Hafıza Merkezi Berlin ve IPS İletişim Vakfı/bianet’in hazırladığı on bölümlük podcast serisi İyi Günde Kötü Günde “nefret” bölümüyle yayında!
TIKLAYIN - "İyi günde kötü günde" bir arada yaşamak
İyi Günde Kötü Günde" podcast serisi Hafıza Merkezi Berlin ve IPS İletişim Vakfı/bianet’in yürüttüğü bir proje kapsamında hazırlanıyor. Projenin koordinatörleri Hafıza Merkezi Berlin’den Özlem Kaya ve IPS İletişim Vakfı’ndan Öznur Subaşı, proje danışmanı Özgür Sevgi Göral, proje editörü ise Müge Karahan.
"Nefret" başlıklı bu bölümde Mültecilerle Dayanışma Derneği’nden Avukat Gizem Öykü Başkaya son dönemde giderek tırmanan ve tehlikeli yerlere varan mülteci nefretinin nedenleriyle sonuçlarını masaya yatırıyor ve tüm dünyada mülteci politikalarının nasıl ilerlediğine değiniyor.
Oyuncu, aktivist Seyhan Arman ise translara yönelik nefret söylemlerinin ve transfobinin dününü bugünü, bu nefretle mücadele etme yöntemlerini anlatıyor.
Hak sahibi olarak görülmemek
Programda Gizem Öykü Başkaya mültecilerin gündelik hayatta maruz kaldıkları nefretin şiddetini, ne gibi boyutlara varabileceğini ve mültecilerin hayatlarını nasıl etkilediğini anlatırken meselenin hukuki boyutuna dikkat çekiyor:
“Bayram izinleri Suriye savaşından da önce iki ülke arasında çift taraflı olarak uygulanan, var olan bir uygulamaydı. Hatta savaş başladığında üç yıl kadar uygulanmadı. Şimdi ise sadece Suriye vatandaşları için Türkiye'den Suriye'ye belli bir süre ile gidip gelmeyi kapsayacak şekilde uygulanıyor ya da uygulanıyordu. Ancak kamuoyunda, özellikle sosyal medyada birden yükselen nefret söylemi ile yıllardır uygulanagelen bayram izni uygulaması hiçbir haklı gerekçe olmaksızın, hiçbir değişen durum olmaksızın sonlandırıldı. Ve aslında bu, hak sahipliğini vurguladığım mültecilere, Suriyelilere hiç sorulmadı, hiç fikirleri alınmadı. İşte burada hak sahibi olarak görülmediklerini görebiliriz.”
Başkaya, ayrıca Ukrayna’daki savaşın ardından yaşanan gelişmelerden örnekler vererek mültecilere yönelik politikaların dünyadaki seyrini değerlendiriyor.
Dayanışmanın gücü
Translara yönelik nefret söylemleri ve yine son zamanda yükselen transfobi üzerine konuşan oyuncu, aktivist Seyhan Arman ise nefret politikalarının transların gündelik hayatını ne kadar zorlaştırdığı üzerinde dururken ikiyüzlü tavırlara, imtiyazlı insanların ayrıştırıcı söylemlerine de değiniyor. Zaman zaman umutsuzluğa kapılsa da dayanışmanın ona güç verdiğinin altını çiziyor:
"Mesela son dönemde üç-beş kişi de olsalar, on kişi de olsalar fark etmez, radikal feminist kadınların içinde yaşadığımız şey çok ortada. […] O kadar nefret kustular ki bunlar, benim mesela çok modumu düşürmüştü. Çünkü ben hep cis kadınlarla bir arada yürüdüğümüzü düşünüyordum ve beni bugüne kadar düştüğüm bütün çukurlardan erkekler değil, kadınlar çekip aldılar. Benim hayatımda çok büyük destek oldu kadınlar ve ben kadın sayılırım, sayılmam, işte transım, oyum buyum, bütün bunları geçerek söylüyorum, ben kadınlara minnet borçluyum. […] Hem böyle genellemek hem böyle etiketler, bu nefret benim birazcık modumu düşürmüştü. İki gün önce böyle çok genç kadınların olduğu bir gruba katıldım, Twitter’da […] canlı bir yayın yapıyorlar. Oradaki o genç kadınların kapsayıcılıkları, dilleri beni biraz umutlandırdı.”
Program, serinin diğer bölümlerinde de olduğu gibi konukların iyi günde kötü günde bir arada yaşam hayallerini anlatmalarıyla sona eriyor.
İyi Günde Kötü Günde podcast serisi
"Bir arada yaşam" konusunu odağına alan serinin sonraki bölümleri yaratıcılık, ırkçılık, hafıza, yalan, antroposen ve arkadaşlık temalarıyla devam edecek. Bölümler 15 günde bir salı günleri yayınlanacak. İlgili yazılar da perşembeleri yayında olacak.
İyi Günde Kötü Günde yazı dizisi
1 - Aile: İyi günde kötü günde... / Alev Özkazanç
2 - Cezasızlık varken, bir arada yaşamak mümkün mü?
İyi Günde Kötü Günde’nin Korku bölümünü aşağıdaki podcast platformlarından dinleyebilirsiniz.
Spotify
ApplePodcast
Youtube
(SO/NÖ)