İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencileri ve akademisyenleri, 15 ay önce İTÜ rektörlüğüne atanan Mehmet Karaca’nın öğrenci, akademisyen, idari personel üzerindeki hukuksuz ve keyfi uygulamalarına “Yeter Karaca”, “ Başka bir İTÜ mümkün!” demek için Dayanışma Meydanı’nda bir araya geldiler.
“Karaca İstifa”, “Karaca kaç kaç kaç İTÜ’lüler geliyor” sloganlarıyla rektörlüğe yürüyüş yapıldıktan sonra Taşkışla Sahnesi oyuncularının gösterisi izlendi. Karaca’nın göreve gelmesiyle beraber yaşanan antidemokratik uygulamalara karşı öğrenciler, rektörlük önünde kurdukları kürsüde taleplerini ve önerilerini anlattılar.
“Seçilmiş değil atanmış bir rektör”
bianet, eyleme katılanlarla İTÜ’de yaşananları konuştu.50/d kadrosunda istihdam edilen ve 33/a kadrosuna atanmayarak işten çıkartılmaları üzerine 15 aydır İTÜ’de mücadele eden Asistan Dayanışmasından Ekim Yurtsever rektör Karaca’nın göreve geldiği günden beri kendi muhalefetini nasıl yaratığını anlattı.
“ Rektör Mehmet Karaca 1 buçuk yıl içerisinde çok sayıda asistan arkadaşımızı işten attı. GDO’lu pirinç raporu ile ilgili İTÜ tarihinin en büyük skandalına imza attı. İTÜ’nün tarafsız, bağımsız bilimsel yapısına da böylece ayaklar altına aldı. Öğrenci, akademisyen ve personel sorunlarını dinlemekten kaçtı, kendisiyle görüşmek isteyen birçok kişiye de soruşturma açtı. ODTÜ’ye destek olmak için diktiğimiz fidanları sökülmesi üzerine kendisiyle görüşmek isteyen arkadaşlarımıza da soruşturma açıldı. Rektör Karaca kimseyi dinlemeden, yukarıdan aşağıya dikte eden uygulamalarıyla, bir diktatör gibi üniversite yönetiyor. Kendisi seçilmiş değil atanmış bir rektör. Bu kadar istenilmediği bir yerde daha fazla kalmamalı, istifa etmeli.”
“ ‘Ben dedim oldu’ usulü ile üniversite yönetiyor”
İTÜ öğrencisi Çayan Demirkır Rektör Karaca’nın neden istifa etmesini istediğini şöyle anlattı:
“ Yaklaşık bir yıldır rektör olan Mehmet Karaca 240 yıllık üniversitemizin altını üstüne getirdi. Hocalarımızı işten attı, personeli sürgün ederek yerini değiştirdi, öğrenciyi, asistanı, idari personeli mağdur etti. Tek adam rejimiyle üniversite yönetiyor. Dekanları bile senato toplantısında takmadan, ‘ben dedim oldu’ usulüyle yönetiyor İTÜ’yü. Üniversitemiz üzerinde hepimiz söz sahibiyiz, Karaca babasının çiftliği gibi yönetemez.”
“Cinsiyetçi ve ayrımcı olmayan bir İTÜ istiyorum”
Hiyerarşik bir yapı olduğu için rektörlük kurumuna karşı olduğunu söylen İTÜ Cins Arı üyesi Harun Kohen cinsiyetsiz, eşitlikçi ve ayrımcı olmayan bir İTÜ mümkün istediğini anlattı.
“ LGBTİ öğrencileri tanımayan, tehditlere, nefret söylemlerine, tacizlere fırsat veren rektörlüğe karşı buradayız. Ben eşitlikçi, cinsiyetçi ve ayrımcı olmayan bir İTÜ ve rektör istiyorum. Karaca döneminde 100 kadar asistan hukuksuzca işten atıldı. Bizim arkadaşlarımız bile ziyaretçi olarak okula giremezken AK Gençlik mezuniyet töreninde okula girerek velilere ve öğrencilere saldırdı. Ve bununla ilgili rektörlükten hiçbir açıklama gelmedi. Rektör Karaca hepsinin hesabını vermeli.”
“Her faaliyet soruşturma sebebi”
İzinsiz afiş ve pankart açmak gerekçesiyle okuldan uzaklaştırılan öğrenci kolektifleri üyesi Utku Oğul, 5 yıldır İTÜ’DE öğrenci olduğunu ama 15 aydır her faaliyetin soruşturma sebebi haline geldiğini söyledi.
“Ben 5 yıldır İTÜ’de öğrenciyim. Daha önce de etkinliklerimizin afişlerini okula asıyorduk ve bu soruşturma gerekçesi olarak gösterilmiyordu. Karaca İTÜ’ye geldiğinden beri her faaliyet soruşturma sebebi oldu, öğrenci kulüplerinin etkinliklerine de izin verilmiyor artık. Birçok arkadaşımıza soruşturma açıldı. Bu soruşturmalara karşı hukuki mücadeleye de başlayacağız.”
İTÜ’nün 15 ayı
Öğrenciler Rektör Karaca’nın 15 aylık “icraatlarını” şöyle sıraladılar:
* 100’e yakın asistan işten attı
* Labaratuvar sorumluları hiçbir bilimsel gerekçe olmadan değiştirildi, idari personel birimlerinden sürdü
* Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde başbakanın protesto edilmesine karşı çıkan bildiriye İTÜ adına imza attı
* GDO’lu pirinç raporu apar topar geçersiz ilan etti
* Kendisini protesto eden öğrenci ve akademisyene soruşturma açtı
* Mezuniyet töreninde okul dışından gelen AK Gençlik üyelerinin öğrenci ve velilere saldırması üzerine öğrencisini koruyan bir tavır almadı
* Öğrencilerin kullanamadığı mekanları Justin Bieber konseri gibi etkinlikler için şirketlere pazarladı
* İTÜ bileşenleri ile iletişim kanallarını kapalı tutup, görüş almadan tek adam rejimini hakim kılmaya çalıştı
* Güvenlik sayısını arttırıp kampüsü bir sivil polis bahçesine çevirdi. (MK/BK)
* Fotoğraflar: Miray Özturan / İstanbul / bia