Bu güzel kadın Duygu Asena. Halit Kıvanç, Duygu'nun Feriye lokantasındaki doğum gününü bu sözlerle açtı. O genç kadın o sıra Hürriyet gazetesinde çalışıyordu.
Doğum günü olunca, önce armağanlardan başlamak gerekiyor. İlk ödül Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden, ikincisi Rotary Kulüp'ten. Uluslar arası Pen Türkiye şubesi ise bundan böyle "kadın gözüyle" yazan yazarlara vereceği "Duygu Asena" ödülü verecek.
Ve en önemli armağan kardeş İnci Asena'dan geldi: "Ben Duygu'ya kardeşliğimi sunuyorum."
Kadınca'cılar
Partinin en kalabalık grubu tabii ki, 1986'da Duygu'nun dergisi "Kadınca" ekibiydi. Filiz Koçali, Figen Yıldırım, Sema Dinçer, Seda Kaya Güler, Ayşegül Sönmez, Nil Soysal ile derginin tek erkek muhabiri Hızır Tüzel ile foto muhabiri Süleyman Tel'den reklam servisine, teknik servise kadar herkes oradaydı.
Başka? Gelişim grubunda birlikte çalıştıkları Nokta'dan İpek Çalışlar, Nurcan Akad, Ayşenur Arslan, Tuğrul Eryılmaz, Şule Çizmeci, Güman Birincioğlu, Deniz Adanalı... Sonra, Oral Çalışlar, Melih Aşık, Yalçın Pekşen, Zeynep Oral, Ayça Atikoğlu... En az 100 kişi, say say bitmez...
Adına ödül
Türkiye Pen'den başkan Vecdi Sayar,Duygu adına, "Duygu Asena- Kadın gözüyle" ödülünü bu yıldan itibaren vereceklerini duyurdu.
Oral Çalışlar, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin "Başarı ödülü"nü Duygu'ya verirken, 1980 sonrası feminist hareketin ve Duygu'nun mücadelesinin sosyalistlere kadının kurtuluşunun sosyalizme bırakılamayacağını, "hemen şimdi" gerçekleşmesi gerektiğini nasıl öğrettiğini anlattı..
"1980'li yıllarda kaçaklık dönemimde, İpek Nokta'dayken Kadının Adı yok çıkmıştı. Bu kitap işte 'Hemen şimdi' dedirten bir kitaptı. Sonra Duygu'yla Cumhuriyet'te birlikte çalıştık. Sadece kadın meselesi değil, Duygu her kritik meselde pozisyon alan biridir. Yıllar sonra Tunceli'deki ilk panelde birlikteydik. Ölüm oruçları onun meselesiydi. "
İyi ki doğdun Duygu
Partinin en dokunaklı konuşması Filiz Koçali'den geldi. Filiz, Kadınca ortamını herkes yaralıydı ve yayın yönetmeni Duygu bizim arkadaşımızdı, ondan çok hayat dersi aldık, " sözleriyle özetledi.
"Sana müteşekkirim Duygu, iyi ki doğdun, sen çok yaşa!"
Tabii ki, Tuğrul Eryılmaz da konuştu, ve Nokta günlerine döndü, o da Filiz gibi Duygu'dan aldığı bir hayat dersini paylaştı hepimizle.
"Nokta kapağı tartışıyoruz, başlık: Çocuğunuz eşcinsel olursa... Yayın Kurulu'nda gerginlik çıktı, biz İpek'le direniyoruz. Bir ara Duygu bizi dışarı çağırdı."
Ne demiş Duygu, dinleyelim:
"Bakın, siz racon bilmiyorsunuz. Böyle olmaz, Biz Ercan Arıklı'yı örgütleriz, işi çözeriz. "
Tabii, kapak kabul edilmiş, İpek'le Tuğrul, hukuk danışmanı Adil Özkol'un "eşcinsellik hastalıktı" ibaresinin konulması bastırmasını da çözümlemişler. Tuğrul, Nokta'nın Nokta olmasında yayın kurulu üyesi olarak Duygu'nun katkısını hiç unutmamak gerektiğini de özellikle belirtti. Haklı da...
Bir yudum Duygu
Nebil Özgentürk'ün "Bir yudum Duygu" belgeselinden parçalar da seyrettik.. Bu belgesel aslında Duygu'ya tüm doğum günleri için bir armağan bence.
Belgesel, Duygu'yu özetleyen "akıllı, cesur, yaratıcı ve iyi bir dost" sözcüklerini sahiden belgeliyor. Ne hoş!
Milliyet'ten atılınca
Duygu birkaç yıl önce Zeynep Oral, Nilgün Cerrahoğlu, Umur Talu ve Yalçın Doğan'la birlikte aniden işten atılmış, atıldığını da üstelik yönetimden değil de "dedikodu" tarzında duymuştu.
O günleri de Zeynep Oral'dan dinledik:
"Duygu hiç ben merkezli değildir. İşten atıldık, işsiz kaldık. Duygu sanki kendisi işten atılmamış gibi hepimiz için de koşturdu. "
Sunulan kardeşlik
Tabii ki doğum günü pastası da yedik, hep birlikte Duygu'ya sağlıklar diledik. Bu güzel doğum günü için İnci Asena'yla Şadan Maraş Öymen'e teşekkür etmeliyiz.
İnci, bir buçuk yıldır Duygu'nun evde, hastanede her an yanında. Ona kardeşliğini sunarken, sevgisini de öyle güzel anlattı ki: "Kocaman gözlerin, ellerin... her şeyinle seviyorum seni çok seviyorum Duygu."
Biz de Duygu, dayan! (BA)