Fotoğraf: TBMM'nin Erdoğan'ın Libya'ya göndermesi için izin verdiği "birlikler"/SOHR
Erdoğan iktidarının Libya'da asker bulundurması için verilen iznin süresinin 2 Temmuz 2022'den başlayarak 18 ay uzatılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Erdoğan, tezkeresini, "Libya'da Şubat 2011'de meydana gelen olayları takip eden süreçte demokratik kurumların inşa edilmesine yönelik çabaların, artan silahlı çatışmalar nedeniyle akamete uğradığı, ülkede parçalanmış bir yapı ortaya çıktığı" gerekçesiyle TBMM'ye sundu.
Tezkerenin TBMM'de görüşülmesinden sonra yapılan oylamada AKP ve MHP'nin yanı sıra muhalefetten İYİ Parti de "evet", CHP ve HDP ise "hayır" oyu verdi. İYİ Parti önceki tezkereye "hayır" oyu vermişti.
TIKLAYIN-İYİ Parti, Libya Tezkeresine "Hayır" Diyecek
İYİ Parti ve CHP'nin farklı doğrultularda oy kullanmaları "Millet İttifak"ının bileşenlerinin sözcülerince "bu yeni bir şey değil" diye değerlendirildi: "Biz ayrı partileriz."
HDP: Türkiye'nin Libya'da işi yok
Tezkere'ye ilkesel ve politik nedenlerle "hayır" diyen HDP adına TBMM'de söz alan Adana milletvekili Tülay Hatimoğulları, konuşmasında "Türkiye'nin Libya'da işi yok," dedi.
"Türkiye'nin sınır ötesindeki ülkelerde askerî varlığını biz sürekli sorgulayacağız ta ki oradaki askerî varlık bitene kadar. Biz oraya barış götürmeliyiz, savaş ve çatışma götüremeyiz; buna hakkımız yoktur, hiçbir ülkenin diğer ülkenin içişlerine karışma hakkı da yoktur, bunun uluslararası hukukta da bu şekilde bir iç savaştan faydalanarak, Libya'da devam eden bir iç savaştan faydalanarak bunu bu şekilde bir çıkarsal amaç için kullanıp kendi ideolojisine yakın bir grubu orada desteklemek Türkiye Cumhuriyeti devletinin işi değildir, olamaz.
"Biz Halkların Demokratik Partisi olarak bugüne kadar bu Meclise gelen bütün tezkerelere 'ret' oyu verdik çünkü savaşın ve silahın çözüm olmadığından emin olan bir partiyiz ve barış için sonuna kadar çalışma iddiasında olan bir partiyiz."
İYİ Parti: Önce savaş vardı "hayır" demiştik, şimdi savaş yok "evet" diyoruz
İYİ Parti adına söz alan Aydın milletvekili Adnan Gezgin konuşmasında bir önceki tezkereye "hayır" oyu kullanmalarını "Evet, Mehmetçik'in savaş ortamına gönderilmesine karşı çıkmıştık" diye gerekçelendirdi. "Ancak 2020 sonundan bu yana ateşkes nedeniyle Libya'da iç savaş durumu yaşanmamakta" olması, "Askerimiz[in] muharip güç konumunda [olmamas], nedeniyle ve "milisler arası çatışmalar bakımından caydırıcı bir rol oynayacağı" gerekçesiyle "evet diyeceklerini" açıkladı.
Gezgin "evet" oyuna "[...] uluslararası gelişmeler o kadar vahim ki bu risk ortamında Hükûmetin, Libya ve Doğu Akdeniz'de hareket alanının engellendiği izleniminin doğması, dış âlemde Türkiye'nin hayrına olmayan bazı soru işaretlerine yol açabilir" diyerek bir başka gerekçe daha ileri sürdü ve ekledi "Libya'daki kuvvetlerimizin ve yurt dışında görevde bulunan Mehmetçiğin moral gücünü korumasını da önemsiyoruz [...] ve bu süre uzatma tezkeresine "evet" diyoruz.
CHP: Başka ülkeleri korumak için asker göndermeye karşıyız
CHP Grubunun görüşlerini açıklamak üzere kürsüye gelen Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer: [...] Deniz Yetki Anlaşması'nın bir ön koşulu gibi önümüze getirilen Libya'ya asker gönderilmesi gibi ikinci mutabakata ve arkasından getirilen tezkereye hep karşı olduk, bugün de olmaya devam ediyoruz" dedi, "çünkü biz, Mehmetçik'imizin uluslararası meşruiyeti olan insani yardım operasyonları dışında başka ülkelerin topraklarını korumak için görevlendirilmesine karşıyız."
Ağıralioğlu'na göre İYİ Parti neden "evet" demiş?
Geçtiğimiz günlerde ultra-milliyetçi, "sol düşmanı" söylemlerinin "Millet İttifakı"nda gerilim yarattığı gerekçesiyle Genel Başkan Yardımcılığından azledilen Yavuz Ağıralioğlu İYİ Parti'nin tezkereye neden "evet" oyu verdiğine ilişkin olarak TBMM'de partisi adına yapılan açıklamadan farklı yorumlar getirdi.
T24'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberinde aktardığına göre, Ağıralioğlu kendi gerekçesini Habertürk TV'de şöyle açıkladı: "Askerlerimiz orada ve onların varlığını ve irademizi zayıflatmak istemiyoruz. Yunanistan'ın şımarıklığını da görüyoruz. Dünyanın sıkıştığını ve bu sıkışmanın Türkiye'nin menfaatlerinin hilafına yapıldığını herkes gibi fark ediyoruz. Yunanistan'a yığınak yapılmasını, Suriye'nin kuzeyine terör devleti kurulması teşebbüsünü görüyoruz.
Ağıralioğlu daha önce "hayır" demeleriniyse şöyle gerekçelendirdi: "O gün Dışişleri Bakanı gelince bilgi vermeye, biraz Allah kerimdir duygusu içinde olduğunu fark etmiştik. Hükümetin plan yapabilme imkanının olmadığını fark etmiştik. Hayır derken inşallah haksız çıkarız demiştik. Şimdi de Dedeağaç ve adalarda hukuku çiğneyen ve Türkiye'yi sıkıntıya sokmaya çalışan gelişmeleri izliyoruz, PYD, ABD'nin kara gücü gibi. Daha önce hayır demiştik ama şimdi bu yüzden evet diyoruz."
Ağıralioğlu'nun ima yoluyla İYİ Parti'nin daha önceki "hayır" tutumunun "haksız olduğu" anlamına gelen açıklaması "Millet İttifakı" içinde CHP'ye ve İYİ Parti'de de Meral Akşener'e yönelik bir itiraz odağının varlığını sürdüregeldiğinin bir işareti olarak okunuyor.
Buna karşın "Her iki partinin kurmayları[nın], bu konularda iki partinin birlikte karar vermek gibi bir politikalarının olmadığını, ittifak çalışmaları ile konunun ilgisinin bulunmadığını kaydetti[kleri], bunun ittifak çalışmalarını etkilemediğini ifade etti[kleri]" belirtiliyor.
(AEK)