Alemdaroğlu'nun yedi yıllık rektörlüğü döneminde 40 öğretim üyesi istifa etmiş; kendisi "bilimsel hırsızlık" gerekçesiyle hekimlik mesleğinden iki ay men edilmiş ve yargı kararlarını uygulamadığı belgelenmişti.
Alemdaroğlunun rektörlüğü döneminde istifa eden akademisyenlerden Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi ve YÖK Genel Kurul üyesi Prof. Dr. Ülkü Azrak, Alemdaroğlu'nun yargı kararlarını uygulamaması nedeniyle görevinden alındığını, Cumhurbaşkanının hukukun üstünlüğüne bağlı olarak, görevden alma kararı verdiğini söyledi.
Bianetin sorularını yanıtlayan Azrak, Alemdaroğlu'nun açıklamasının aksine, Cumhurbaşkanı'nın ideolojik değil, hukuka uygun karar verdiğini vurguladı.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu üyesi, Prof. Tahsin Yeşildere de bianete yaptığı açıklamada "Bir makamı işgal eden kişinin anti-demokratik tutumlarla, benden olmayanlara soruşturma açayım, mahkemelerde sürünsünler anlayışıyla görevde olması düşünülemez. Alemdaroğlu mahkeme kararlarına uymayarak hukuka aykırı davranmış, makamını kötüye kullanmıştır" dedi.
Yeşildere, "faşizmle yönetilen" İÜ'nün; Alemdaroğlu'nun görevden alınmasıyla bilimsel ve demokratik açıdan eski konumuna geleceğini savundu.
Konu "Atatürkçülük" değil
Azrak ve Yeşildere, Alemdaroğlu'nun Atatürkçülük ve laikliği savunmasını görevden alınmasıyla bağdaştırmasını eleştirerek, rektörlüğü dönemindeki uygulamaların bu ilkelerle ilgili olmadığına dikkat çekti.
YÖK Denetleme Kurulu, Alemdaroğlu'nun İÜ Kardiyoloji Enstitüsü'nde beş anabilim dalını kapatıp öğretim üyelerini görevden alması nedeniyle açılan davalarda Danıştayın verdiği yürütmeyi durdurma kararını uygulanmadığını belirlemiş ve bu konuda hazırladığı dosyayı 13 Eylül günü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sunmuştu.
Alemdaroğlu'nun rektörlüğü döneminde yüzlerce öğrenci "slogan atmak", "idelolojik halay çekmek", "kamu malına zara verme potansiyeli taşımak" gibi nedenlerle soruşturmaya uğramıştı.
Alemdaroğlu döneminde soruşturma gerekçeleri
Bu öğrencilerden biri, İÜ Hukuk Fakültesi mezunu Yeşinil Yeşilyurt, rektörlüğün polis ihbarları ve tutanaklarına dayanarak asılsız iddialarla soruşturmalar açtığını öne sürdü.
Yeşilyurt, Azerbaycan'daki darbe girişimine karışan öğretim görevlisi Ferhan Demirkol'u protesto ettiği gerekçesiyle okuldan uzaklaştırıldığını, okulda olmadığı dönemde "Okul koridorlarında 60 kişilik sol bir grubun içinde görülmek" gerekçesiyle tekrar soruşturmaya uğradığını ve bu soruşturmalara karşı açtığı davaları kazandığını söyledi: "Rektörlüğün açtığı soruşturmalar, demokrat olarak bilinen hocalar tarafından yürütülüyordu. Soruşturma gerekçeleri asılsız olduğundan, öğrenciler ve öğretim üyelerini birbirine düşürmeyi amaçlıyorlardı".
Yeşilyurt, soruşturmaların haksızlığına karşı açtığı davaların masrafının da rektörlükçe karşılanması gerektiğini, rektörlüğün ödememe yapmaması üzerine suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
bianet'e görüşlerini açıklayan Prof. Azrak ve Prof. Yeşildere, Alemdaroğlu'nun rektörlüğü dönemindeki uygulamaları ve görevden alınma kararını şöyle yorumladılar:
Azrak: YÖK'ün görevden alma talebi yok
* 1980 tarihli Danıştay örnek kararında da belirtildiği gibi, Danıştay kararlarını uygulamayan devlet görevlileri görevlerinden alınır. Burada YÖK Genel Kurulu'nun görevden alma isteği yoktur. Bu durum Cumhurbaşkanı'na iletilmiş, o da yasaların gerektirdiği gibi 2547 sayılı YÖK kanununun Ek 1. Maddesi gereği Alemdaroğlu'nun görevine son vermiştir.
* İstanbul Başsavcılığı, Alemdaroğlu hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 230. Maddesine dayanarak cezai kovuşturma talebiyle YÖK Başkanlığı'ndan izin istedi. Alemdaroğlu'nun üniversitede usulsüz uygulamalarına ilişkin iddialar, ileride dava konusu olabilecektir.
* Görevden alma kararını Atatürkçülük ve laiklikle bağdaştırmak yanlış. Cumhurbaşkanı ideolojik değil, hukuki bir karar vermiştir.
Yeşildere: Üniversitede padişahlık sistemi olmaz
* Kemal Alemdaroğlu, hakkımda açtığı bir çok soruşturma ve uygulamalarıyla beni öğretim üyeliğinden soğuttu. Bu davaların hepsini kazanmama ve sicilimi sildirmeme karşın, bir daha üniversiteye dönmek istemiyorum. Rektörlük dava masraflarının tümünü ödemesi gerekirken, ancak bir bölümünü üç yıl gecikmeyle ödedi.
* Alemdaroğlu yedi yıl boyunca, Yunanistan, Fransa ve İtalya'ya bilim yasağı koyarak; bazı anabilim dallarına kadro vermeyerek; atamaları yapmayarak; benim bulunduğum bölümün internet bağlantısını "hattın depremde koptuğu gerekçesiyle" iki yıl boyunca kestirerek; kendisine oy vermesi için öğretim üyelerine baskı uygulayarak, rektörlük seçimi sandıklarına kendine yakın isimleri koyarak rektörlük yaptı.
* Türkiye'de Atatürkçülük sadece Alemdaroğlu'nun tekelinde değil. Faşizan bir anlayışla bir bilim yuvasını yönetemezsiniz. Öğretim üyelerine bölücü, gerici, PKK'li diyerek haklarında soruşturma açamazsınız.
* İÜ Senatosu'nun Alemdaroğlu'nun ardından istifa etmesi, yani yargı kararlarına uymayan bir rektörü bu yolla desteklenmesi yanlıştır. Üniversitelerde tek bir kişinin yönetimine bağlı, ona destek vermeye dayanan liderlik ve padişahlık sistemi yoktur çünkü.
* Alemdaroğlu seçimle göreve gelmesini gerekçe gösteriyor. Hitler de seçimle iş başına gelmişti. Alemdaroğlu, çağdaş, demokrat ve bilimsel olması gereken üniversitede, öğretim üyeleri üzerinde baskı kurarak, görevlerini yapmalarını engelleyerek, üniversitenin bilimsel düzeyini de düşürmüştür.(ÖG/EÜ)
Konuyla ilgili haber ve duyurular
İstanbul Tabip Odası ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nin açıklaması