Haber: Efsun Erbalaban Yılmaz/AA, Fotoğraflar: Mahmut Serdar Alakuş/AA
İtalyan besteci Giacomo Puccini'nin "Madama Butterfly" operası bu sezon İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB) tarafından sahneleniyor.
İki perdeden oluşan eser için sanatçılar, disiplinli bir çalışmanın yanı sıra özenli bir makyaj ve kostüm hazırlık sürecinden de geçiyor.
Genç bir geyşanın Japonya'da geçen öyküsünü anlatan eserde, maceracı bir ruha sahip olan Amerikalı deniz teğmeni Pinkerton ile evlenen Madama Butterfly'ın aşkı için dinini değiştirmesini ve ailesi tarafından reddedilmesi konu ediliyor.
Eser, 31 Ocak, 2-4-7 Şubat tarihlerinde Bornova Kültür Merkezi'nde izlenebilir.
"Madama Butterfly"da rol alan sanatçılar, Japon geleneklerini yansıtan bir görünüm için önce makyaj sanatçısı Nurhan Akay'ın sandalyesinde zaman geçiriyor, ardından da kimonolarını giyip temsile hazırlanıyor.
Nurdan Küçükekmekçi "Madama Butterfly", Elif Şehir, Melisa Özdemir ve Özlem Aksungur "geyşa", Nur Göymen Arslan "Madama Butterfly'ın annesi", Nurhan Platin ve Aylin Odabaşı "halk temsilcileri", Başak Karataş "Suziki", Deren Eladağ "Madama Butterfly'ın akrabası", Soner Yıldırım ise "Bonzo" karakterlerini canlandırıyor.
Makyaj sanatçısı Nurhan Akay, AA muhabirine, operanın makyajı, ışığı, kostümü ve dekoruyla bir bütün olduğunu söyledi.
Akay, makyaj konusunda da kostüm kreatörünün tasarımı doğrultusunda çalıştıklarını ifade ederek, "Madama Butterfly" operası için de "karakter" ve "geyşa" makyajı yaptıklarını belirtti.
Akay, şöyle konuştu:
"Bir solistin geyşa makyajı yarım saat sürüyor. Daha da uzun süren makyajlar oluyor tabii. Makyajı tamamlamak için sanatçıları erken çağırmak zorunda kalıyoruz. sahneye çıkış trafiklerine göre program yapıyoruz ve o saatlerde geliyorlar. Biraz erken olabiliyor ama ortaya çıkan sonuca değiyor."
Nurhan Akay, bir günde 8-9 solisti sahneye hazırladığını, koro üyelerinin de tasarım doğrultusunda kendi makyajını yaptığını, gerekirse makyaj sanatçısından da yardım istediğini aktardı.
Akay, işinin en sevdiği kısmının da özel efekt makyajları olduğunu dile getirerek, Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu romanından uyarlanan balede "dünyanın en çirkin karakteri"ni canlandıran "Quasimodo" karakterini hazırladığı sırada çok mutlu olduğunu da sözlerine ekledi.
(AÖ)