Türk Tabipleri Birliği'ne (TTB) bağlı İstanbul Tabip Odası üyeleri, 14 Mart Tıp Haftası kapsamında Taksim Atatürk Anıtı önünde açıklama yaptı.
Anıtın etrafını bariyerle çeviren polis, açıklamada “suç unsuru” varsa müsaade etmeyeceğini söyledi. Ardından içeri alınan hekimler anıtın önüne çelenk bıraktı.
Ellerinde Türkiye bayrağı olan bir grup hekim kendilerinin de TTB üyeleri olduğunu söyleyerek kendi metinlerini okumak istedi. Ancak hekimler ikinci bir metin okunmasını kabul etmeyerek isterlerse ortak açıklamaya katılabileceklerini söylediler.
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç’ün okuduğu açıklamada 2004’ten beri uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın (SDP) hastalar ve hekimler açısından yol açtığı zararlar aktarıldı. Hekimlerin talepleri dile getirildi.
“14 kalemde sağlıkta katkı payı ödeniyor”
“1 Ocak 2012’den itibaren uygulanmaya başlanan Genel Sağlık Sigortası (GSS) sisteminde, prim ödeyemediği için sigorta kapsamı dışı kalan bu nedenle kamusal sağlık sisteminden yararlanamayanların sayısı dört buçuk milyonu geçti.
“Aylık olarak ödenen GSS pirimi dışında hastaneye başvurulduğunda ayrıca muayene katılım bedeli, ilaç katılım bedeli, tıbbi malzeme katılım payı gibi 14 ayrı kalemde sağlıkta katkı payı ödeniyor.
“Aile hekimliği sisteminde sorunlar artıyor”
“SDP'nin bir diğer ayağını 13 Aralık 2010’da tüm Türkiye'de uygulanmaya başlanan aile hekimliği sistemi oluşturuyor.
“Bireysel ve toplumsal sağlık hizmetini birbirinden ayırarak birinci basamak sağlık hizmetlerini parçalı hale getiren, bölge tabanlı değil aile hekimine kayıtlı nüfusa dayalı sağlık hizmetinin verildiği, performans sistemi üzerinden sözleşmeli çalışmanın dayatıldığı, aile hekimlerinin koruyucu sağlık hizmetlerinden uzaklaşılıp polikliniklere hapsedildiği bu sistemde sorunlar giderek artıyor.
“SDP ile çalışanların hakları baskılandı”
“Sağlık alanında ciddi bir tahribata yol açan, eğitim, araştırma, kamu sağlığı gibi öncelikleri geri plana düşürüp ‘verimlilik ve kârlılık’ söylemleri ile ticari bir anlayışı hâkim kılan SDP, çalışanların haklarının da baskılanmasını getirdi.
“Bu nedenle, 14 Mart sürecindeki ilk talebimizi, hekimlerin emeklerinin karşılığı olan, emekliliğe yansıyacak, güvenceli, görev tanımına ve liyakata uygun, tek işte çalışarak insanca yaşamaya yetecek bir ücret elde etmeleri ve emekli hekim ücretlerinin artırılması oluşturuyor.
“Şiddet suçları cezalandırılmalı”
“Sağlık çalışanları olarak 2014’ten bu yana talep ettiğimiz ‘fiili hizmet süresi zammı’ için yasal bir düzenleme acilen yapılmalıdır.
“Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete hoşgörü gösterilmeyeceği, şiddet suçlarının mutlak cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve önleyicilik açısından TTB Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı bir an önce yasalaşmalıdır.
“Hukuksal bir dayanağı olmayan güvenlik soruşturmaları kaldırılmalı; güvenlik soruşturmaları nedeniyle bekletilen ve bu soruşturmalar olumsuz geldiği için ataması yapılmayan tüm hekimler görevlerine başlatılmalıdır.
“Barış içinde bir yaşam diliyoruz”
“Her 14 Mart'ta taleplerimize uygun düzenlemeler yapılacağına ilişkin sözler veriliyor. Ancak, bugüne kadar Sağlık Bakanlığı ve hükümet yetkilileri tarafından, ‘Hekimlere müjde’ başlığı altında verilen sözler tutulmadı.
“Meslektaşlarımızın ve tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart’ını kutluyor; hepimiz için yaşanabilir bir doğa, barış içinde bir yaşam, iyi hekimlik yapabildiğimiz bir sağlık ortamı diliyoruz.” (TP)