İzmir'deki depremde enkaz altında arama kurtarma çalışmalarına katılan Jandarma Arama Kurtarma'nın (JAK) kadın personeli, gece gündüz demeden "can kurtarmak" için görev yaptı.
Depremde yıkılan binaların enkazında yürütülen çalışmalara 135 personelle katılan JAK, eğitimli ve organize çalışmasıyla arama kurtarma faaliyetlerine önemli katkı sağladı.
Ekipte görev alan 10 kadın personel de vardiyalı olarak enkaz altından bir kişiyi daha canlı çıkarmak için yoğun çaba sarf etti.
"Ayda bizim için de mucize oldu"
JAK personelinden Jandarma Astsubay Çavuş İlknur Aydın, depremin ilk gününden itibaren Rıza Bey Apartmanı'ndaki arama kurtarma faaliyetlerinde çalıştığını söyledi.
Enkazdan çıkan Ayda bebeğin depremin sembol isimlerinden biri olduğunu vurgulayan Aydın, "O bizim için de mucize oldu. Çok duygulandık. Tüylerimiz diken diken oldu." dedi.
Astsubay Çavuş Aydın, deprem gibi afetlerde çalışma yürütenlerin duygusallığa yer vermemesi gerektiğini, ilk amaçlarının enkaz altında nefes alan her canlıyı bir an önce kurtarmak olduğunu dile getirdi. Bu işin erkeği kadını olmadığını aktaran Aydın, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını ifade etti.
Çalışmaların ekip işi olduğunu vurgulayan Aydın, "Buradan çıkan ikizler beni çok duygulandırdı. Erkek kardeş kız kardeşine sarılmıştı." diye konuştu.
"Abi diyen oldu"
Jandarma Astsubay Süfeyda Akçoban da çalışmaların yoğun bir şeklide devam ettiğini belirtti.
Duygusallığı bir kenara bırakarak soğuk kanlı şekilde faaliyetlerine devam ettiklerine işaret eden Akçoban, ilk gün Buse Hasyılmaz'ı kurtardıklarını hatırlattı.
Çalışmalarda yaşadığı bir olayı anlatan Akçoban, "Geçen gün bir AFAD personeli bana 'abi' dedi. Sonra, 'Kusura bakmayın komutanım özür dilerim. Bir abi gibi çalışıyorsunuz.' dedi." ifadesini kullandı.
Jandarma Astsubay Çavuş Şükriye Taşkın Sayar da çalışmalar sırasında farklı duygular yaşadıklarını cansız bedenler çıkardıklarında üzüldüklerini, Ayda gibi çocukların kurtarılmasıyla farklı bir enerjiyle dolduklarını anlattı.
Sayar, "Bu işin kadını erkeğinin olmadığının en büyük örneği biziz. Yeri geliyor yukarıda delici ve kırıcılarla çalışıyoruz, yeri geliyor kürek sallıyoruz, moloz taşıyoruz. Depremde kadını erkeği, yaşlısı genci, evlisi bekârı yok. Herkes sevdiklerini bırakıp buraya can kurtarmaya geldi” dedi. (EMK)
Fotoğraf ve haber: Anadolu Ajansı