İTÜ'de 50-D kadrosuyla çalışan araştırma görevlileri yüksek lisansta 3, doktorada 6 yılı tamamlamaları ve mezun olmamaları halinde işten atılıyor. Araştırma görevlilerin 33-A kadrosuna geçme ile ilgili talepleri dikkate alınmıyor. Yine araştırma görevlilerinin bağlı olarak çalıştığı YÖK yasasında belirtilen 33-A kadrosunda yüksek lisans ve doktorayı tamamlama sınırı bulunmuyor. Ancak İTÜ Yönetim Kurulu'nun belirlediği 50-D'den 33-A kadrosuna geçiş kriterleri işten atılmaların önünü kesecek bir çözüm sunmaktan uzak.
Ekim ayından itibaren Rektörlük binası önünde kurdukları çadırda eylemlerine devam eden İTÜ'lü Araştırma Görevlileri bugün de üniversite bileşenleriyle rektörlük binasına yaptıkları yürüyüşte taleplerini dile getirdi.
İşten atılan araştırma görevlilerinin sayısı her gün artıyor. Zorlu bir süreç sonucu araştırma görevlisi olan akademisyenler, İTÜ'de araştırma görevlisi olarak kalmak için zorlu bir sürece daha sokuluyor. Eylem sonrası bu süreci araştırma görevlileriyle konuştuk.
Doktorada ikinci senesinde olan Seçil Ercan, pek çok sınavı geçip araştırma görevlisi olduklarını ve araştırma görevlilerinin derslere girmek, tez yazmak, makale yazmak, ödev okumak, laboratuarlarda görev almak, sınav gözetmeni olmak gibi pek çok görevi olduğunu belirtti ve bazı haklarının kısıtlandığını söyledi:
"Genelde haftasonu ya da akşam saatlerinde olan sınavlarda gözetmenlik yapıyoruz, ek ücret de alamıyoruz. Daha önce yılda bir kere yurt içi ve yurt dışındaki bir akademik faaliyete katılma hakkımız vardı. Ama bu hak son üç yıl içinde saygın bir dergide makale yayınlamak şartına bağlandı."
"Kendimizi İTÜ'nün parçası hissettik"
Dokuz yıldır İTÜ'de araştırma görevlisi olan, doktorada altı yılını tamamladığı gerekçesiyle işten atılan Özgür Günelsu, "Kendimizi İTÜ'nün bir parçası olarak hissedip üstümüze vazife olmayan işleri de yaptık" diyor. "Mesela" diyince sıralıyor: "Korniş taktım, projeksiyon astım, bilgisayar laboratuarı kurdum..."
Günelsu, maaşının kesilmesinden iki buçuk ay sonra ilişik kesme belgesinin geldiğini ve bu süreçte maaşsız olarak beklediğini söylüyor.
Kimi araştırma görevlileri laboratuarların tek sorumlusu; öğretim görevlilerinin araştırmaların yardım edip kimi zaman onların derslerine de giriyorlar. Günelsu'ya göre 50-D kadrosundaki araştırma görevlilerinin işten çıkarılması halinde, yerlerine gelecek kişilerin bu görevlere adapte olmaları uzun bir süre alacak.
Doktorada dördüncü senesini bitiren Sinem Öztürk, mücadelenin tüm üniversiteler için önemli olduğunu ve kaçıncı senede olursa olsun herkesin işten çıkarmalara karşı çıkması gerektiğini belirtti. Araştırma görevlisi olma sürecinin zorlu olduğunu ifade eden Öztürk, doktoranın altı sene süre ile sınırlandırılmasının yapılan işin nitelik açıdan içini boşalttığını söylüyor. (BK/HK)
Fotoğraflar: Erhan Demirtaş