Kesal'ın yaptığı geleneksel belgesel formatındaki Fındıktan Sonra, belgesel sanatının sınırlarını başarıyla zorlayan Tuna Kaptan imzalı Turtle Shells (Kurşunlu Tosbağa) ve içeriğinin ağırlığına rağmen sinemaya doyacağınız Rahul Jain'den Machines (Makineler) var.
İranlı yönetmen Sarvestani
Ödüllü İranlı yönetmen Nima Sarvestani etkinlikte, biri Maryam Ebrahimi ile kotarılmış üç filmiyle onurlandırılıyor.
Afganistan'da şeriat kanunları ile ezilen kadınlar için cezaevine düşmek bazen kurtuluş anlamına gelebiliyor. Fakat gerici toplumun gözünde günah işlemiş biri olarak hukukun öngördüğü cezayı çekmek bile yetersiz sayıldığından hapisten çıkan kadınların başına gelebilecekler korkutucu boyutta. No Burqas Behind Bars (Parmaklıklar Ardında Burkasız) adlı 77 dakikalık belgesel sizi sıcaklığıyla anında saracak, kesinlikle duygulandıracak, öfkelendirip kızdıracak, fazlasıyla üzerek büyük bir ihtimalle motive edecek. Bazı kadınların halleri sizi kahkahayla güldürecek, çocukların varlığı içinizi cız ettirecektir; filmde erkek görevlilerin tavırlarını garipsemekten öteye geçemeyeceğiniz sekanslar da var. Cinselliğine, izdivaç şekline, aile hayatına şahsen karar vermek isteyen kadınların cesur duruşu belki size de ilham verecek, ataerkil statükoyu devirmek için kuvvet aşılayacak.
Hapishane kardeşliği
Afganistan'daki hapisten çıkıp İsveç'te yaşamaya başlayan Sara'nın hayatı değişmiştir. Okula gider, giyimine serbestçe karar verir, özgürlüğü tatmaya başlar.
Aklı cezaevindeki Najibeh'te kalmıştır; toplumda sadece kadına yönelik olarak işleyen namus törelerinden dolayı arkadaşının taşlandığı haberi gelir. Memleketinden uzak yaşasa da Sara yeni hayatına uyum sağlamaya çalışır, Batı'nın sosyal ilkelerine hızla uyum sağlar; iltica hakkını elde ettiği taktirde kocası da yanına gelecektir.
Sarvestani'nin daha önce çektiği No Burqas Behind Bars adlı belgeselin devamında, kahramanlarından bazılarını yakından takip ederek fanatik Müslüman kesimin boyunduruğu altındaki Afganistan gerçeğini bir kez daha yüzümüze çarpıyor. 2016 yapımı Prison Sisters (Hapishane Kardeşliği) adlı 90 dakikalık eserde elde edilmiş kazanımların gerici erkek zihniyeti tarafından nasıl harcandığı da gözümüze sokuluyor.
Hayır diyenler
İran'daki İslam Devrimi sonrasında dinle bağdaşmayan siyasi düşünceleri yüzünden zindanlara atılan, işkence gören ve katledilenlerin acısı hafızalardan silinmedi. Günümüzde devletin muhtelif yönetim kadrolarında yer almaya devam eden failler Lahey'deki uluslararası halk divanında sembolik olarak yargılandı. Aralarında konuya eğilen Those Who Said No (Hayır Diyenler) adlı belgeselin yönetmeni Nima Sarvestani'nin de bulunduğu tanıklar gecikmiş olsa da adaletin yerine gelmesini talep ediyorlar.
İzmir İnsan hakları Belgesel Günleri hepimizi bekliyor. (MT/HK)