Hafıza Merkezi Berlin ve IPS İletişim Vakfı/bianet’in yürüttüğü “İyi Günde Kötü Günde: Bir Arada Yaşamak” başlıklı 10 podcastlik serinin ilki, 12 Nisan’da yayınlanacak.
15 günde bir yayınlanacak podcast serisinin amacı bir arada yaşamanın farklı biçimlerini, zorluklarını, imkânlarını değerlendirmek, bir arada yaşamanın önündeki engelleri aşmanın yollarını aramak ve tüm dünyada etkisi artan ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı politikaların saldırısı altında bir arada olmanın, bir arada durmanın farklı yönlerini farklı temaları başlangıç noktası yaparak konuşmak.
Podcast serisinin ilk konusu "Aile", konukları ise feminist aktivist Feride Eralp ve LGBTİ+ aktivisti Dilara Çalışkan. "İyi Günde Kötü Günde: Bir Arada Yaşamak" serisinde ayrıca "ceza", "korku", "nefret", "yaratıcılık", "ırkçılık", "hafıza", "yalan", "antroposen" ve "arkadaşlık" konuşulacak.
Tanıtım bölümünü dinlemek için tıklayınız:
İyi Günde Kötü Günde / ApplePodcast
İyi Günde Kötü Günde / Youtube
Podcast serisine dair "Dünyadaki ve Türkiye'deki çatışmalı meseleleri konuşurken insan haklarını, azınlık haklarını, tüm canlıların yaşam hakkını odağımızda tutabileceğimiz bir çatı kurmak istedik" diyen projenin editörü Müge Karahan, sorularımızı yanıtladı.
"İyi Günde Kötü Günde" proje editörü Müge Karahan.
Hem vaat hem temenni
“İyi günde kötü günde, bir arada yaşamak” nedir?
İyi günde kötü günde bir arada yaşamak, koşullar ne olursa olsun ve tüm farklılıklarımızla birlikte kimseyi incitmeden, kimsenin alanına girmeden, herkesin derdine kulak vererek, gerektiğinde kendi ayrıcalıklarımızdan vazgeçmeyi seçerek birlikte yaşamayı sürdürebilmektir. Genellikle aile kurarken ya da aile içi ilişkilerden bahsederken kullanılan “İyi günde kötü günde” kalıbı hepimizin bildiği üzere aslında hem bir vaat hem de temenni içeriyor.
Bize benzemeyenle bir arada olmak
Neşeyi ve sıhhati paylaştığımız gibi acıyı ve kederi de paylaşabilmekten bahsediyor. Biz aslında bu projede hem bunu ne kadar yapabildiğimizi bir kere daha görmek istedik hem de aslında geleneksel bir bir arada yaşam biçimi olan aile kurumuna adım atarken kullanılmasına aşina olduğumuz bu kalıbı herkesin kılmak, tüm bir aradalıklara uyarlamak ve kapsamını da biraz genişletmek istedik.
Buradaki “iyi gün kötü gün” ifadesi aile için kullanıldığında hastalıkta sağlıkta, varlıkta yoklukta bir arada olma vaadi ve temennisini taşır. Bizse bunu hem aile dışındaki bir aradalıklara taşımak hem de sadece sıhhatle ve varsıllık yoksullukla sınırlamayıp genişletmek istedik. Bizden farklı olanlarla, bize benzemeyenlerle, yeni karşılaştıklarımızla bir arada olabiliyor muyuz ya da olmaya niyetimiz var mı? Bu gibi soruları masaya yatırmayı, irdelemeyi amaçladık.
Tek proje: Podcastler, yazılar ve haberler
Bu podcast serisini kimler hazırlıyor?
"İyi Günde Kötü Günde" podcast serisi Hafıza Merkezi Berlin ve IPS İletişim Vakfı/bianet’in yürüttüğü bir proje kapsamında hazırlanıyor. Hafıza Merkezi Berlin’den Özlem Kaya ve IPS İletişim Vakfı’ndan Öznur Subaşı proje koordinatörlerimiz. Özgür Sevgi Göral danışmanımız. Bense projenin editörlüğünü yapıyorum.
Bu noktada projenin 10 bölümlük podcast serisinin yanı sıra aynı konuları kapsayan bir yazı dizisi ayağı olduğunu da not düşeyim. Bunlardan ayrı bir de eğitim programı olacak. Bu eğitim ayağı Atölye BİA’nın hak odaklı gazetecilik üzerine daha önce de verdiği eğitimlerle bağlantılı. Bu vesileyle de “bir arada yaşamak” konusunda haberler üretilecek.
Program konuklarını, yazarları ve programlarımızın akışına dair her şeyi dört kişilik bir ekip olarak birlikte belirliyoruz. Ayrıca bu hazırlık sürecinde farklı konularda aklına fikrine güvendiğimiz isimlere de hem konuları nasıl ele alabileceğimiz konusunda birlikte düşünmek hem de konuşmacı önerilerini almak için başvuruyoruz. Bize zaman ayıran, fikirlerini bizimle paylaşan herkese teşekkürler. Her bölüm için özel olarak seçtiğimiz tanıtım metinlerimizi seslendirdiğin ve hazırlık sürecimizdeki katkıların için sana da çok teşekkür ederiz.
Son olarak prodüksiyon ve post prodüksiyon kısmını Jotapod (Jotacreative) ile birlikte yürütüyoruz.
Bir arada durmanın önemi
Bu proje neden yapıldı? Amacınız neydi?
Bu projenin amacı, tanıtım bölümümüzde de kısaca ifade ettiğimiz üzere küresel düzeyde giderek artan düşmanlaştırıcı, ayrıştırıcı politikalar karşısında ve bu politikalara rağmen birlikte yaşamanın yollarını bulmak ve bu politikalarla mücadele ederken bir arada durmanın önemini ortaya koymak. Bu proje bir arada yaşam meselesini tekrar tekrar gündem yapmak, bu anlamda farklı kanallar açmak, bu alana naçizane bir katkı sunmak için yapıldı. Çok temel amaçlarından biri de bu meseleyi sadece Türkiye’yle sınırlı kalmadan bazı konu başlıklarını tüm dünyayla ilişkilenerek değerlendirmek. Sıklıkla dile getirdiğimiz gibi bu yakıcı gündemler aslında tüm dünyanın meselesi ve dünya bağlamında değerlendirerek konuşmak daha geniş bakma imkânı sunuyor.
Bu proje neden önemli?
Birlikte yaşamak, bir arada yaşamanın yollarını bulmak, bunun için mücadele etmek ve bu mesele etrafındaki konular elbette ilk kez konuşulmuyor ve ilk kez gündeme gelmiyor. Bu proje öncelikle tam da bu kadar temel bir meseleyi tekrar tekrar farklı kanallardan, farklı açılardan ele alarak masaya yatırmak gerektiği için önemli. "İyi Günde Kötü Günde" podcast serisi ve yazı dizisi tam da bunu hedefliyor: Bir arada yaşamak konusunu mümkün olduğunca derinlikli bir biçimde ve farklı açılardan da bakarak ele almayı amaçlıyor. Belki sıklıkla konuşulduğu halde yeterince derinleşilemeyen ya da hep belli noktalardan ele alındığı için farklı bakış açılarından noksan kalan konulara bakmak istiyor. Ve tam da bu nedenle az önce de söylediğim gibi dünyada ne olup bittiğine, bu meselenin tüm dünyadaki seyrine bakmayı amaçlıyor.
Konuklar ve konular
Podcastlerde neler konuşulacak ve elbette kimler konuşacak?
İlk bölümde aileyi konuşarak başlıyoruz, aile kurumu başta bahsettiğim hassasiyetleri gözeterek bir arada yaşamayı yürütebiliyor mu sorusu çıkış noktamızdı. Kadınların, LGBTİ+’ların giderek aileye, aile içi ilişkilere hapsedildiği ve dahası yaşam savaşı verdiği bu düzenin ideal bir “bir arada yaşam” düzeni gibi sunulmasının nedenlerini ve buna karşı yürütülen mücadeleleri konuşuyoruz bu bölümde.
Her bölümde iki konukla sohbet ediyoruz ve bir şekilde bir arada yaşam mücadelesinin parçası olmuş konuklar davet etmeyi çok önemsiyoruz. Ne demek istediğimi şöyle açmalıyım belki de: Yani konuları sadece uzmanlarıyla, bir konu üzerine çalışan araştırmacı ya da akademisyenlerle konuşmaktansa aynı zamanda bir şekilde sahada mücadele yürütmüş/yürüten, örgütlü, meselenin öznesi konuklarla sohbet etmeyi tercih ediyoruz.
Örneğin İlk bölümde aileyi illaki bir feminist aktivist ve bir LGBTİ+ aktivistiyle konuşacaktık. Bu yüzden ilk bölümde feminist aktivist Feride Eralp ve LGBTİ+ aktivisti Dilara Çalışkan’la aileci politikalar karşısında yürütülen mücadeleleri, farklı aile formatlarının mümkün olup olamayacağını masaya yatırdığımız çok güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
"Aile" konulu ilk bölümü takip eden programlarda ceza, korku, nefret, yaratıcılık, ırkçılık, hafıza, yalan, antroposen ve arkadaşlık başlıklarıyla devam edeceğiz. “Ceza” konusunu Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan hukukçu Gulan Çağın Kaleli ve çalışmalarını failler, itirafçılar üzerine sürdüren akademisyen Yeşim Yaprak Yıldız ile konuştuk.
“Nefret” konusunda konuklarımız trans aktivist, oyuncu Seyhan Arman ve Mültecilerle Dayanışma Derneği’nden hukukçu Gizem Öykü Başkaya’ydı. Serinin “Korku” bölümünde akademisyen, yazar Sinan Birdal ve Boğaziçi Direnişi’nden Yağmur Gönenç’i ağırladık.
Müge Karahan ve "yaratıcılık" bölümü konuğu sanatçı Fatoş İrwen.
“Yaratıcılık” bölümündeyse hapishanede bir arada yaşam deneyimi olan ve yaratıcılığını bu anlamda da örgütleyen sanatçı Fatoş İrwen ve yer aldığı projelerde farklı bir aradalıklar üzerine kafa yoran küratör, yazar, eğitimci Övül Durmuşoğlu konuğumuz oldu.
Podcastlere destek: Yazılar
Projede podcastlerle paralel olarak yayınlanacak yazılar da var değil mi?
Podcast programlarımızla paralel ilerleyecek ve bianet’te yayınlanacak yazılaraysa Alev Özkazanç’ın aile konusundaki metniyle başlıyoruz. 14 Nisan Perşembe bianet’ten okunabilir. Ceza konusundaki yazı içinse faili meçhuller, iş cinayetleri, kadın cinayetleri, LGBTİ+ cinayetleri, mülteci cinayetleri gibi farklı alanlardaki davaları takip eden avukatlar Emel Ataktürk, Berrin Demir, Fatoş Hacıvelioğlu, Kerem Dikmen, Veysel Vesek, Tugay Bek, Cem Halavurt ve Ayhan Erdoğan’a cezasızlık rejimine dair bir soru yönelttik ve onlardan gelen cevapları yayınlayacağız.
Korku başlığında sinema eleştirmeni Fırat Yücel korku filmleri üzerinden bir hat kurarak hazırlıyor yazısını. Nefret konusunda Rober Koptaş yazıyor. Yaratıcılık konusundaki yazıdaysa etnomüzikolog ve besteci Mustafa Avcı müzik ve bir arada yaşamak arasında bağlantı kuruyor.
Umudunu kaybetmeyenlere
Bu yayınları kimler dinlemeli?
Dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri takip etmek isteyen ancak sadece sıcak gündemi takip etmekle yetinmeyen, seçtiğimiz konuların kavramsal, tarihsel arka planı kadar pratikte ne olup bittiğini de merak eden herkes dinleyebilir. Programların bu konulara aşina olanlar kadar yeni ilgilenmeye başlayanların, öğrenmek, anlamak isteyenlerin de dinleyebileceği tarzda akışları olduğunu söyleyebiliriz. Yazıların çerçevesiyse genellikle programlarda yaptığımız sohbetlerle kavramsal, edebi ve sanatsal paralellikler kurmak üzere çizildi. Kısacası, birlikte yaşamak için mücadele etmeye hevesli, umudunu kaybetmeyen, bu anlamda sorumluluk taşıyan herkesin dinlemesini umuyoruz.
12 Nisan'da ilk yayın
Yayın tarihleri nasıl olacak?
İlk podcast 12 Nisan'da spotify, apple podcast ve youtube'tan yayınlanacak. Sonrasında programlarımız 15 günde bir salı günleri yayınlanmaya devam edecek, programların yayınlandığı salıyı takip eden perşembeleri de konuya dair yazılar bianet haber sitesinde okuyucularla buluşacak. İlk yazı 14 Nisan perşembe günü.
Beşinci programdan sonra yani serinin tam ortasına geldiğimizde ilkbahar dönemini bitiriyor ve haziranda kısa bir yaz molası veriyoruz. Sonbaharda yine aynı takvimle devam edeceğiz, salıları podcast programlarımız perşembeleriyse konuyla ilgili yazılar 2022 sonbaharı boyunca da yine dinleyen ve okuyanlarıyla buluşacak.
*Bu proje İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) ve Hollanda Krallığı Büyükelçiliği MATRA Sosyal Dönüşüm Programı desteğiyle yürütülmektedir. Podcastlerin ve yazıların içeriği yalnızca IPS İletişim Vakfı'nın sorumluluğundadır ve hiçbir biçimde SIDA ve Hollanda Krallığı Büyükelçiliği'nin tutumunu yansıtmamaktadır. |
(NÖ)