İstanbul Üniversitesi (İÜ) rektörlük seçimlerinde Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) adayların sırasını değiştirmesi tartışılırken bir kez daha öğretim üyeleri ve öğrencilerin yöneticilerini seçme hakkı yok sayıldı.
Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) yöneticisi Gözde Mutlucan ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER) eski başkanlarından Prof. Dr. Kadir Erdin, bianet'e, varolan sistemin seçim sonuçlarından etkilenecek kesimlere söz hakkı tanımadığını vurguladı.
YÖK, seçimlerin ardından son kararı vermesi için Cumhurbaşkanına gönderdiği listede başbakanla yakın ilişkisi olan Prof. Dr. Yunus Söylet'i ikinci sıradan ilk sıraya çekti. Cumhurbaşkanı, YÖK'ün gönderdiği üç adaydan birini atayacak.
Ne seçim ne atama
Kendisi de İÜ'deki seçimlerde aday olan Erdin, şu an ne bir seçimden ne de bir atamadan bahsedilemeyeceğini söyledi. Erdin, her şeyden önce öğretim üyelerinin oylarının etkilenmeye açık olduğunu belirtti.
"Kıdemli öğretim üyeleri genç akademisyenlerin odalarını ziyaret ediyor örneğin. Kişisel güç ilişkileri üzerinden yürüyen bir seçimde ne kadar bağımsız davranılabilir?"
YÖK'ün de benzer iktidar ilişkileri içinde karar verdiğini vurgulayan Erdin, dolayısıyla akademik sorunların çözümünün kişisel ilişkilere bağlandığını, böylece üniversitede nesnel bir dönüşümün önünün tıkandığını ekledi.
Kimin üniversitesi?
Mutlucan, öğrencilerin üniversite yönetimini seçme hakkını talep ettiklerini söyledi.
"Bu imkan olsa, taleplerimizi temsil eden bir rektör seçerdik. Öğrencilerin, akademisyenlerin ve çalışanların yönetimde söz hakkı olması lazım."
Mutlucan, "Şimdi iktidar ve YÖK'ün şekillendirdiği bir üniversite var. Aksi olsa üniversitenin gerçek sahiplerinin şekillendirdiği bir üniversite olacaktı" diye ekledi.
"İstanbul Üniversitesi'nin sembolik anlamı var"
Erdin, İÜ'de rektörlük seçiminin "sembolik bir anlamı olduğunu" da vurguladı.
"Türkiye'de üniversite deyince hala akla İÜ gelir. Gerek yüksek öğretimin tarihi gerekse de üniversitenin toplumu değiştirme gücü açısından İÜ semboliktir. 60 ve 70'lerin üniversitesi bugün ortada olmasa da o miras İÜ'yü hala öne çıkarıyor."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de bu sistemden rahatsız olduğunu söyleyen Erdin, buna rağmen bir değişim öngörmediğini ekledi.
"Çünkü sistem iktidarın beklentilerini karşılıyor. İktidar, üniversitenin günlük işleyişine müdahale etme ve yönetimini kısmen de olsa belirleme imkanına sahip. Oysa üniversite tüm güç odaklarına eşit uzaklıkta bulunmak zorunda."(BÇ/EÜ)